Buradasınız
Bumerang Geri Döner!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını anlatmak için “bumerang etkisi” sözü kullanılır. Bu gerçek toplum için de geçerlidir.
Küçük bir azınlığın büyük çoğunluğa hükmettiği, kendi çıkarlarını dayattığı bir sistemde yaşıyoruz. Adaletsizlik üzerine kurulu bu sistem ayakta durmaya devam ettiği için ağır bedeller ödüyoruz. Bir tarafta muazzam bir zenginliğin biriktiği dünyamızda diğer tarafta insanlığın büyük çoğunluğu acı içinde kıvranıyor. Mesela savaşlarda evini, ailesini, işini, sevdiklerini kaybeden, gıda ve su yokluğu çeken milyonlarca insan var. Göç yollarına düşen yüz milyonlarca insan var. Peki, nasıl oluyor da pek çok insan böylesi bir zulüm ve adaletsizlik karşısında köreliyor, hatta savaşın mağdurları olan mültecilere düşmanlık hissediyor?
Tam bu noktada egemen sınıfın kendi çıkarlarının ifadesi olan fikirleri işçi ve emekçilerin zihnine nasıl ustaca kazıdığını hatırlamalıyız. Örneğin egemenlerin topluma empoze ettiği milliyetçilik, ırkçılık gibi fikirler, gerçek dostları birbirine düşman hale getiren silahlardır. İşte toplumun eline tutuşturulan bu silahlar bumerang gibidir. Her seferinde döner gelir, tüm emekçileri vurur. Yunan yönetmen Christoforos Papakaliatis’in Başka Bir Dünya (Enas Allos Kosmos) filminde elindeki bumerangı fırlatan Antonis’in yaşadıkları aslında bunu anlatır. Kendi sınıfından insanlara düşman olmanın emekçiler için doğuracağı sonuçları gösterir.
2008 krizinde ağır bir darbe alan Yunanistan’da tıpkı bugün yaşadığımız gibi fatura işçi ve emekçilere kesilir. Kriz nedeniyle işsizlik baş gösterir. Krizden önce dükkânları olan Antonis kriz nedeniyle iflas etmiş işsiz bir aile babasıdır. Elinde ne varsa kaybeden Antonis bunun nedeninin göçmenler olduğunu düşünür. Tepkisini göstermek ister, Yunanistan’ın ırkçı partilerinden Altın Şafak’a katılır. Göçmen emekçilere yönelik linç eylemlerine katılan Antonis adeta insanlıktan çıkar.
Egemenler nedeni oldukları karanlık günlerde karanlık duyguları yaratır ve körüklerler. Kin ve nefreti kışkırtır, kötülüğü meşrulaştırmaya, vicdanları çürütmeye çalışırlar. Antonisleri insanlıktan çıkarırlar. Fakat ne olursa olsun sevgi, kardeşlik, dostluk, dayanışma gibi değerleri tümüyle yok edemezler. Filmde Antonis’in göçmenlere yönelik nefretinin karşıtı olan dayanışma duygusunun kızı Daphne’nin kalbinde filizlendiğini görürüz. Suriye’deki iç savaşta her şeyini kaybetmiş olan genç Farris’le arkadaş olur Daphne. Farris’le aynı dili konuşmasalar da aynı duyguları paylaşan, elleri aynı duyguların sıcaklığıyla buluşan Daphne göçmenlerin yaşadığı zorlu hayata yakından tanık olur.
Farris daha hayatının baharında, Suriye’de güzel sanatlar öğrencisiyken düşmüştür yollara. Savaşın yaralarını ardında bırakarak hayata tutunmaya çalışmaktadır büyük umutlarla. Örgütlü kötülüğün unutturmaya çalıştığı dostluk, sevgi gibi insani duyguları genç yüreğinde taşıyarak yürümeye çalışır. Filmde farklı kültürlere, farklı inanışlara sahip olan fakat aynı sınıfa mensup iki gencin arkadaşlığına tanık olurken, diğer yandan mültecilerin terkedilmiş bir havalimanında zor koşullarda yaşama çabalarını ve onların o izbe yerde bile yaşamasına tahammül edemeyen, milliyetçilikle zehirlenmiş grupların saldırılarını görürüz. Nitekim Daphne, mültecilerin kaldığı havalimanındayken babasının da yer aldığı silahlı grubun saldırısında ölür. Antonis’in öfkeyle fırlattığı bumerang, kızının ölümüyle kendisine geri dönmüştür.
Egemenler düşünmeyen, empati kuramayan, anlamaya ve değiştirmeye çalışmayan yani her koşulda sömüreceği bir sınıf istiyorlar. Başımıza musallat ettikleri krizleri de, savaşları da sineye çekelim ya da sadece birbirimizle kavga edelim, düzenlerini bozmayalım istiyorlar. Fakat işçi sınıfı geçmişte milliyetçiliğin halkların başına nasıl belalar açtığını gördü, yaşadı. Alman halkı Hitler faşizmine karşı birleşmek yerine milliyetçiliğin peşinden gitmenin bedelini çok büyük acılar çekerek ödedi. Gazetemizin Dünya İşçi Hareketi sayfasında aktarıldığı üzere bugün Almanya’da yüz bin insanın ellerinde fenerlerle karanlıkta “ışık denizi” oluşturması ve göçmen karşıtlığına, ırkçılığa “hayır” diyerek meydanları doldurması boşuna değildir. Unutmayalım; Suriyeli, Filistinli, Almanyalı, Türkiyeli… Dünyanın tüm işçileri, savaşın ve yoksulluğun sorumlusu olan kapitalist düzene karşı birlik olup mücadeleyi yükselttiklerinde ışıklı bir dünyanın kapısını birlikte açacaklardır.
Karamelâ Şekeri
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
Son Eklenenler
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...