Buradasınız
Beklentilerimiz ve Yaşadıklarımız
İstanbul’dan bir stajyer öğrenci

Doğduğumuz andan itibaren başlar bu sistem bizi içine çekmeye. Yürümeye başladığımız zaman başlar hayat bizi sınamaya. Okula başladığımızda hayat ilk darbeyi çoktan vurmuştur. Devletin vermiş olduğu, daha doğrusu vermemiş olduğu eğitim hakkı okula başlamadan önce yüzünü bize gösterir. Aileler okula gidip çocuğunun eğitim hakkı için para öderler. Okul yönetimi, “ihtiyaçlar” adı altında kalem, silgi, tebeşir, kâğıt talep eder velilerden. Ancak veliler gereken malzemeleri aldıktan sonra okula başlayabilir çocukları. Bu da yetmezmiş gibi bir kılıfına uydurarak “okul aile birliği” adı altında tekrar para isterler sizden. Üstelik bu haksız kazancı vermekte ayak direyenleri dışlarlar. Daha o yaştaki çocuk bile etkilenir bu durumdan. Çünkü “senin annen para vermemiş” diyerek dışlarlar çocuğu ve ailesini.
Ortaokulda işleri biraz daha zorlaşır işçi ailelerinin. Zaten hayat pahalılığı, enflasyon, uzun çalışma saatleri, düşük ücretler gibi nedenlerden aileler iyice zor durumdadır. Bir de öğretmenler anlaştıkları yayınevlerinin yayınlarından bahseder ve “devletin verdiği kitaplar iyi değil, şu yayından alın” derler. Böylece aileye bir darbe daha vururlar. Üstelik bu kitaplardan almama diye bir şansı yoktur ailelerin. Çünkü öğretmenler konularını bu kitaplardan işliyorlar. Sene sonu devletin vermiş olduğu kitaplar daha açılmamış, içi kurcalanmamıştır, kalem dahi oynatılmamıştır o kitaplarda. Bunca zorluktan sonra işçi aileler sözde “ücretsiz eğitim” adı altında tonla para harcarlar. Çocuk liseye gelmiştir. Bazı aileler devlete ödedikleri para ile özel okula ödedikleri para arasında çok fark olmadığı düşüncesiyle, ayrıca özel okulun imkânlarının daha iyi olduğu yanılgısıyla çocuğunu özel okula gönderir umutsuzca. Umutsuzca diyorum çünkü işçi ailelerin akıllarında tek soru vardır: “Çocuğumuz ilerde ne olacak ve en önemlisi iş bulabilecek mi?” Aslında bu sorunun cevabı günümüz ve Türkiye şartlarında çok basittir: “İşsiz kalacak!”
Çocuk artık bir şeylerin farkına varmaya, idrak etmeye başlamıştır. Üniversite sınavına girerek devlet üniversitesini kazanır. Kazanamayan mecburen özel üniversiteye gider. Mecburen diyorum çünkü yaratılan havaya göre okumaktan başka kurtuluş şansı yoktur işçi çocuğunun. Çünkü ne herhangi bir mal varlığı ne de baba parası yiyecek durumu vardır. İşsizlik rakamları göz önüne alındığında, sözde üniversiteli olma avantajı vardır. Okuyunca daha kolay iş bulurum zanneder. Ama çocuk mezun olduktan sonra hayat en büyük darbesini vurmaya hazırdır. Çocuk artık işsizdir… Peki, işçi çocuğu, bu sistemden kurtulmak için ne yapmalıdır?
Bakandan Müjdeli Haber!
Unutmayalım, Hatırlayalım, Örgütlenelim!
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
Son Eklenenler
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...