Buradasınız
BEDAŞ ve Taşeron Şirket Değil, İşçi “Kusurlu!”

11 Eylül 2010 tarihinde BEDAŞ’ta Alkama isimli taşeron firma işçisi olarak çalışırken, elektrik direğinde akıma kapılarak can veren Erkan Keleş’in davasında bilirkişi bir skandala imza atarak, işçiyi suçlayan bir rapor hazırladı.
Olayın ardından Erkan Keleş için ilk olarak Gaziosmanpaşa Savcılığı tarafından dava açılmış, bilirkişi olarak atanan İş Güvenliği Uzmanı Ömer Faruk Hepgur ve Elektrik Uzmanı Aybent Gökgöz raporlarında taşeron şirketin sözleşmelere dahi uymadığını tespit etmişti.
Hazırlanan rapora göre taşeron işçi Erkan Keleş’te 35 bin voltluk kontrol kalemi, izole eldiveni, yağmurluk, iş güvenliği yeleği, baret, başlık feneri, emniyet kemeri, izoleli çizme, topraklama kablosu, lüzumlu ölçü aletleri ve diğer koruyucu donanımlar olmalıydı. Ancak taşeron işçisi Keleş’te bu gerekli koruyucu malzemelerin hiçbiri yoktu. Bu koruyucu malzemelerin işçide olmadığını BEDAŞ yetkilileri de taşeron şirket kadar biliyorlardı.
İlk hazırlanan bilirkişi raporunda, BEDAŞ ve taşeron şirket yetkilileri suçlu ve kusurlu bulunmuştu. Hazırlanan ilk raporda Erkan Keleş için şöyle denilmişti: “İşe sadakat ve iş disiplini nedeniyle talimata uyarak, canı pahasına, iş güvenliği olmadan, amirinin sözüne güvenip direğe çıkan Keleş’in bu müessif olay başına gelmiştir. Direğe çıkmasıydı belki işinden olacaktı ancak bu olay başına gelmeyecekti.”
Bilirkişi incelemesinin ardından dava açılacağı sırada, davanın savcısı değişti. Davaya bakan yeni savcı, dosyayı bir kez daha bilirkişiye gönderdi. Bilirkişi Nihat Ayık ve Nuri Şener Tığlı, 10 Ekim 2012’de tamamladıkları raporda BEDAŞ’ı ve taşeron şirketi değil, iş cinayetine kurban giden Erkan Keleş’i bir numaralı kusurlu olarak gösterdiler. Keleş için şöyle denildi: “4-5 senedir hava hattı işlerinde çalıştığı, iş güvenliği eğitimi aldığı kesindir. Vasıfsız işçi ve eğitim almamış olduğu halde arızaya müdahale etmek için tereddütsüz direğe çıkmıştır. İş güvenliği kurallarına uyma yükümlülüğünü yerine getirmeyen maktul Erkan Keleş asli kusurludur.”
Erkan Keleş, 11 Eylül 2010 tarihinde kendisine koruyucu hiçbir malzeme verilmeden arızayı onarmak için çıktığı elektrik direğinde akıma kapılarak can verdiğinde 31 yaşındaydı. Eşi 28 yaşında dul kaldı. O zaman çocuklarından biri 8 yaşındaydı, biri ise henüz 20 günlüktü. Erkan Keleş’in çocukları babasız kaldı.
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...