Buradasınız
Ekmeğimiz İçin Demokratik Hak ve Özgürlüğümüzü Büyütmeliyiz
Ankara’dan bir sağlık işçisi

Bir yerde ne kadar baskı varsa ve özgürlükler ne kadar kısıtlanmışsa orada işçilerin ekmek kavgası o kadar engellenir. Sendikalaşma ve örgütlenme hakkı, protestolar engellenir; yasalar işçilerin aleyhine olacak şekilde değiştirilir, hak gaspları artar; emekçilerin yapılan saldırıları öğrenebileceği kanallar baskı altına alınır. Mesela tepemizdeki baskıcı rejim demokratik hak ve özgürlüklerimizi yok etti, işçi grevlerini yasakladı ve patronlar karşısında işçilerin elini kolunu bağladı. Üstelik “OHAL’i grevleri yasaklamak için kullanıyoruz” demekten bile geri durmadı. Baskı rejimiyle birlikte yoksullaşma derinleşti ve hak gaspları daha da arttı. Yani özgürlüğümüz küçüldükçe ekmeğimiz de küçüldü.
Sendikalar işçilerin mücadele örgütüdür. İşçiler sendikalarında örgütlenerek patronların karşısına toplu bir güç olarak çıkarlar. Fakat baskılardan dolayı örgütlü değilsek, patronlar karşısında güçlü olamayız. Bu yüzden işçiler, işten atılma korkusuyla çoğu kez zam dayatmasına sesini çıkarmaz, itiraz etmez, geri çekilir. Böylece demokratik hakların küçülmesi ve örgütsüzlük ekmeğimizin de küçülmesini getirir.
Haftalardır Türkiye’nin dört bir yanında işçiler düşük ücretlere ve sendikal hak gasplarına karşı iş bırakıyor, mücadele ediyor. Bu eylemlerle birlikte ekmeğimizle özgürlüğümüz arasında kopmaz bir bağ olduğunu bir kez daha gördük. Ekmeğini büyütmek için mücadele eden işçiler sadece patronların değil devletin kolluk güçlerinin de saldırısına uğruyor. Sendikalaşma hakkını gasp eden patronlar korunup kollanırken, işçiler ters kelepçe takılarak, biber gazı ve plastik mermi sıkılarak gözaltına alınıyor, cezalandırılıyor. Benzer bir durum enerji zamlarına karşı yapılan protestolarda da yaşanıyor. Protestolara polis müdahale ediyor, “ışık kapatma” gibi pasif eylemlere bile tahammül gösterilmiyor. Rejim medyası işçi eylemlerine ve zam protestolarına yer vermiyor, verdiğinde ise emekçileri “bölücülükle”, “teröristlikle” suçluyor.
Saatlik ücretine bir ekmek parası daha eklemek istediği için işten atılan, gözaltına alınarak şiddet gören Migros Depo işçilerini düşünelim. Ekmeğini büyütmek isteyen Migros Depo işçileri hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülkede zor yoluyla bastırılmak istendiler. Ne mutlu ki tüm baskılara rağmen, büyüyen dayanışma ve kararlı mücadeleleri sayesinde kazandılar. Ancak unutmayalım ki kazanımlarımızın kalıcı olabilmesi için sendikalarımızda örgütlenmeli, birlik ve dayanışmamızı büyütmeliyiz. “Ekmeğimi büyütmenin derdindeyim” diyen her işçi kardeşimiz, demokratik hak ve özgürlüklerimiz büyümeden ekmeğimizin de istediğimiz düzeyde büyümeyeceğini görmek zorundadır! Bu yüzden örgütlenme ve sendikalaşma hakkımızın elimizden alınmaması için demokratik hak ve özgürlüklerimiz için de mücadele etmeliyiz.
Asıl Hırsız Kim?
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...