Buradasınız
Gel Vatandaş “Tanzime” Gel!
Esenyurt’tan bir kadın işçi

Merhaba, ben 7/24, 4 vardiya çalışan bir işçiyim. Son zamanlarda gündemde olan tanzim çadırlarıyla ilgili düşüncemi sizinle paylaşmak istiyorum.
Tanzim kelimesi “düzene koymak” anlamında kullanılmaktadır. Peki, fiyatları düzene koyamadıklarına göre neyi düzene koyuyorlar? Yoksulluğu mu yoksa yedi çeşit ürünü mü düzene koyuyorlar? Yoksa insanları sıraya dizip düzene sokmaktan mı bahsediyorlar? Hükümet tencere boş kaldığında bunun suçlusu olarak görüleceğinin farkında. Bu suçu üstünden atmak için herkesi suçluyor. Kabzımal suçlu, haldekiler suçlu, marketçi suçlu, pazarcı suçlu, üreten bile suçlu! Kısacası herkes suçlu, yönetenler suçsuz! Sanki ülkede daha önceden bu işleri başka biri yapıyordu da sonra hop başka birileri geldi, bu işleri yapmaya başladı. Satıcılar “bizim suçumuz yok, beş liraya alıp dört liraya satamayız” diyorlar. Ama iktidar insanlarda başka bir algı yaratmaya çalışıyor.
Benim bir konuşma daha dikkatimi çekti. Bizi yönetenler bu kuyruklara “varlık kuyruğu” dedi. Bunlar varlık kuyruğuymuş! Bunu meydanlarda söyleyenler alkışlanıyor. Gözümüzün içine baka baka bizi buna inandırmaya çalışıyorlar. Ben kendimi zengin sayıyorum artık! Tanzim çadırına gidiyorum, “varlık kuyruğuna” giriyorum, sıramı bekliyorum ama sadece bir kilo biber, bir kilo patlıcan, bir kilo salatalık, bir kilo ıspanak, üç kilo patates, üç kilo soğan, üç kilo domates alabiliyorum. Beslenmek için bunlar yeterli sanki. Tabi ki sıranı bekleyip bunları alabilmek de başarı, çoğunlukla kalmadı diyorlar çünkü.
Bu bize nasıl geri dönecek bunu da düşünmemiz lazım. Bizden topladıkları vergileri har vurup harman savuranlar yine öyle yapacaktır. Zaten tanzim satışlar için sözleşmenin iki buçuk aylık yapıldığını biliyoruz, günü kurtarmak adına seçim yatırımı olarak önümüze koydukları çözüm bu! Gözümüzün içine baka baka “açsınız ama bilmeyin” diyorlar. Biz işçiler bu gidişata dur demeyecek miyiz? Bizi açlığa mahkûm edenlere, sıralara, kuyruklara mahkûm edenlere ancak örgütlü olursak karşı durabiliriz. Karınca gibi çalışan, zenginlikler üreten biz işçiler birleşirsek güçlü oluruz. Bunun farkında olalım. Örgütlü olalım güçlü olalım.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...