Buradasınız
“Enflasyonla Topyekûn Mücadele”
Antalya’dan bir işçi ailesi
Son günlerde hangi markete gitsek hep aynı yazıyı görüyoruz. Bütün rafları bu yazılar süslüyor. “Süs” diyoruz çünkü aslında bir süsten farkı yok. Sanki bu marketlerden birkaç ay önce alışveriş yapan aynı insanlar değilmişiz gibi gözlerimizin içine baka baka yalan söylüyorlar. Fiyatlar en az yüzde elli arttı ama indirim yüzde on. Birkaç televizyon kanalı haricindeki kanallarda da ülke güllük gülistanlık bir yermiş gibi gösterilmeye, yaşadığımız sıkıntılar göz ardı edilmeye çalışılıyor. İktidar sevici bu kanallara bakarsanız evine ekmek götüremeyen insanlar buralarda yaşamıyor, dereler, ormanlar filan talan edilmiyor, her ay onlarca işçi bunların para hırsı yüzünden ölmüyor, çocuklara, kadınlara tecavüz edilmiyor, kadınlar öldürülmüyor, öldürenler iyi hal indirimi almıyor, “padişahım çok yaşa” diyenler aklanıp paklanmıyor ve daha bir sürü şey. Krizin K’sı bile yok zaten! Oysa kadrajı bu televizyon kanallarından biraz kaydırıp kendi hayatımıza bakacak olursak görebileceğimiz tek şey çoktan ocağımıza incir ağacı dikildiğidir!
Kendi hayatımızdan küçük örnekler vererek devam ediyoruz. Çöp poşetine para vermek yerine marketlerden alışverişlerde aldığımız poşetleri çöp poşeti olarak kullanıyoruz ki artık o da paralı oluyor! Banyo kovasına para vermek yerine 19 litrelik iadesiz damacanayı keserek kova haline getirdik. Elektrik ve gaz faturalarının yüksekliği yüzünden ısınmak için evde montlarla dolaşıyoruz. Toplu ulaşıma para yetiştiremediğimiz için zorunlu olmadıkça evden dışarı çıkmıyoruz, gezmeye gitmeyi çoktan unuttuk. Buzdolabının hali içler acısı zira kendisi dolap olduğunu çoktan unuttu, makarna ve yumurta tek besin kaynağımız. Elbise dolabı alacak bütçeyi denkleştiremediğimiz için ikinci el bez dolaplarda saklıyoruz kullanılmaktan iyice yıpranmış giysilerimizi. Bu sadece bizim evin içi ama o malum kanalların göremediği pek çok evde buna benzer şeyler yaşanıyor. Hatta daha da kötü durumda olanlar var. Bu akşam pazarın yanından geçiyorduk, daha doğrusu pazar toplanmıştı ve yerlerde sebze meyve artıkları vardı. Yine de bu pazar alanında insanlar dolaşıyordu. Hayır, bunlar temizlikçiler değildi, bir ihtimal hâlâ yenilebilecek durumda ya da atılmış, çürük olup da ayıklayıp çocuklarına yedirebilecekleri sebze ve meyveleri o çöp yığınının içinden toplamaya çalışıyorlardı. Üstelik burası Antalya. Sebze meyvenin başkenti. Malum kanallar bizi uyutmaya çalışadursunlar, bizim uyanık olup birbirimizi uyandırmaktan ve örgütlenip mücadele etmekten başka çaremiz bulunmuyor. “İnsanın doğduğu değil doyduğu yer vatanıdır” demişler. İşçiler bugün hiçbir yerde doğru düzgün doyamıyor.
Örgütsüzlüğün ve Çaresizliğin Sırası
Denetim Adı Altında Denetimsizlik
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...