Buradasınız
“Grev mutfakta kırılır”
Bostancı’dan bir işçi
Bu sözü ilk duyduğumda çok anlam verememiştim ama grev deneyimini yaşamış işçi arkadaşlarımızın anlattıklarını dinlediğimde kavramaya başladım. Yaşanılan birçok grev doğru örgütlenme yapılamadığı için başarısız bir biçimde sonlanıyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi de grev örgütlenmesinde işçilerin ailelerini unutmalarıdır. Oysaki grev, sadece işçinin değil ailesinin de sorunudur. İşçi ailesinin grevi sahiplenmesi, mücadelenin başarıyla gerçekleştirilmesinin anahtarlarından birisidir.
Sendikal mücadeleyi başlatan birçok işçi ya ailesinden çekindiği ya da korktuğu için onlara haber vermeden bu sürecin içine girer. Aileyi ikna etmek ikinci plana itilir. Çünkü grevin çok kısa sürede biteceği düşünülür. Oysaki grev ya da direniş uzun soluklu bir mücadeledir. Ekonomik anlamda hazırlıksız yakalanılan grevlerde, kısa zamanda parasal sıkıntılar baş gösterir. Aileler grevin ilk günlerinde ses çıkartmazken, ilerleyen süreçlerde verilen mücadelenin karşısında durmaya başlarlar. Mutfaktaki kapta yemek azaldıkça aile içinde huzursuzluklar artar ve yaşanılan tüm sıkıntıların sebebi patron değil de “grev” olarak algılanmaya başlar. Hatta çoğu zaman grevci işçinin grev alanına gitmesi bizzat ailesi tarafından engellenir. Sıkıntılar arttıkça işçinin, ailesinin bu taleplerine karşı direnme ve dayanma gücü azalır. Grev gizli gizli mutfak cephesinden kırılmaya başlanır.
Ailelerin grevleri sahiplenmesi, bizzat örgütlenmenin içinde yer alması ve hatta komite kurarak grevin en büyük destekçisi olması grevin yaşamsal sorunudur. Örneğin 2005 yılında örgütlenen Serna-Seral işçileri ailelerini de kısmen grev mücadelesinin içine katmayı başarabilmiş ve bunun da yardımıyla 250 günün üzerinde militan bir mücadele gerçekleştirebilmişlerdi. Kurulan “aile komitesi”nin örgütlemesiyle birbirlerinin ailelerine ev ziyaretleri düzenleyerek daha bir kaynaşmışlardı. Aile komitesi, yardımcı kuvvet olarak sorun yaşayan ailelerle sohbetler ederek ve grevin nedenini, amacını tartışarak bu sorunları gidermeye çalışıyordu. Hasta olan işçilere ziyaretler düzenleyerek birbirlerinin moral kaynağı oluyorlardı. Grevde yapılacak işlerin bir kısmını üstlenerek grevin rayında yürütülmesinde cephe gerisi hizmeti veriyorlardı. Ve şunu çok iyi biliyorlardı ki “onlar kazanırsa biz de kazanırız.”
Patronlar sınıfına baktığımızda işçilerin örgütlenmeleri karşısında domuz topu gibi birleştiklerini görürüz. Normal günlerde birbirlerinin boğazını sıkmaktan geri durmazken, işçilerin karşısında aralarındaki rekabeti erteliyorlar. Aralarında kan bağı olsun ya da olmasın birbirlerine her türlü maddi ve manevi yardımı yapıyorlar. Çünkü bir fabrikada işçilerin grevi kazanmasının diğer fabrikalara da örnek olacağını biliyorlar. Buna izin vermemek için ellerinden gelen tüm çabayı sarf ediyorlar. Bizler de bunun karşısında grev ya da direniş başlamadan önce ailelerimizi ikna etmeli ve mücadeleye kazanmalıyız. Çevremizdeki işçi arkadaşlarımızın ya da ailelerimizin grev ve direnişimize sahip çıkmalarını sağlayarak tüm zorlukların üstesinden gelebiliriz.
İşçi çocuğu olmanın zorlukları
İşyeri Komiteleri
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...