Buradasınız
“Elindeki Boş Tencere, Dolar mı Kendi Kendine?”
Ankara’dan bir sağlık işçisi
Asgari ücrete yapılan “asgari” zammın ardından çalıştığım hastanede işçi arkadaşlarla sohbet ediyorduk. Asgari geçim indirimi dâhil 2020 lira olan asgari ücret geçinmeye yetmiyor, gıdaya, faturalara gelen zammı karşılamıyor diye konuştuk. Söz genel olarak geçim sıkıntısına, ücretlerimize, çalışma koşullarına gelince taşerondan kadroya geçen işçilerden bir abimiz “keşke şirkette kalsaydık, daha iyiydi valla!” dedi.
AKP hükümetinin seçim öncesi çıkardığı bir KHK ile verdiği kadro, taşeron işçilerin derdine derman olmadı. Ücretlerde bir değişiklik olmadı -hatta bazı ek ödemeler ellerinden alındı- üstüne bir de geçmiş haklarından feragat ettiler. Hastanedeki yöneticiler daha çok iş yüklemeye başladı. Neden böyle diye sorduklarında da “devletin kadrolu işçisisiniz, daha ne istiyorsunuz” diyerek geri çevrildiklerini söylüyorlar. Biraz da bu sorunlardan bahsettikten sonra bir başka işçi “yıllarca kadro kadro dedik, verdiklerinde çok sevindik, minnet ettik ama böyle olacağını da bilemedik” dedi. Ben de “biz yalnızca ister, birlik olup almak için bir şey yapmazsak, kadrolu da olsak taşeron da olsak hiçbir şey alamayız. İşte ancak böylesini verirler, daha doğrusu veriyormuş gibi yapıp, alırlar” dedim.
Kardeşler, biz işçilerin güvenceli çalışabilmesi, haklarını koruyabilmesi, yeni haklar elde edebilmesi için tek yolumuz örgütlenmek ve mücadele etmektir. Sekiz saatlik işgünü, grev, toplu sözleşme, emeklilik hakkı... Hiçbiri sermaye sınıfı yani burjuvazi tarafından altın tepside sunulmadı; bu hakların hepsini bizden önceki işçi kuşakları mücadele ederek kazandılar. Bugünse patronlar örgütsüzlüğümüzden faydalanarak haklarımızı tırpanlanmaya çalışıyorlar. Taşeron da olsak kadrolu da, aynı kötü çalışma koşulları, aynı düşük ücretler dayatılıyor. Beyaz ya da mavi yaka, kadrolu ya da taşeron, kadın ya da erkek ayırt etmeden sendikalarda, UİD-DER’de örgütlenmeliyiz. Patronlara avucumuzu açıp bizlere hak ihsan etmelerini beklemek yerine, haklarımız için mücadele etmeliyiz. İşçi sınıfının şairlerinden Bertolt Brecht’in dediği gibi:
Elindeki bu boş tencere
Dolar mı kendi kendine
Eğer razı olursan sen
Kendi kötü kaderine
Kaldırmadıkça başlarımızı
Sefaletimiz bitmez
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...