Buradasınız
Belediye İşçileri Neden Öldü?
İstanbul’dan bir belediye işçisi

İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü öyle değil. Geçtiğimiz günlerde Küçükyalı E-5’te belediye işçisi dört arkadaşımız çalışırken bir otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Sabah haberi gördüğümde ilk aklıma gelen birlikte çalıştığımız ekip arkadaşlarım oldu. Hemen aradım, başka bir şirkete bağlı işçiler olduğunu öğrendim. Ne yazık ki onların durumu bizimkinden daha iç acıtıcı. Tehlike kapsamına giren ve gündüz yapılması gereken bir iş, gece yaptırıldığı için bu ölümler gerçekleşti. Kazanın sorumlusu olarak işçilere çarpan sürücü gösterildi yalnızca. Oysaki yapılan işin risk değerlendirmesi yapılsaydı, gerekli önlemler alınmış olsaydı, bu dört işçi arkadaşımız şimdi ailelerinin ve sevdiklerinin yanında olacaklardı.
Bu herhangi bir trafik kazası değil iş cinayetidir. Bu işin gündüz değil de gece yaptırılmasını planlayanlar, çalışma sırasında gerekli güvenlik önlemlerini almayanlar hesap vermelidir. Mevcut idare, ölen arkadaşlarımızın sorumlularının açığa çıkması için, bir daha böyle kazalar yaşanmasın diye gerekli önlemlerin alınması için, işçilerin ailelerine maddi destek verilmesi için bir şey yapacak mı? Ölen işçiler taşeron şirkette çalışıyormuş. Biz taşeron kalktı diye biliyorduk ama böyle olmadığını işçi arkadaşlarımızın feci ölümüyle öğrenmiş olduk.
Sekiz saat, altı gün, resmi tatil ve bayramlar dâhil 24 saat esasına göre çalışıyoruz. Tanımlanan işimizin dışında da çok çeşitli işler yapıyoruz. Mesela hayvan leşlerini sağlıksız bir şekilde almak zorunda bırakılıyoruz. Aslında nerede ne iş varsa oraya gönderiliyoruz. Büyük bir risk altında sağlıksız koşullarda çalıştırılıyoruz. Günde 7 kilometre yol yürüyerek, otoban kenarlarında çöp toplama, otoban kazalarının artıklarını toplama ve süpürme gibi işler yapıyoruz. Bu sırada iş güvenliği önlemleri alınmıyor, iş kazalarına davetiye çıkartılıyor. Çalışma mahalline dağıtıldığımızda, otoban kenarlarında, belirli mesafelerde, tek başımıza kalıyoruz. Herhangi bir sağlık sorunu yaşayacak olsak, kimsenin ruhu duymaz.
Hava koşulları ne olursa olsun, kar da yağsa, yağmur da yağsa, sel de olsa, kızgın güneş de olsa, başımızda bir çatı olmadan çalışıyoruz. İş olmadığı zamanlar da dışarıda keyfi olarak saatlerce bekletiliyoruz. Tüm gün dış ortamda çalıştığımız için, vücut aşırı derecede yıpranıyor. Dolayısıyla bizlere verilen iki günlük dinlenme süresi vücudun dinlenmesine yeterli gelmiyor.
Çalışanlara verilen iş kıyafetleri maalesef yaptığımız işlere uygun değil. Sorunlarımızı taşıyabileceğimiz hiçbir muhatabımız yok. Yönetsel anlamda sahipsiz durumdayız. Amirlerimize sorunlarımızı iletiyoruz ama çözüm bulunmuyor. Birilerinin iki dudağı arasına sıkışmış durumdayız. Belediyede çalıştığımızı duyan, ücret olarak evimizi çok rahat geçindirebildiğimizi zannediyor. Ama gel gör ki işin iç yüzü içler acısı. Bu kadar tehlikeli, risk altında ve kötü koşullarda çalışmamıza rağmen aldığımız ücret, ailemizin geçimini sağlayacak yeterlilikte değil. Sağlık olarak, psikolojik olarak yıprandığımızla kalıyoruz. Toplu iş sözleşmemizde yıpranma ücreti, risk ücreti gibi ekstra haklara sahip değiliz. Altı aydır toplu iş sözleşmesinin neticelenmesini bekliyoruz. Aslında kamu işi yapıyoruz ama kamu personeli değiliz. Üyesi olduğumuz Hizmet-İş Sendikası da üzerine düşeni yapmıyor. Haklarımızla, sorunlarımızla ilgilenmediği halde başka sendikaya gitmememiz için işçileri korkutuyor, “bizim olmazsak sizi işten çıkartırlar” diyor.
