Buradasınız
Bu Kadarı Olmaz Demeyelim!
Esenyurt’tan bir metal işçisi
Patronların tek isteği işçiler hep çalışsın, çok çalışsın, hak hukuk aramasın, hatta bedavaya, ölümüne çalışsın. İşte bu açgözlü istekleri onları bir canavara dönüştürüyor. Neredeyse her gün “yok daha neler” diyeceğimiz haberler duyar olduk. Zonguldak’ta Vezir Muhammed isimli bir Afgan işçinin işyeri sahibi tarafından canice yakılarak öldürülmesi insanın kanını donduran türdendi. Benzer bir vahşet haberi ise bu defa Antalya’dan geldi.
Bir oto yıkamada işe başlayan Vedat Kurt isimli 22 yaşındaki genç, uzun bir süre maaşını alamamıştı. Israrla istemesine rağmen yanıt hep aynı ve geçiştiriciydi. İçeride 80 bin lira üzeri para birikmişti. En son işyeri kasasından 10 bin lira alarak kaçan genç, annesinin baskısıyla parayı geri götürdü. İşte olay burada başlıyor ve patronların ne kadar vahşi ve işçi düşmanı olduklarına şahit oluyoruz. İşyeri sahipleri önce Vedat’ı rehin alıyor, sonra da komaya sokana kadar dövüyorlar. Bitmiyor, ellerini kollarını halatla bağlayıp günlerce aç susuz bekletiyorlar. Devam eden günlerde elektrikli işkencenin yanı sıra kerpetenle Vedat’ın birkaç dişini çekiyorlar. Bu işyeri sahiplerinin gözünü öyle bir kin bürümüş ki adeta sadistçe her yola başvurmuşlar. İki aya varan işkencenin ardından bir fırsatını bulup kaçan genç işçinin anlatımıyla bu gerçekler ortaya çıkıyor. Suçluların telefon kayıtlarında işkence seanslarını kaydeden onlarca resme rastlanıyor. Sonuç olarak genç yaşta ekmek parası için Urfa’dan çıkıp gurbet ellere gelen genç işçi acı bir şekilde patronların gazabına uğramış oluyor.
Biz işçilerin örgütsüzlük koşullarında, başımıza neler gelebileceğinin bir göstergesidir Vedat’ın başına gelenler… “Bir insan bunu yapar mı?” demeyelim. Gözünü kâr hırsı bürümüş, kibir ve güç sarhoşu olmuş bu patronlardan her şey beklenir. Onlar kimi zaman Vezir Muhammed ya da Vedat’a yaptıkları gibi doğrudan, kimi zaman da işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerine maliyet gözüyle bakarak canımıza kastediyorlar. Her bir yükselen gökdelenin altında onlarca işçinin kanı var. Madenlerde, inşaatlarda, fabrika köşelerinde nice genç sınıf kardeşimiz patronların kâr hırsının kurbanı olmuştur. İşçi sınıfı olarak öğütlenmediğimiz sürece bu ve benzeri olayları ne yazık ki daha çok duymaya devam edeceğiz.
- Su Tasarrufu Çözüm mü?
- Haksızlığın Karşısında UİD-DER Var
- “Burada Ne İşiniz Var, Gidin Evinizde Dinlenin”
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Bize Yokluk, Milletvekillerine Bolluk
- Bandın Hızı mı İşçilerin Birliği mi?
- Tarım İşçileri, Devrilen Traktörler, Market Rafları
- Yoğun Bakım Tavanı Çöktü, Kaza Değil Cinayet!
- Bu Düzen İnsana da Canlılara da Değer Vermez
- Bir Kuş Konar, Bir Kuş Yer…
- Bu Kadarı Olmaz Demeyelim!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
- Dönme Dolap Gibiyiz
- Medyanın Gösterdikleri mi, Yaşadığımız Gerçekler mi?
- Duymadıysan Öğren, Unuttuysan Hatırla!
- Telefona Yansıyan Çaresizlik: Asıl Çözüm Nerede?
- Eğitimde Kemer Sıkılamaz
- İsraftan Tasarruf Edilir, Sağlıktan Değil!
- Patronlar Gençliğimize Göz Dikmiş Durumda
Son Eklenenler
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...