Buradasınız
Bu Nasıl İnsanlık?
İşsiz bir matbaa işçisi
“Bu nasıl insanlık diye soruyor” bir gazete haberi, “Camlara vura vura boğuldular” başlığı altında. Güpegündüz otomobilin içinde denize düşen 24 yaşındaki gençlerin otomobilin camlarına vura vura yardım istediğini, ancak kimsenin yardım etmediğini yazıyor aynı gazetenin haberi. Kazayı gören, çırpınan insanların çığlıklarını duyanlar da oradan uzaklaşıp gitmişler. İki genç yaşamın baharında, insanların gözleri önünde hayatını kaybetmiş. Benzeri bir olay da 10 Ocak günü Esenler’de E-5’te gerçekleşmiş, kaza geçiren ve kanlar içinde ölümü bekleyen gençlere kimse yardım etmemiş, ambulans çağırmamış, herkes yanlarından öylece geçip gitmiş.
Oysa eskiler insan insanın külüne muhtaçtır demişler. İnsanlar en zor anlarda birbirine yardım edecekler ki, kendi başına benzer olay geldiğinde birileri de ona yardım etsin. Bu, insan olmanın, toplum olmanın temelidir. İnsanlar arasında yardımseverlik, duyarlılık, zorda olan birine yardımcı olmak gibi değerler bin yıllar öncesinden doğup bugünlere gelmiştir.
Ancak nasıl oldu da eski çağlardan günümüze gelen bu yüce değerler bugün iyice eriyip yok olmaya başlıyor? İnsanlık nasıl oldu da böyle kendi kabuğuna çekildi? İşten atılan bir işçinin hakkını birlikte savunamaz hale geldik. Çocuklar öldürülüyorken sesimiz çıkmaz oldu. İnsanlar sokakta polis terörüne maruz kalıyorken “bir tekme de biz atalım” diyecek kadar akılsızlaştık. Direnişteki işçileri gördüğümüz halde bir gün olsun gidip hal hatır sormaz olduk. Demiryolu, itfaiye ve tekel işçileri eylem yaparken nasıl oluyor da sendika yöneticileri tüm olanaklarını seferber etmiyorlar. Kürt işçi ve emekçiler çok kötü koşularda çalışıyorken, dillerini dahi konuşamıyorken, onlara kardeşlik elimizi uzatacağımıza egemenler gibi “terörist” diyebiliyoruz.
İşte bu duyarsızlığın tek sebebi içinde yaşadığımız özel mülkiyet düzeninden başkası değildir. Bu nasıl insanlık demeden önce “bu nasıl düzen” diyebilmeliyiz? Bu düzen ayakta kalmak için insanları bölüp, parçalıyor. İnsanı insanın kurdu haline sokuyor. Çıkarım yoksa neden yardım edeyim ki gibi bencil fikirleri aklımıza sokuyor. Her koyun kendi bacağından asılır diyor. Siyasetçisiyle, patronuyla, medyasıyla bu düzen bu fikirleri kafamıza sokuyor. Bizi böylece insanlıktan uzaklaştırıyor. Yardım edenlere, toplumun ortak kurtuluşu için mücadele edenlere “enayi” gibi sıfatlar yapıştırıyorlar. Aslında seçim çok basit: cama vura vura boğulup gitmek mi, yoksa şimdiden darda kalana bir yardım eli uzatırken diğer elimizle de bu köhnemiş düzene vurmak mı?
Emekli Ücreti Sefalet Ücreti
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...