Buradasınız
Bu Mitinglerde Ne Öğreniyorum?
Kocaeli/Gebze’den bir petrokimya işçisi

Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı aldığımız paranın pula dönmesi hız kesmeden devam ediyor. Bu durumun acı sonuçlarıyla her birimiz karşı karşıyayız. 12 Aralık Pazar günü DİSK “Artık Yeter! Geçinmek İstiyoruz” diyerek bir miting düzenledi. Ben de mitinge gitmeden önce fabrikadaki arkadaşlarımı bu mitingden haberdar edip onları da davet ettim. İşyeri servisiyle işe giderken, arkadaşlarıma mitingden haberlerinin olup olmadığını sordum. Kimisi “gördük” dedi. Kimisi “haberimiz yok” dedi. Servis şoförü abimiz de biraz umutsuzca araya girdi. “Ya kardeşim, sürekli gidiyorsun böyle mitinglere, ne öğreniyorsun?” diye sordu. Ben de dilim döndüğünce ne öğrendiğimi ve neden katılmamız gerektiğini anlatmaya çalıştım. Burada tekrar belirtmem gerekiyor ki bu mitinglere katıldığımda bir kez daha yalnız olmadığımı öğreniyorum. Biz işçilerin bir araya geldiğimizde nasıl büyük bir güç olacağımızı ve bir araya gelmekten başka çıkar yolumuz olmadığını öğreniyorum. Benim gibi binlerce işçinin bu düzenden, bu gidişattan rahatsız olduğunu öğreniyorum.
Geçmiş işçi kuşaklarının mücadele deneyimleri, bugünün genç işçi kuşaklarına yeterince aktarılamadığı için bugün pek çok insan mitinglere katılmayı önemsiz görebiliyor. Hatta işçi eylemleri hakkında olumsuz bir algıya kapılabiliyor. Çünkü sermaye sınıfı ve medya yaptıkları yayınlarla, haberlerle sürekli olarak hak aramanın yanlış olduğu fikrine kapılmamız için ellerinden geleni yapıyorlar. Düzenleri bozulmasın, bu sömürü düzeni sarsılmasın diyedir tüm çabaları. Gelin işçiler olarak sendikalara, işçi örgütlerine sahip çıkalım ve mitinglere, eylemlere milyonlar olup akalım. Gücümüz birliğimizden gelir, alanlarda bunun tadına, coşkusuna varalım. Olan biteni sadece medyadan takip etmeye kalktığımızda bize işçilerin miting alanlarını bayram yerine çevirdiğini asla göstermeyeceklerdir. Oysa bu alanlarda, meydanlarda var olan işçi sınıfının birlik ve beraberlik ruhudur. Bizim gibi binlerce, milyonlarca işçinin aynı sorunlardan rahatsız olduğuna canlı canlı şahitlik etme fırsatını elimizin tersiyle itmeden önce düşünelim, bu fırsatı kaçırmayalım.
Hep Aynı Aldatmacalar
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- İşçiler Ölüyor, İş Güvenliği Uzmanları Suçlanıyor
- Yeni 1 Mayıslara Yeni Rüzgârlara!
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- İş Güvenliği Uzmanları: Rüzgârlara Sözümüz Var!
- “Size Güveniyoruz Abi Size, İşçilere Güveniyoruz”
- İSİG Meclisi: Şubat’ta En Az 106 İşçi Hayatını Kaybetti
- Kelepçeyi Demokratik Hak ve Özgürlüklerimiz İçin Mücadele Çözer!
- “İş Kazalarının Nedenleri”
- Asıl Hırsız Kim?
- Ekmeğimiz İçin Demokratik Hak ve Özgürlüğümüzü Büyütmeliyiz
- Kazanımlarımızı Örgütlü Olursak Koruyabiliriz
- Sınıfının Çalışkan Neferi Olmak!
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Bhopal Faciası: Kapitalistlerin Kârı Uğruna Yitip Giden Hayatlar
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Sendikayı Sendika Yapan İşçilerin Örgütlü Gücüdür
- “Babam Düşüp Ölecek Korkusu İçindeyim”
- İş Cinayetlerinde Türkiye ve Avrupa Kıyaslaması
- Yoksulluğun Bir Başka Görünümü: Obezite ve Diyabette Avrupa Birincisiyiz!
