Buradasınız
Cide’de İki Maden İşçisi İş Cinayetine Kurban Gitti
Geçtiğimiz günlerde Kastamonu’nun Cide ilçesinde bir kömür ocağında meydana gelen göçükte mahsur kalan iki işçi hayatını kaybetti. Ölen işçilerden biri askerden yeni gelmiş ve kendine güzel bir gelecek kurma hayaliyle maden ocağında işe başlamış genç bir işçiydi. Diğer işçi ise kazadan birkaç gün önce “bir hafta sonra emekli olmak üzere” dilekçe vermişti. Son yıllarda madenlerde meydana gelen kazalar zinciri gitgide artıyor. Hangi yaşta olursak olalım, kapitalistler kârları uğruna işçilerin canlarını almaya devam ediyor. Kârlarına kâr katmak isteyen patronlar, maliyetli olduğu gerekçesiyle işçilerin can güvenliklerini sağlamıyor. İşçilerin ve işçilerin ailelerinin hayatları kapitalizm içinde yok olup gidiyor.
Madenler bir işyeri ya da işçilerin ailelerine ekmek götürmek için çalıştıkları yerler olmaktan çıkıp adeta savaş alanına dönmüş durumdalar. İşçiler her sabah yataklarından kalkıp işe değil, bir avuç kapitalist için kanlarını dökmeye gidiyorlar. Bu durumu şu güne kadar ölen maden işçilerinin sayısından anlayabiliyoruz. Türkiye’de 1941 yılından bu yana maden kazalarında 3 bin 712 işçi hayatını kaybetmiş, 373 bin 484 işçi de yaralanmış. Bununla birlikte iş kazaları ve ölü sayısı her geçen gün artıyor. Bugüne kadar madenlerde çok büyük kazalar da meydana geldi. Zonguldak’ın Armutlu beldesindeki taş kömürü ocağında 7 Mart 1983’te meydana gelen kazada 103 ve yine Zonguldak’ın Kozlu ilçesindeki taş kömürü ocağında 263 madenci yaşamını yitirmişti.
Bu kazaların nereden kaynaklandığını şu verilerden anlayabiliriz: 44 ilde faaliyet gösteren 772 madenden sadece 87 tanesinin işletme belgesi var. 469 madende işçilerin sağlık raporu tutulmamakta ve “Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği”ne uyulmamakta. 428 madende sağlık kontrolü yapılmazken, 222 madende de işçilere genel çalışma şartlarıyla ilgili eğitim verilmemekte. Bunlarla birlikte son yıllarda madencilik sektörünün gelişmesi gibi gerekçelerle insan sağlığı ve iş güvenliğine hiçbir şekilde önem verilmemektedir. Üstüne üstlük mevcut olan “İş Güvenliği Yönetmeliği” de masraflı bulunarak değiştirilmeye çalışılıyor.
Gördüğümüz gibi kapitalistler adeta birer vampire dönüşmüş durumda ve her geçen gün kurbanlarının yani işçilerin kanlarını daha çok emmekteler. O madenlerde ölenler sadece işçiler değildir. Onların bakmakla yükümlü oldukları ailelerinin de hayatları sönmektedir.
Artık işçi sınıfının patronlara dur deme zamanı gelmiştir. Eğer işçi sınıfı sermaye sınıfını yok etmezse insanlık yok olacaktır. Kapitalistlerin karşısında durabilecek tek sınıf işçi sınıfıdır. Bu da ancak ve ancak örgütlü mücadeleyle olabilecek bir şeydir. İşçilerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yok ama kazanabilecekleri koskoca bir dünya var.
Tersane İşçilerinden Grev Kararı
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi, emekçi ve öğrenciler, yaklaşık 22 aydır devam eden İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı durmak, Filistin halkıyla uluslararası dayanışmayı büyütmek ve suç ortağı İngiltere hükümetinin barış eylemlerine yönelik baskılarını...
- Eşimiz, kardeşimiz ya da başka bir yakınımız dayanışmanın öneminin farkında olmayabilir. Eğer biz biliyorsak, bilmeyenlere sabırla öğretelim ve yol gösterelim! Unutmayalım ki işçinin işçiden başka dostu yoktur.
- Sağlık emekçileri, “Eziyet Yönetmeliği” olarak adlandırdıkları, hem sağlık emekçilerinin hem de hastaların hak kaybına uğratıldığı Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine karşı 16 Haziran’da İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem yaptı. ASM’lere 6...
- Dünya egemenlerinin emperyalist paylaşım savaşlarında ölenlerin net sayısını telgraf telleri bildirmiyor artık. Bugün sosyal medyayla, telefonlarımıza düşen bildirimlerle çok kısa bir sürede alıyoruz dünyanın başka yerlerindeki saldırıların,...
- Amasya’nın Merzifon ilçesinde bulunan, Kristal-İş Sendikasının örgütlü olduğu GM Teknik Cam fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Temmuzda grev başladı. İzBB Belediyesinde işten atılan Belediye-İş Sendikası...
- Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş ve KESK’e bağlı SES üyesi sosyal hizmet işçileri, 18 Temmuzda Bahçelievler Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Ek Binası önünde ortak bir basın açıklaması düzenledi. Kamuda yürüyen toplu sözleşme süreçlerine dair gerçekleştirilen...
- Merhaba, ben İstanbul’da bir devlet hastanesinde temizlik personeli olarak çalışan bir kadın işçiyim. Bilindiği gibi senenin yarısı geride kalmasına rağmen toplu iş sözleşmemiz halâ imzalanmadı. Bu süreçte sendikalar meydanlarda mitingler yaptılar,...
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...