Buradasınız
Çay Kaşığı Bulunca Sevinen İnsanlar
Gebze’den bir metal işçisi
Merhaba arkadaşlar. Ben Gebze Taysad Organize Sanayi Bölgesi’nde, traktör ve asansör parçaları üreten bir firmada çalışıyorum. Yani bir metal işçisiyim. Pek çok işyeri ve fabrikada olduğu gibi benim çalıştığım firmada da patronlar işçilerin en temel ve insani haklarına el koymuş durumdalar: Tuvalete gitme çalış! Arkadaşlarınla konuşma çalış! Su içme, çay içme çalış! Yemek yeme çalış!
Bizim işyerimizde tüm işçilerin ihtiyacını karşılayacak kadar tuvalet yok. 1 alaturka, 4 alafranga tuvalet var. Bu tuvaletler sadece ara sıra temizleniyor ve bunları 100 kişi kullanıyor. Daha doğrusu kullanamıyor. Bu soruna bir çözüm bulmak üzere arkadaşlarımla konuştuğumda onlardan kendilerini şartlandırdıklarını ve iş saatleri içerisinde tuvaleti kullanmadıklarını öğrendim.
Çay molalarında o kötü çayı içebilecek bardak bulabilmişsen büyük bir ödül kazanmış gibi sevinebilirsin. Bir de çay kaşığı olduğu için sevinenler var. Çayı karıştırmak için çay kaşığı bulduğuna sevinenleri görürseniz şaşırmayın. O kötü çayı arkadaşından 30 saniye önce almak için işçiler, arkadaşlarıyla itişir kakışır, hatta tartışır.
Kimse içtiği sudan haberdar değil. Arada bir işyerimize bir tanker gelir. Demirden yapılmış bir depoyu doldurup gider. Bazı sorular sormak ve ne içtiğimizi anlamak için tankerin üzerindeki numarayı 6 kez aradım. Buna rağmen cevap veren olmadı.
Yemeklerde uzun kuyruklar oluşur. İnsanlar birbirinin önüne geçmek için koşarlar. Ekmek bitebilir ya da yemek az geldiği için işçilere az yemek verilebilir.
Senin iş kazası geçirmemen için alınabilecek önlemler var. Ama patron ne diyor? “E, bunlar az da olsa bir maliyet yahu, ne gerek var şimdi?” Sen iş kazası geçirsen de çalış! Sık sık iş kazaları yaşanır. İş kazası geçiren arkadaşlar fabrika doktorunun yanına gitmeye çekinirler. Doktorun pek de iyi davranmadığına bizzat şahit olmuştum. İşyerindeki panolarda en son iş kazası yaşanan gün ile içinde bulunduğumuz gün arasındaki farkı gösteren tablolar var. Panodaki gün sayısına hafta sonları da dâhil ediliyor. Oysa hafta sonları fabrikada çalışma yok. Elim sıkıştı, yandı, kesildi, kolum incindi, iş yaparken belimi ağrıttım… Zaten bunları da iş kazasından saymıyorlar.
İşyerindeki bir sorumlu şöyle konuşuyor: “Bölüm sorumluları ve işleri kontrol edenler, işçilerle gereksiz yere muhatap olmaz. İşlerini düzgün yapmaları için onları rahatsız eder. Başka bir şey konuşmaz. Zaten işçiler de kendilerini belirlenen zamanda belirlenen işi yapmak zorunda hissettiğinden konuşmaya fırsat bulamazlar.”
Sanki işyerinde “sorumlu” dedikleri işçi değil! “Sorumlular” da işçidir. Üstelik artık haklarını korumak için mücadele eden işçi olmak zorundalar.
Artık susmayalım ve haklarımızı alalım. Onurlu bir mücadele verelim. Örgütlü irademizle, kararlılığımızla “artık yeter” diyelim.
Teşekkürler arkadaşlar, teşekkürler UİD-DER.
Daha Dur
“Ben İşçi Değilim!”
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bazen de REFİK Olmalı!
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...