Son Eklenenler
- EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) Federasyonu’nun çağrısıyla Türkiye’nin çeşitli kentlerinden gelen on binlerce EYT’li; “Varız, Biriz, Buradayız” şiarıyla İstanbul Maltepe meydanında bir miting gerçekleştirdi. Mitinge çok sayıda siyasi parti...
- İnsan dünyayı ve yaşamı, kendi yaşadığı dönemle sınırlı düşünmeye meyillidir. Çoğu zaman içine doğduğu dünyayı, toplumu sabit, değişmez, kalıcı zanneder, adeta dondurur. Mesela bugün dünya üzerinde 7 kıta olduğu kabul ediliyor. Hâlbuki dünyadaki tüm...
- Merhaba dostlar, ben demire, çeliğe şekil verilen metal fabrikasında çalışan bir işçiyim. Kulaklarımda çınlar hâlâ o söz: “Sınıfını bil!” Ne olursan ol, ister öğretmen, ister doktor, ister mühendis ol, sınıfını, safını bil işçi kardeşim. Babam da...
- İki yılık bir aradan sonra nihayet yeniden 1 Mayıs alanlarında Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği ile yerimizi aldık. Hepimizin içinde ayrı bir heyecan, ayrı bir coşku vardı. Özlemiştik birbirimizi! Gözlerimizde yeniden dostlarımızla, sınıfımızla...
- 1 Mayıs günü alanlara hâkim olan ruh ve coşku, insanın yüreğine dokunacak türdeydi. Atılan sloganlar, haykırılan talepler ve söylenen şarkılar hislerimizi dillendirdi ve aynı zamanda öfkemizi. Tabii beni etkileyen şeyler bu kadarla sınırlı değildi....
- Kocaeli/Dilovası’ndaki İMES Sanayi Sitesinde bulunan Asen Metal fabrikasında işçiler, çalışma koşullarını düzeltmek, düşük ücretlere ve baskılara dur demek için Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlendiler. Asen Metal patronu işçilerin haklarını...
- Soma Katliamının 8. yılında, hayatını kaybeden 301 maden işçisi basın açıklamaları ve etkinliklerle, sendikaların, işçi örgütlerinin, emekten yana milletvekillerinin, demokrat aydın ve sanatçıların yayınladıkları mesajlarla anıldı. Anmalarda...
- Çin’in koronavirüs salgınına karşı uyguladığı “sıfır tolerans” politikası gün geçtikçe işçiler üzerinde daha da ağır bir baskıya dönüşüyor. Ülkenin en büyük sanayi şehirlerinden biri olan 25 milyon nüfuslu Şangay’da 1 aydan uzun süredir devam eden...
- 1 Mayıs sabahı içimde bir kıpırtıyla uyandım. Heyecan, sevinç ve mutlulukla birlikte Maltepe sahilinde UİD-DER kortejinin toplanma alanına vardım. Toplanma alanındaki programla birlikte şarkılarımız, türkülerimiz, halaylarımız ve sloganlarımızla...
- 2 yıldır pandemi bahanesiyle alanlar yasaklanmış ve 1 Mayıs’ta alanlarda olamamıştık. Alanlarda olamadığımız 2 yılın özlemiyle, öfkesiyle 1 Mayıs alanındaydım bu yıl. Yine gelincik tarlasına dönmüştü kortejimiz. Günler öncesinde başlayan heyecan...
- 13 Mayıs 2014… Saat 15.10 suları. Soma Kömür İşletmeleri adlı holdinge bağlı madende büyük bir göçük olduğu haberi yayıldı ülkeye. Vardiya değişim zamanıydı. 301 işçi katledilmişti. Yüzlerce ailenin ocağına ateş düşmüştü. Anneler, babalar, eşler,...
- Yetişkin bir insanın çocukluğunda yaşadıklarının izlerini taşıması gibi toplum da kendi geçmişinin izlerini taşır. İnsan geçmişten bugüne içinden çıktığı toplumun değer yargılarını, kültürünü, bakış açısını edinir ve yansıtır. Tıpkı bu topraklara...
- İşçi sınıfının şairi Nâzım Hikmet, 1962 senesinde yani bu dünyadan göçüp gitmeden bir sene önce “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” şiirini nakşetmişti, iğneyle kuyu kazar misali. Bütün yaşamı, işi gücü işçi sınıfının kurtuluşu için çalışmaktı. Nâzım...