Buradasınız
2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?

“En zorlu sürecin önemli bir kısmı geride kaldı. Cumhurbaşkanımız da söyledi. 2025, 2024’ten daha iyi olacak. 2026 da 2025’ten çok daha iyi olacak.” Bu sözler 1,5 yıldır ekonomiyi düze çıkarma bahanesiyle emekçilerin ümüğünü sıkan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ait. Şimşek, her vesileyle uyguladıkları ekonomi programının ne kadar başarılı olduğunu, Cumhurbaşkanından da tam destek aldıklarını söylüyor.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye bir söz vardır. Bir işin sonunun nasıl olacağının şimdiki gidişinden belli olduğunu anlatır. Peki biz işçiler için şimdi iyi giden bir şey var mı ki Şimşek’in iddia ettiği gibi sonucun iyi olmasını bekleyelim? Patronlar sınıfının çıkarlarını kollayan Mehmet Şimşek için durum iyi olabilir ama ayakta kalma mücadelesi veren biz işçi ve emekçiler için tablo hiç de parlak değil. Yalnızca iktidarın hazırladığı Orta Vadeli Programa (OVP) bakınca bile bizi nasıl günlerin beklediğini görmek mümkün.
OVP’de yer alan 2025-2027 hedefleri kapsamında mesela asgari ücret artışlarının “dezenflasyon süreciyle uyumlu” yapılacağı söyleniyor. Yani ücret artışlarını gerçekleşen enflasyona göre değil de hedefledikleri enflasyona göre yapacaklarmış. Peki 2025 için ne kadarlık bir enflasyon hedefliyorlarmış? Yüzde 17,5! TÜİK verilerine göre Eylül ayında yıllık enflasyon yüzde 49,3 olmuş. Yani bizim ücretlerimiz resmi olarak neredeyse yüzde 50 oranında alım gücünü yitirdi ama alacağımız zam yüzde 1520 aralığında olacak. Bu durumda nasıl olacak da emekçiler için 2025, 2024’ten daha iyi olacak?
Geçen seneki OVP’de de yer alan ancak henüz hayata geçirilemeyen hak gaspları da iktidarın 2025 yılında yapılacaklar listesinde bulunuyor. Bu hedeflerden birincisi kıdem tazminatını kaldırmak ve kamusal emeklilik sistemini hiçleştirmek. Bunun için işçilere Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) adı altında bireysel emeklilik sistemi dayatılacak. Şimdiden “emekli maaşları çok düşük, TES olursa ikinci bir emekli maaşı alabilir, gül gibi geçinirsiniz” yalanını anlatıyorlar bize. Yani istiyorlar ki, sefalet maaşına itiraz etmeyelim ve TES gibi ek gelirlerle hayatta kalmaya çalışalım. Bu arada TES üzerinden sigorta şirketlerinin fonlarına akan paralar onların zenginliğine zenginlik katsın. Kıdem tazminatı da fona devredilsin ve bu fon TES’e kaynak yapılsın. 2025’te hayata geçirmeyi planladıkları bir başka saldırı ise “yeni nesil çalışma modelleri” gibi havalı bir isim altında esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırmak. Yani tam zamanlı işler yerine yarı zamanlı işler, kadrolu işler yerine sözleşmeli işler daha fazla yaygınlaşacak. İktidar bunun için 4857 sayılı İş Kanununu değiştirmeye hazırlanıyor. Bunu da işçilere kabul ettirmek için “haftalık çalışma saati 40 saate düşecek” gibi tuzak haberler dolaşıma sokuluyor. Gerçek niyet gizlenerek işçiler aldatılıyor.
OVP’ye göre İşsizlik Sigortası Fonunun çok daha büyük bir kısmı patronlara aktarılacak ve bu yolla onlara bedava işgücü sağlanması sürdürülecek. Bunun için de zaten yürürlükte olan aktif işgücü programları ile staj ve işbaşı eğitimi programlarının yaygınlaştırılması planlanıyor. Yani İŞKUR üzerinden işyerlerine gönderilen, 3 ilâ 10 ay arasında değişen süre boyunca cep harçlığı mahiyetinde bir ücret alarak, emeklilik primleri ödenmeksizin çalışmanın dayatıldığı işçi sayısı artacak. Keza Mesleki Eğitim Merkezleri yani MESEM’ler üzerinden yine cep harçlığı karşılığında haftanın 5 günü işe giderken bir günü okulda sözde eğitim gören çocukların sayısı da artacak.
İşte Şimşek’in 2024’ten daha iyi olacağını söylediği 2025 yılında bizi bunlar bekliyor. Bu planlara bakılırsa 2025’te ihya olacak, yüzü gülecek olanlar patronlardır. Demek ki bu iktidar bize yine yalan söylüyor. Geçen yıla kadar “ekonomimiz uçuşa geçti”, “şahlanıyoruz” yalanlarını söyleyenler şimdi “biraz sabırlı olun. Esnafın, çiftçinin, çalışanların yanındayız. Enflasyonu indirerek emeklinin, çalışanın kalıcı şekilde alım gücünü arttıracağız” yalanını söylüyorlar. Ama artık bizim bu yalanlara karnımız tok. Bundandır ki işyerinde sendikalaşan, greve, direnişe çıkarak hakkını arayan işçilerin sayısı artıyor. Üstelik saldırılara sessizce boyun eğmemizi isteyen siyasi iktidarın baskılarına, karşılarına dikilen jandarmaya, polise rağmen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. 2025’in 2024’ten daha iyi olmasını istiyorsak bu mücadeleleri ve işçi sınıfının birliğini büyütmek için çalışmalıyız.
- Aşçı ya da Doktor… Çocuklarımız Ezilmekten Nasıl Kurtulur?
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- Komşunun Evi Yanarken…
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Kim Bu Herkes?
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...