Buradasınız
Bir Değil Binlerce Yumruk Göklerde
GOSB’dan bir metal işçisi

Baskıların, yasakların arttığı, hak gasplarının, dizginsiz sömürünün sınır tanımadığı, çalışma saatlerinin yükseltildiği, işsizliğin arttığı, ücretlerin ancak bir ayı kıt kanaat geçirebilecek düzeyde tutulduğu bir süreçten geçiyoruz. Öte yandan kadınların üzerindeki baskı, şiddet, taciz, tecavüz, intiharlar durmaksızın artıyor.
Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde!
İşçi sınıfı örgütlü olduğu zaman tüm zorlukların üstesinden gelip hedefine ulaşmıştır ve yine ulaşacaktır. Bizden önce gelenler nasıl zorlu mücadeleler vererek 8 saatlik işgününü bizlere armağan etmişse, bizim görevimiz de bizden sonra gelenlere bu mücadele geleneğini taşıyabilmektir. “8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse” sloganıyla mücadeleyi büyüten işçi önderlerinden Albert Parsons çocuklarına son yazdığı mektupta şu sözleri söylüyordu: “Kendinize dürüst olun, o vakit başkalarına karşı sahte olamazsınız.” Kendimize dürüst olup sorunlarımızı apaçık ortaya koyarsak, o vakit etrafımızdaki insanlara sahte bir mutluluk görüntüsü çizmekten vazgeçer, hep birlikte sorunlarımız için çözüm arama yoluna gideriz.
Tek tek düşündüğümüzde içinde yaşadığımız düzenin bize vaat edeceği bir güzellik var mı? Uzayan iş saatleri, düşen ücretler, savaşlar, hayat pahalılığı… Bu liste böylece uzar gider fakat sorunlarımız bireysel değil, toplumsaldır. Bu sorunları biz işçiler, emekçiler olarak hep birlikte yaşıyoruz. Patronlar sınıfı işçi sınıfının sırtından kurduğu saltanatı koruyabilmek için her gün yeni yalanlarla, dalaverelerle geliyorlar karşımıza. Sinsiler ve her şeyi çıkarları için kullanmaktan geri durmuyorlar. Sorunlarımızın kaynağında onların sermaye düzenleri değil de, ilahi bir güç varmış, kader böyleymiş gibi kabul etmemizi istiyorlar. 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü değilmiş gibi o çirkef medyasıyla karalamaya çalışıyorlar. Çünkü onlar çok iyi biliyorlar hep bir arada olduğumuzda, işçi sınıfının mücadele saflarında birleştiğimizde onlardan hesabımızı soracağımızı. İşçi sınıfı kadınıyla erkeğiyle ne kadar örgütlüyse patronlar sınıfı karşımızda o kadar güçsüz kalır. 1 Mayıs’ta evlerde temizlik yaparak, fabrikada mesaiye kalarak günümüzü geçirmemeliyiz, sınıfımızın sorunlarını haykırmak için alanlarda olmalıyız. Yarının çocuklarına karşı başımızı dik tutabilmek için, sömürüden kurtulmak uğruna can vermiş mücadeleci işçileri unutmamak için alanlarda olmalıyız.
Bir değil binlerce yumruk olmak için, 1 Mayıs’ta UİD DER’le meydanlara…
Meslek Liseli Haydi 1 Mayıs’a!
- Metal İşçisi Kadınlar Olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’leyiz
- Çocuklarımızın Geleceği İçin Haydi 1 Mayıs’a
- New York’lu İşçiler: Mayıs Ayında Kira Ödemiyoruz!
- Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Örgütlülüğümüz!
- Dünyada 1 Mayıs: Yasaklara, Baskılara İnat Mücadele!
- Sendikalardan 1 Mayıs Açıklamaları
- 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim!
- UİD-DER’li Kadınlar 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- Bugün 1 Mayıs Kardeş
- Birleşen İşçi Her Zaman Kazanır
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- 1 Mayıs’la Umudumuzu Yeniden Kuşandık
- Yaşasın 1 Mayıs!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Korkuya Teslim Olmuyoruz, 1 Mayıs Ruhunu Yaşatıyoruz!
- 1 Mayıs Geliyor ve Bir Kahraman Lazım!
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadelemizi ve Dayanışmamızı Güçlendirelim!
- İşten Atmalara ve Ücretsiz İzinlere Hayır!
- Sendikalardan Çağrı: Güzel Günler İçin 1 Mayıs’a!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...