Buradasınız
Fazla Mesailerle Tükenen Hayatlar
Gebze’den bir kadın işçi
Hayatta kalabilmek için karşılanması gereken bazı temel ihtiyaçları vardır insanların. Barınma, beslenme, giyinme gibi ihtiyaçlar bunların başında gelir. Ancak adına kapitalizm denen bu sömürü düzeninde bu en temel ihtiyaçları karşılayabilmek bile işçi sınıfı için hiç de kolay değildir.
Açlık sınırının 1518 lira olduğu Türkiye’de milyonlarca işçi AGİ dâhil edildiğinde 1404 lira olan asgari ücrete çalışıyor. Yani yarı aç yarı tok bir yaşamdır reva görülen milyonlara. Ev kirası, faturalar, çocukların okulu, mutfak masrafı derken geçim sıkıntısı işçinin belini büktükçe büküyor. Bunca sorunla baş etmek için çaresiz kalan işçiler, çözümü fazla mesailere kalmakta buluyorlar. Haftalık 45 saat olan çalışma süresi neredeyse iki katına çıkmış durumda.
Hafta içi, hafta sonu, bayramlar, resmi tatiller derken işçiler adeta fabrikanın bir parçası oluveriyorlar. Ailemizin, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gece gündüz demeden çalıştığımız fabrikalar, işyerleri bizi en sevdiklerimizden koparıp alıyor. Bırakın ailesiyle vakit geçirmeyi, çocuğunun yüzüne hasret kalıyor binlercesi. Daha iş başvurusu yapıldığı anda sorulan ilk soru “fazla mesaiye kalır mısın?” oluyor. İşe girebilmek için verilen cevap “evet, kalırım” oluyor. Art arda gelen fazla mesailerden yorulduğunu söyleyenler ya işten atılmakla tehdit ediliyor ya da işten atılıyorlar.
İşçilerin maaşları dışında hemen her gün her şeye zam geliyor. İşçinin aldığı üç kuruş da böylece buhar olup uçuyor. Patronlar sermayelerini büyütürken, yeni işyerleri satın alıp, yeni makinelere yatırım yaparken işçilere de “daha çok çalışın ki ben de daha çok kazanayım, ben kazanırsam siz de kazanırsınız” yalanını her fırsatta söylüyorlar. Gelirlerini biraz daha yükseltmenin telaşıyla didinip duran işçiler, sadece uyumak için evlerinin yolunu tutuyorlar.
Gerçek ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek düzeyde bir ücret alabilse hangi işçi sabahtan akşama, akşamdan sabaha ömrünü fabrika köşelerinde tüketmek ister? Hangi işçi üç kuruş daha fazla kazanayım derken sağlığını kaybetmek ister? Hangi işçi çocuğunun büyüdüğüne, en güzel anlarına tanıklık edemeden yitip gitmek ister? Hangi işçi sevdiklerine gösteremediği ilgiyi, özeni çalışmak zorunda olduğu makineye göstermek ister?
Ücretleri düşük tutan patronlar ve onların temsilcisi hükümetler, işçileri fazla mesailere mahkûm ediyorlar. Fazla mesailer beraberinde işçiler için meslek hastalıklarını, iş kazalarını, psikolojik hastalıkları getiriyor. İş saatlerinin düşürülmesi ve ücretlerin yükseltilmesi talebiyle dünyanın pek çok bölgesinde dünya işçi sınıfı bundan yıllar önce şanlı bir mücadeleye girişmişti. Şimdi bize düsen görev de tıpkı bizden önceki işçi kuşakları gibi bu gidişatı değiştirmek için omuz omuza vermek, birlik olmaktır. Unutmayalım ki birlikten kuvvet doğar. Çözüm fazla mesailerde ömür tüketmek değil, mücadele etmektir.
Elleri Var Özgürlüğün
Kıdem Tazminatı ve “Kafayı Yememek”!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...