Buradasınız
Depresyona Karşı Özgürlük Mücadelesine!
İstanbul’dan bir grup genç

“Uyanmak istemiyorum. Uyanıp ne yapacağım…” benzeri cümleleri son zamanlarda çok sayıda genç arkadaşımızdan duyuyoruz. Bu arkadaşlarımız tüm gün yataktan çıkmak istemediklerini, zamanın bir biçimde tükenmesini istediklerini söylüyorlar. Aslında bu tipik bir depresyon belirtisi ve sorun sadece çevremizde gördüğümüz gençlerle sınırlı değil. Depresyonun onu yaşayan gencin kendisinden öte bir boyutu var. Çünkü depresyon toplumsal ölçekte bir krizdir!
Türkiye’de milyonlarca genç olarak aynı sorunlarla boğuşuyoruz. Yoksulluk, işsizlik, niteliksiz eğitim sistemi, baskı ve yasaklar, özgürlüklerin yok edilmesi gençleri adeta nefessiz bırakıyor. Pek çoğumuz “ev genci” haline getiriliyor, atıl bırakılıyoruz. Bu durumda gençler kendilerini işe yaramaz hissediyor, öz saygılarını yitiriyor, psikolojik sorunlarla boğuşuyorlar. Sonuç olarak geleceğe dair belirsizlikler kaygıyı arttırırken bu kaygılarından kurtulamayan genç kardeşlerimiz depresyon çukuruna yuvarlanıyorlar. Yaşam gençler için anlamsızlaşıp içi boş bir kabuğa dönüşüyor. Umutsuzluk ve hiçlik duygusu baskın geliyor. Hayatının baharında cıvıl cıvıl olması gereken gençler yaşayan ölülere çevriliyor.Türkiye’de sadece 2021’de 60 milyon kutu antidepresan satılması, antidepresan kullanımının çocuk yaşlara inmesi, intihar eden gençlerin sayısındaki artış toplumun ve gençlerin içinde bulunduğu çıkmazın göstergesidir.
Geçen yıl Türkiye’de Spotify’da en çok dinlenen iki podcast, ruh sağlığıyla ilgiliydi.Kuşkusuz bunları dinleyenlerin çoğunluğu bir çıkış yolu arayan gençlerdir. Fakat toplumsal bir varlık olan insanın depresyon çukurundan tek başına çıkması mümkün değildir, toplumsal sorunlar karşısında bireysel çözüm ve çıkış yolu yoktur. Buna karşılık gençlerin yaşadığı sorunların, depresyonun sadece kendileriyle ilgili olduğu söyleniyor ve bireysel çabalarıyla bu sorunlardan kurtulabilecekleri telkin ediliyor. Biz gençlerin görmesi gereken bir gerçek var: Bizler şikâyetçi olduğumuz koşulları değiştirmek üzere harekete geçmedikçe depresyon girdabından çıkamayız. Kendi sınıfımızın, işçi sınıfının saflarında birleşip harekete geçmek yerine pasif konumda beklersek sorunlarımız çözülmez. Tepkimizi, öfkemizi, enerjimizi, yaşadığımız sorunların kaynağı olan kapitalizme karşı örgütlü mücadeleye akıtmazsak içimizde hapsettiğimiz o tepki ve enerji bizi çürütür.
Bitkiler için yaşam kaynağı ışıktır ve ışık azsa bitki hayatta kalabilmek için ışığa doğru yükseltir başını, ışığa döner yüzünü, yapraklarını daha yukarılara taşır. İşçi sınıfının gençlerinin de yöntemi bu olmalıdır. Bizler de yüzümüzü karanlığa değil ışığa dönmeliyiz, değişim yaratabilme gücümüzün farkına varmalıyız. Yalnızlık çukurundan çıkma, kendimizi yeniden üretebilme olanağını bizlere sunan UİD-DER gibi sınıf örgütlerimizde yan yana gelmeyi seçmeliyiz. Bilelim ki insanlık ve toplum için adım atmaya başlayan kişi iç karartan hiçlik duygusundan kurtulur, kendini değerli hissetmeye başlar ve yüreği yaşam sevinciyle dolar. O halde haydi, özgürlük için mücadele saflarına! Kapitalizmin yarattığı depresyon esaretini parçalayalım!
- İktidarın Üniversite Korkusu!
- Garp Cephesinde Değişen Ne?
- Üç Üzüm Tanesi
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Beklemek Fayda Etmez, Godot Gelmeyecek!
- Depresyona Karşı Özgürlük Mücadelesine!
- Emekçi Gençliğin Uyuşturulmasına HAYIR!
- Fala İnanma, Mücadelesiz Kalma!
