Buradasınız
Bir Demet Kekik
İstanbul’dan bir lise öğrencisi
Kapitalizm acılar yaratan bir sistemdir. Yaşadığımız tüm sorunların sorumlusu bu sistemdir ve bu sistem ortadan kalkınca acılarımız da sorunlarımız da ortadan kalkacak. Bu yüzden mücadele dediğimiz şey aslında yaşadığımız tüm haksızlıkları, baskıları ele alan bir mücadeledir. Kapitalizmin getirdiği acılardan birini anlatmak istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde dinlenme tesisinde arkadaşlarla çayımızı yudumlarken yanımıza minik bir kız geldi. Sırtında boyundan büyük bir çuval taşıyordu. Çuvalın içinde mis kokulu demet demet kekikler vardı. Yanımıza gelip kekik almak isteyip istemediğimizi sordu. Biz de bu minik kıza yardım edelim dedik, derken sohbet etmeye başladık. Daha 7 yaşındaymış, 2. sınıfa geçmiş. Ama yaşına göre o kadar büyük gibi konuşuyordu ki şaşırıp kaldım. Anne ve babasından ayrı kalmış, anneannesiyle yaşıyormuş. Geçimlerini de kekik satarak sürdürüyorlarmış. Bunları anlatırken masanın üzerinde duran bulmacayı birlikte çözdük. O sırada okumakta zorlandığından söz etti. Sizce de çok normal değil mi? Hem okula gidip hem de geçinme sorunlarıyla uğraşmak zorunda bırakılmış, bu sistem yüzünden. Yaşına göre çok çabucak büyümüş bir kız. Hem de daha oyun yaşını tamamlayamadan büyümek zorunda bırakılmış bir kız. Bu sistem yüzünden, kekik satan minik kız çocuğu gibi bir sürü çocuklarımız var. Kimisi göç ederek Türkiye’ye gelmiş; mendil, çikolata, şeker satarak yaşamını sürdürmek zorunda kalmış. Kimisi de ailelerine bakabilmek uğruna okulu, parkları, belki de gülüşlerini ve çocukluğunu bırakarak kendini çalışmaya adamak zorunda kalmış. Bindiğimiz metrobüste, yürüdüğümüz sokaklarda, oturduğumuz mahallelerde, yani aslında her yerde bu minik çocukları görüyoruz. Ve ne yazık ki sayıları gün geçtikçe artıyor. İşte bu, sistemin belki de en görünür ve düşündüren sonuçlarından biridir. Kapitalist sistem bizi daha çocuk yaşlarımızda sömürmeye başlıyor sokaklarda, fabrikalarda, madenlerde... Peki, bu sistem bu kadar vicdansızken biz neden sessiz kalalım ki? Üstelik gücümüz onlardan kat be kat çokken. Siz de sıkılmadınız mı bu görüntülere maruz kalmaktan? Kadınların korkularından, işçinin gece gündüz demeden çalışmasından, çocuk sömürüsünden, iş cinayetlerinden ve daha sayamadığımız sistemin getirdiği bir yığın sorundan bıkmadınız mı? Evet deyişinizi duyar gibiyim. O halde mücadeleye, mücadele örgütümüz UİD-DER’e katılmanın tam sırasıdır dostlar!
Eyy tarihin nasırlı elleri!
Bırakma,
Bir avuç asalağın vicdanına beni
Bilirim;
Sen istersen
Sen ister ve kalkarsan ayağa;
Gözyaşlarım diner,
Yürek yangınım söner,
Cennete döner
Cehennem ateşinde yanan bu dünya
CPS Grevinde Kazanan İşçiler Oldu
Ben de Buzdolabı Aldım!
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...