Buradasınız
Emekçi Kadına Dönük Dayatmalar Sürüyor
Has bir sermaye partisi olan AKP’nin kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcı ve gerici politikaları hayatın her alanını etkilemeye devam ediyor. Sermayenin ihtiyacı doğrultusunda hem kadınları dizginsizce sömürülecek ucuz işgücü olarak gören hem de taze ve yeni bir işgücü ordusu yaratmak üzere evliliği ve doğumu teşvik eden politikalar, kadınların hayatını çekilmez hale getiriyor. Faizsiz evlilik kredisi, çeyiz parası, çocuk yardımı, doğum sonrası part-time ve esnek çalışma ile bir süre önce Meclis’te kabul edilen özel istihdam büroları yasası, kadınlara köle gibi çalışmayı ve sermayenin hizmetine sunulacak yeni işgücü için bir kuluçka makinesi gibi doğurmayı dayatıyor.
Her fırsatta kadınlara evliliği ve çocuk doğurmayı öğütleyen Cumhurbaşkanı, bir kadın derneğinin töreninde yaptığı konuşmada, “çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın, aslında kadınlığını inkâr ediyor demektir. Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın, iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun, eksiktir, yarımdır” açıklamasında bulundu. Çalışan kadınların anneliğini teşvik etmek üzere çeşitli düzenlemeler yaptıklarını belirten Erdoğan, hayatın her alanında var olmanın anneliğe engel olmadığını ifade etti. Peki, kadınları “eksik ve yarım” olmaktan kurtaracak bu düzenlemeler hayatımıza neler getirdi?
Torba yasa bünyesinde Meclis’te yapılan düzenlemeler sonucu hamilelik ve doğum sonrası kadınlara “yarım gün çalışma hakkı” verildi. Yasa ile doğum sonrası analık izni süresi sonunda kadın işçi, süt izni olmaksızın, ilk çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay, 3. ve sonraki doğumlar için 6 ay yarı zamanlı çalışacak. Yani “müjde” diyerek sundukları bu düzenlemeler aslında kadınlar için esnek ve güvencesiz çalışma anlamına geliyor. Kiralık işçiliği getiren özel istihdam bürolarının kurulması da kadın işçileri derinden etkileyecek. İşçilerin saatlik, günlük ya da aylık kiralanarak çalıştırılması demek olan bu yeni yasayla, işçi sınıfı kazanılmış haklarını kaybetmekle karşı karşıya. Kadınıyla-erkeğiyle, genciyle-yaşlısıyla işçi sınıfı için güvencesiz çalışma anlamına gelen bu yasa, kadın işçilerin emeğini çok daha fazla değersizleştirerek ucuzlatacak. Doğum iznine ayrılan, yarı zamanlı çalışan kadınların yerine özel istihdam bürolarından kiralanan işçiler, izin süresi biter bitmez işten atılacak. İşçi sınıfının en temel ekonomik haklarına yapılan bu saldırılar zincirleme pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Özel istihdam büroları, kıdem tazminatının gaspı, esnek çalışmanın yaygınlaştırılması ile güvenceli çalışma, kıdem tazminatı hakkı, emekli olma tamamen ortadan kalkacak.
Sermaye sınıfı, kadın işçilerin “eksik ve yarım” olmamak için köle gibi çalışmasını ve bir kuluçka makinesi gibi doğurmasını buyuruyor. Bunun için de sermaye partilerini devreye sokarak çıkartılan torba yasalar ile işçi sınıfına kölece çalışma koşullarını dayatıyor. Emeği değersiz görülen, düşük ücretlere çalıştırılan, şiddete, tacize, tecavüze maruz kalan kadınların yaşadığı tüm bu sorunların kaynağında kapitalist sistemin bizzat kendisi yer almaktadır. Kapitalistler, kölece çalışma düzenini kabullenmeyen kadınları “eksik ve yarım” olarak nitelendiriyor. İtaatkâr kadınlar olmamızı, kârlarına kâr katacak yeni işgücü için durmaksızın doğurmamızı öğütlüyorlar. Bize dayatılan böylesine bir hayatı kabul etmek zorunda mıyız? Tabii ki hayır! Ayrımcılığı yok etmek için, ezilmeye ve sömürüye son vermek için mücadeleye atılmamız gerek. Biz işçi sınıfının kadınları, işçi sınıfının erkekleriyle bir bütün halinde mücadele ettiğimizde ancak “tam ve bir” oluruz. Unutmayalım ki, kadınlar mücadeleye katılmadan işçi sınıfı kurtulamaz, işçi sınıfı kurtulmadan kadınlar sorunlarından kurtulamaz!
Şikâyet Etme Harekete Geç!
Büyüdük
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...