İşçiler partiler bazında kutuplaştırılmış ve bir partinin payandası yapılmış durumda. Bu da aslında çalışma ortamımızı ruhen de sağlıksız hale getiriyor. Örgütsüz olduğumuz için de maalesef bu oyuna geliyoruz. Bizleri bölüyor ve parçalıyorlar. Bu nedenle, yukarıda bahsettiğim sorunlarımızı çözmek adına maalesef aynı noktada yan yana gelemiyoruz. Oysa hangi partinin döneminde belediyeye girdiğinin bir önemi olmamalı. Hangi partiye oy vermiş olursak olalım, dinimiz, dilimiz, memleketimiz ne olursa olsun yapay ayrımları bir kenara bırakmalı ve ortak sorunlarımız etrafında birleşerek mücadele etmeliyiz.
Elimizi Kim Yönetiyor?
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
Son Eklenenler
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...
- Artık ben de anlıyorum ki; bir işçi hayata bu pencereden bakmaya başlar, işçi sınıfının bir ferdi olduğunu kavrar, hayatını buna göre dizayn etmeye çalışır, örgütlü davranır, mücadelenin ve dayanışmanın gücünden beslenirse gözleri hakikati görmeye...
- Egemenler zenginlik, güç ve iktidar uğruna kavga ederken bunun bedelini hep işçilere ödettikleri için oyunlarında, şiirlerinde işçileri emperyalist savaşa karşı çıkmaya çağırıyordu Brecht. Kendisi 1898’de doğmuştu ve çocukluğu dünyanın da Almanya’...
- 12 Ağustos gece saatlerinde Evrensel Gazetesinin İzmir/Alsancak’ta bulunan bürosuna silahlı saldırı gerçekleştirildi. Gazetenin tabelası hedef alınarak 7 kurşun sıkıldı. Saldırının ortaya çıkmasının ardından bir kişi gözaltına alındı.
- Trendyol Go işçileri, artan iş yükü, düşen kazançlar ve şirketin aldığı tek taraflı kararlar nedeniyle 11 Ağustos’ta Bursa’da eylem gerçekleştirdi. HepsiJet işçileri işyerindeki ağır çalışma koşulları, sendikal örgütlenmeye yönelik baskılar, ücret...
- Kamu İşveren Heyeti 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk zam teklifini 12 Ağustosta açıkladı. İktidar 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana 61 binin üzerinde Filistinlinin hayatını kaybettiği Gazze Şeridi’nde İsrail’in soykırımı ve işgali ilerliyor. Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, insani yardım dağıtım bölgelerini hedef alan İsrail, öldüremediklerini aç...
- Türkiye’de rejim ekonomik krizin bütün yükünü işçi ve emekçilerin sırtına yıkmaya odaklanmış durumda. Her alanda darboğazı yaşayan emekçiler bir de vergi yükü altında ezildikçe eziliyor.
- DİSK/Sosyal-İş Sendikası 8 Ağustosta Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında mağaza ve market çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini dile getirdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Edremit Şubeler...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Temmuz ayında en az 204 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. Yılın ilk 7 ayında yaşamını iş cinayetlerinde yitiren işçi sayısı en az 1165 oldu. Temmuzda 7’si orman işçisi, 5’i AKUT gönüllüsü...