Buradasınız
“90 Kuşağı” İşçiler Konuşuyor: Onlar ve Biz!
Medyada tuzukuru kesimlerin çocuklarından ibaret bir “90 kuşağı” imajı çiziliyor, “90 kuşağı” denince aklına ne geliyor?
Gebze’den Rahman, işçi-öğrenci: Bence “90 kuşağı” ikiye ayrılıyor. İşçi sınıfının “90 kuşağı”, küçük-burjuva ve burjuvaların “90 kuşağı.” Biz bunu Gezi sürecinde gördük. Öncelikle yaşam farkı var. Çalışmak zorundayız biz meselâ. Ben 91 doğumluyum ve çalışmak zorundayım. Onlar çalışmak zorunda değil. Onlar özel üniversitelerde okuyorlar. En çok kızdığım durumdur: Aynı bölümde okuduğum insan, o özel üniversitede okuduğu için iş garantisi var.
Gebze’den İlker, metal işçisi: Ben öncelikle tüm “90 kuşağı” gençliğinin aynı olduğuna, hepsinin de medyada dendiği gibi olduğuna katılmıyorum. 91 doğumluyum ve hayatta sıkı bir mücadele içindeyim. Şöyle bir örnek vereyim; bazen bir çay içecek paramız bile olmuyor. Hani biz gençleri hep aynı şekilde adlandırıyorlar ya, bu doğru değil. Ben staj yaptığım dönemlerde bile günde 12 ila 14 saat çalıştığımı biliyorum. 250 lira gibi bir rakama çalışıyordum ve yorgunlukla ertesi gün okula gidiyordum.
“90 kuşağı” içinde yer alan zenginlerin çocuklarıyla işçilerin çocuklarının çıkarları, özellikleri ve hayalleri bir mi?
Rahman: Sorunlar aynı olamaz. Meselâ hastalandığımızı düşünelim. Onlar özel hastaneye gider. Biz sigorta hastanesine. Onlar sıra beklemez, biz bekleriz. Bir de sigorta, SGK meselesi var. Hastalıkta bile bunlar bu kadar fark ederken her şeyde fark ediyor. Yediğin yemekten içtiğin suya, oturduğun restorana kadar her şey fark ediyor. Patron çocuğu elini cebine attığı zaman onun cebindeki parayla senin aylarca çalıştığın para arasında dağlar kadar fark var. Kaldı ki çalıştığın parayı da alamayabiliyorsun.
“90 kuşağı” genç işçiler ne gibi sıkıntılar yaşıyorlar?
Tuzla’dan Yusuf, metal işçisi: Metal fabrikasında çalışıyorum, iş kazası geçirdim, bu da bir sıkıntı. Enjeksiyon makinesinin koruması yoktu, düğmeye bastığımda ara sıra otomatiğe bağlanıyordu. Üretim yaparken baktım bir tane parça kaldı içinde. Elime aldım, o anda elim içinde kaldı, makine otomatiğe geçti. Elim 45 saniye makinenin içinde kaldı. Şimdi elimde ağrı oluyor. Hiçbir makinenin koruması yok, iş güvenliği diye bir şey yok. Uzun saatler çalışıyoruz. Normalde 9 saat çalışıyorum, fazla mesai ile 16 saat oluyor. Hafta sonları bazen ailemle vakit geçiriyorum.
İlker: Yanlış anlaşılmasın, babamın bir lafı var. Aslında acınacak bir durumdayız. Hayvan işçiden daha değerli! Hayvanın verimini arttırmak için aşıları yapılıyor, en kaliteli yemi veriliyor, veteriner tutuluyor. Hayvan iyi besleniyor, biz beslenemiyoruz. Bu bir gerçek. Hangimizin evine haftada bir et giriyor, ayda bir et giriyor? Her insanın gururunun okşanması lazım. İnsanın kendini önemli hissetmesi lazım. Bu insani bir olgu, içimizde var. Değer görmediğini her türlü hissediyorsun. Patronlar nazarında hayvandan bile daha aşağıda olduğunu görüyorsun. Sana bakışıyla, sözleriyle, sana sağladığı iş ortamıyla, verdiği maaşla, her şeyde görebiliyorsun.
İşçileri güçlü kılan bir araya gelmeleri ve ortak davranmalarıdır. Genç işçileri birleştirmek için neler yapılmalı?
İlker: İşçilerin öncelikle ne düşünceden olursa olsun, hangi siyasi partiden, hangi yaşam tarzından olursa olsun, Müslüman, gayrimüslim, ne olursa olsun bir arada durması lazım. Benim bu konuda çok değişik ve eksik düşüncelerim vardı. Ama hayat mücadelesiyle baş başa kalınca dünyada iki kesim olduğunu ister istemez gördüm: İşçiler ve patronlar. Her şeyin en güzelini, en iyisini, en kalitelisini onlar kullanırken her türlü cefayı çekmek bize düşüyor. Ekonomik kriz çıkar, bunun sıkıntısını işçiler çeker. Bu Karadeniz’de de böyle, Güneydoğu’da da böyle. Dolayısıyla biz işçiler biriz, bir olmalıyız, sıkıntılarımızı aşmak için bir araya gelip örgütlenmeliyiz.
Tuzla’dan Eray, öğrenci-işçi: Genç işçilerin özellikle bilinçlenmesi gerekiyor. Bilinçlenmesi gerekiyor gençliğin, işçi gençliği özellikle izole ediyorlar, bilinçsiz bırakıyorlar. UİD-DER işçi gençlerin bilinçlenmesi ve birleşmesi için faaliyetler yürütüyor, buna katılarak destek vermeliyiz meselâ.
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
Son Eklenenler
- Fernas madencilik ve Akcanlar Tekstil işçileri günlerdir seslerini duymayan Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polonez işçilerine bir kez daha saldıran çevik kuvvet polisi işçileri ters kelepçeyle gözaltına aldı. Ankara...
- Diyarbakır’a bağlı Merkez Bağlar ilçesinde 21 Ağustos Çarşamba günü kaybolan 8 yaşındaki kız çocuğu Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylülde dere kenarında bir torbanın içinde bulundu. Türkiye’nin çeşitli illerinde Narin’in katledilmesine karşı...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...