- Halk Ozanı Mahzuni
- UİD-DER İle Sınıfımızın Siyasetini Öğreniyoruz
- Mutsuzluğumuzun Nedeni Kapitalizmdir
- “Prestijli” Katar Yoksulluğa Duvar Ördü
- Esirler Dünyası Uyanmalı!
- Okullardan Mücadele Alanlarına
- Genç Kuşakları Çürüten Kapitalizme Karşı Mücadeleye!
- Bu İşi Nasıl Beğeneyim?
- Kavanozu Sallayanın Kim Olduğunu Öğreniyoruz!
- Her Zaman Tek Yürek...
- Küçülmeye Giden İşyeri
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube, 19 Martta 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Classes Butik Otel’de yapılan kurulda söz alan Şube Başkanı Özcan Atmaca, Mata işçilerinin direnişini selamlayarak konuşmasına başladı. “Mata bizim...
- Her yıl 21 Martta Ortadoğu ve Kafkasya halklarının “yeni günün”, özgürlüğün, isyanın, direnişin simgesi olarak kutladıkları Newroz, 2023 yılında “Her yer Newroz her daim Özgürlük/Her der Newroz, Her dem Azadi” şiarıyla karşılandı. 19 Mart Pazar günü...
- Türk-İş’e bağlı Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) 31. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ali Emiri Kültür Merkezi konferans salonunda yapılan Genel Kurulun ilk gününde, 6 Şubat depremlerinin felakete...
- Deprem, tsunami, sel, kasırga… Bunlar dünya var olalı beri meydana gelen doğa olaylarından bazıları. Tarihte insanlar bu tür doğa olaylarıyla nasıl baş edeceklerini bilmedikleri için türlü felaketlerle karşılaştılar, nice acılar çektiler. Kimi...
- Yoksullaşma, artan hayat pahalılığı, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları nedeniyle pek çok sektörde sendikalaşan işçilerin sayısı artıyor. Siyasi iktidarın işçi düşmanı politikalarından güç alan patronlar sınıfı, işçilerin sendikalaşma hakkına...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri “Depremin 40. gününde kaybettiğimiz canları yaktığımız mumlarla anıyoruz” diyerek 16 Mart günü anma eylemleri gerçekleştirdi. İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy İskele Meydanında bir araya gelen...
- Maraş merkezli depremlerde on binlerce insan yaşamdan kopartıldı, milyonlarcası perişan ve evsiz bırakıldı. Fakat sermaye sınıfının kâr hırsı sınır tanımıyor; yakınlarını kaybetmiş, acı ve kedere boğulmuş, evsiz kalmış işçileri işten atmakla tehdit...
- 6 Şubat depremleriyle büyük yıkım yaşayan Adıyaman, Malatya, Diyarbakır ve Urfa’da halk şimdi de sel ve su baskınlarıyla boğuşuyor. Yağmur Adıyaman, Malatya ve Urfa’da sele neden olurken Urfa ve Adıyaman’da 15 kişi hayatını kaybetti. 5 kişi de kayıp...
- AKP iktidarında can bulan dünya görüşü için gelişme ve kalkınma demek; büyük kâr getirisi olan yollar, köprüler, havaalanları, bin odalı saraylardır. İktidar ve zengin olma hırsından körleşmiş zihinsel ve düşünsel bir yapıdan söz ediyoruz. Bu...
- Merhaba arkadaşlar, benim adım Gizem. Ben 17 yaşındayım ve okuyorum. 11. sınıftayım ama okula gidemiyorum. Çünkü burada 6 Şubatta deprem oldu. Ben bu mektubu niye size yazıyorum biliyor musunuz? Ayakta dimdik durun ki çabuk iyileşelim. Deprem...
- İstanbul/Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv’de çalışan 1000’den fazla işçi 27 Şubattan bu yana mücadele ediyor. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, mobbing ve baskılara son verilmesi, ücretlerine yüzde 25 ek zam yapılması talebiyle başlayan...
- 6 Şubat sabahına korkunç bir haberle gözlerimizi açtık. Felaketin korkunç boyutları her geçen saat daha da açığa çıkıyordu. Saatler, günler geçerken insanların “devlet nerede?” feryatları göğe yükseliyordu. Televizyondan, sosyal medyadan çaresizce...
- Sömürücü egemenler, geçmişten bugüne hep aynı taktikleri izledikleri halde başarılı oluyorlar. Çünkü emekçiler, ezilen ve sömürülen kitleler örgütsüzler! Örgütsüz ve gideceği yolu bilmeyen insanlar kolayca yönlendirilirler. Böylece egemenler mağduru...