Buradasınız
1 Mayıs’a UİD-DER’li Bir Kadın İşçi Olarak Katılmak
Ankara’dan bir kadın işçi
İşçi sınıfının örgütlü gücünü meydanlarda dosta düşmana gösteren gündür 1 Mayıs. İşçilerin dayanışmasını bütün coşkusuyla hissettiren gündür. Coşkuludur, güçlüdür, umut saçar her yerde. İşçi sınıfına seslenir: “Kalk ayağa! Birlik ol işte böyle! Dikil patronun karşısına! Yürü üstüne üstüne! Korkma! Korkma, çünkü arkanda örgütlü gücün var! Güzel günler için umudunu yitirme!”
Ben de bu coşkuyu, bu gücü, bu umudu her 1 Mayıs günü daha çok hissediyorum. Çünkü 1 Mayıs alanlarına UİD-DER ile birlikte katılıyorum. UİD-DER’de örgütlü bir kadın işçi olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. Uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele gününe UİD-DER’in kadın kortejinde katılmanın coşkusu ise bambaşka. Rejimin alabildiğine otoriterleştiği, çarkı bozuk bu düzende, işçi sınıfının örgütlü mücadelesi ve taleplerini 1 Mayıs alanlarında korkmadan haykırması çok ama çok önemliydi. Hele bir de çifte ezilen, otoriter rejimin yarattığı olumsuzlukları hem işte hem sokakta hem evde daha da çok hisseden biz kadın işçilerin bir işçi kadın kortejinde bu talepleri haykırması kararlılığımızın göstergelerinden biriydi.
Ben de UİD-DER’in temsili kadın kortejinde o duyguyu hissettim. Özellikle biz kadınların gösterdiği o kararlılık, birbirimizden ve özellikle örgütümüzden aldığımız güç, tükenmeyen umudumuz bizlere ve etrafımıza çok güzel bir enerji yayıyordu. Hep bir ağızdan atılan sloganlar giderek daha güçlü çıkıyordu. Yanımdaki, önümdeki, arkamdaki arkadaşımın sesi sanki binlerce kadının sesiydi. Sanki binlerce kadın sırt sırta vermiş yürüyordu. Bu enerjimiz giderek büyümeye ve yayılmaya devam etti. Öyle ki kortej dışında kadın erkek birçok kişi yanımıza gelip sohbet etti ve bizimle fotoğraf çekti. Taşıdığımız dövizler işçi kadınların sesi olmuştu. Emekçi kadınları mücadeleye çağırıyordu. Bütün gücümüzle taleplerimizi haykırıyorduk: “Kadına Yönelik Şiddete, Çifte Ezilmişliğe, Cinsiyet Ayrımcılığına Hayır! Emekçi Kadınlar Mücadeleye”, “Kadına Şiddete, Tacize ve Tecavüze HAYIR!”, “Emperyalist Savaşa Hayır”, “Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği”...
Kadınıyla erkeğiyle işçi sınıfının mücadele örgütü olan UİD-DER, bu düzende daha çok ezilen kadın işçileri en önde mücadeleye çağırıyor. Tarihten aldığı deneyimlerle ve emekçi kadınların gücüne olan inancıyla büyüyor mücadelesi. Biz kadın işçiler de işte bu inançla UİD-DER’de örgütlenerek daha çok büyütmeliyiz bu mücadeleyi.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesi!
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...