Buradasınız
Emeğin Güzellikleri Onlara Sefalet Bize, Neden?
UİD-DER’li bir öğrenci
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Hayatımızın her alanını saran ve geçinmemizi git gide daha da zorlaştıran ekonomik kriz; gün geçtikçe hayatlarımızı daha çok etkiliyor, akıllarımızı meşgul ediyor. Ben de üniversitedeki ev arkadaşımla yaptığım sohbeti sizlerle paylaşmak istedim.
Arkadaşımla ev alışverişi yaptık ve aldığımız ürünlerdeki toplam harcamamız, geçen sene aynı ürünlere yaptığımız harcamanın neredeyse iki katıydı. Arkadaşım bu durum üzerine “geçen sene de bizim ailelerimiz aynı işi yapıyorlardı, bu sene aldıklarıyla aynı ücreti alıyorlardı ve bize aynı parayı gönderiyorlardı. Bu sene de aynısını yapıyorlar. Ama bu sene ekonomik kriz sebebiyle her şeyin fiyatı artmış durumda ve artık geçen sene geçindiğimiz parayla geçinemiyoruz. Peki, bu ekonomik krizi biz mi yarattık da ceremesini biz çekiyoruz? Neyin bedelini ödüyor da bunu yaşıyoruz, bu çok adaletsiz bir şey” dedi. Ben de “bu düzende adalet ne gezer ki zaten? Bu sistem altında adalet diye bir şey yok sınıfsal çıkarlar var. Mesela birkaç patronun servetinin dünya nüfusunun yarısının servetine eşit olduğu bu sistem ne kadar adaletli olabilir ki” dedim. O da “acaba bir patron çocuğu olsaydın böyle düşünür müydün?” dedi. Ben de “belki de böyle düşünmezdim, o zaman da kendi sınıfsal çıkarlarımı kollayabilirdim. Ama bu dünyada yoksullukla, açlıkla bin bir sorunla yaşayan milyarlarca insan gibi ben de işçi sınıfının bir unsuruyum ve hep işçi kalacağım. Bundan ötürü de milyarlarca insanın ortak çıkarını savunacağım. Burada işçiden kastımı da yanlış anlama, bugün ücretle çalışan bir doktor da bir mühendis de bir işçidir. Emeğiyle geçinir çünkü. Patronla işçi arasındaki temel fark: Bizler emek gücümüzü satarak geçinebilirken, patronlar bizlerin emeğini sömürerek zenginleşir. Bu nedenle bizler de milyarlarca insanın ortak çıkarı için mücadele etmeliyiz” dedim.
O da “mesela nasıl bir şey yapmalıyız, bahsettiğin mücadele nasıl olmalı?” diye sordu. Ben de şöyle cevapladım: “Bugün dünyadaki bütün zenginliklerin kaynağı biz işçiler ve emekçileriz. Mesela biz burada basketbol eğitimi alıyoruz ve ileride iyi eğitimli basketbol antrenörleri olarak çocuklara basketbolu öğreteceğiz. Bir başkası bize basketbol topu üretecek diğeri spor salonuna basketbol potası dikecek, değil mi? Yani her şey belli bir emekle oluşuyor. Peki, bu emeğin sahipleri yani biz işçi ve emekçiler çalışmazsak ne olur? Tabi ki hayat durur. Teknolojinin ve bilimin inanılmaz boyutlara ulaştığı dünyamızda bu kadar kötü koşullarda yaşamak zorunda mıyız? Tabi ki değiliz. Yeter ki bizler yaşadığımız sistem hakkında bilinçlenelim ve sınıfımızla bir araya gelip haklarımız için mücadele edelim.”
Arkadaşım da “Evet, dünyamızda hepimize yetecek kadar yiyecek varken milyonlarca insan aç yaşamak zorunda değil. Peki, bizler bu düzeni ortadan kaldırdıktan sonra ne olacak? Dünyadaki suçlar ve insanların içlerindeki kötülük ne olacak? Yaşamak yine de zor olmaz mı?” diye bir soru sordu. Ben de şöyle cevap verdim: “Okuduğum bir kitapta şöyle bir cümle geçiyordu ‘birey ancak gelişmiş bir toplum içerisinde, ciddi gelişimler, yükselmeler gösterebilir. Mükemmel bir birey ancak mükemmel bir toplum içerisinde yetiştirilebilir.’ Bak bu söz aslında senin soruna da cevap veriyor. Bizler insan ilişkilerinin çıkar ilişkisine döndüğü, kâr hırsının insani değerlerin önüne geçtiği, üretimin toplumun çıkarı için değil birilerinin zenginliği uğruna yapıldığı bu ekonomik sistem içerisinde nasıl sağlıklı bireyler olarak kalabiliriz ki? Elbette bu hastalıklı düzen topluma mikroplarını bulaştıracak ve İnsanlar arasında eşitsizlik ve adaletsizlik yaratıp toplumsal ilişkileri çürütecektir. Eğer bizler bugün insanlar arasındaki eşitsizliğin ve adaletsizliğin kaynağı olan kapitalist sistemi yıkar ve herkesin özgürce yaşayıp özgürce üretebileceği bir toplumu kurarsak işte o zaman gerçekten suçlardan ve eşitsizliklerden arınmış bir dünyaya kavuşabiliriz. Bunun için de sınıfımızla birlikte mücadele etmek zorundayız” dedim.
Şaka Değil, Gerçek!
Örgütsüzlük, Kıskançlık ve Adalet
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.
- Ankara’dan bir grup UİD-DER’li işçi, “Küçük Kara Balık ve Samed Behrengi” adlı bir video hazırladı. Farklı sektörlerde çalışan, uzun ve yorucu iş saatlerine, vardiya engeline rağmen birlikte öğrenip birlikte üretmek için bir araya gelen işçi...
- Asgari ücrete yüzde 30, kamu emekçilerine yüzde 11,54 ve emeklilere yüzde 15,75 oranında sefalet zammı dayatılmasının ardından Antep’te bulunan tekstil patronları da ücret artışlarını sefalet düzeyinde tuttu. Şubat ayına girilmesiyle belli olan...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali işçileri, özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı 10 Şubatta Ankara’ya yürüyüş başlattı.
- ABD merkezli Yum Brands şirketinin KFC ve Pizza Hut restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi olan İş Gıda'nın konkordato ilan etmesinin ardından 7 bin işçi Ocak ayı maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını, izin paralarını alamadı. İşçiler şirketin...
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...