Buradasınız
Çalışma Bakanı “Yerin Altına Geçmek İstiyorum” Diyor Ama İşçi Ölümleri Durmuyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 25 Nisan 2012’de Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) gerçekleştirdiği İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı seminerinde “Bir iş kazası meydana geliyor, meydana gelen iş kazası, size samimiyetimle söylüyorum; çalışma hayatından sorumlu bir bakan olarak yüreğimi titretiyor. Omuzlarıma öyle bir yük biniyor ki, o gün yerin altına geçmek istiyorum” ifadelerini kullanmıştı. Bakan Çelik’in bu sözlerinin üzerinden 7 ay geçti. Bu süre içinde Çelik’in ve Bakanlığının inisiyatifiyle İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çıkarıldı. Fakat aradan geçen zamanda işçiler, “iş kazalarında” her ay yüzer yüzer ölmeye, biner biner yaralanmaya ve sakatlanmaya devam ettiler.
Özellikle madenlerde ve inşaatlarda toplu katliama varan boyutlarda iş cinayetleri meydana geldi, geliyor. Çelik’in konuşma yaptığı günden Kasım ayına kadar kayıtlara göre 475 işçi iş cinayetine kurban gitti. İçinde bulunduğumuz Kasım ayında ise, her gün ölümlü iş kazaları meydana geliyor.
İş güvenliği önlemlerinin alınması konusunda en büyük sorumluluk Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığındadır. Fakat Bakan Çelik, sanki sorumlu kendisi değilmiş gibi, sarf ettiği sözlerle omuzlarına yüklenen sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmaktadır.
Yeni yasada işyerlerinde iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ile ilgili cezalar, patronlar açısından caydırıcı bir niteliğe sahip değil. İş güvenliği eğitimleri hâlâ formalite olarak kalıyor, kâğıt üstünde ‘verildi’ gösteriliyor. İş kazalarına davetiye çıkaran uzun çalışma saatleri kısaltılmıyor, işçiler yasal çalışma sürelerinin üstünde fazla mesailere kalmaya zorlanıyorlar. Vardiyalı çalışma sistemi, vücudun biyolojik dengesini altüst edecek şekilde uygulanıyor. Ve en önemlisi denetimler ya hiç yapılmıyor ya da bir formalite olarak uygulanıyor. Ama iş kazaları gerçek, iş cinayetleri gerçek, işçi ölümleri gerçek, işçi ailelerinin yaşadıkları acılar gerçek!
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...