Buradasınız
“Gelsin Halletsinler” Çözüm mü?
Kocaeli/Gebze’den sendikalı bir işçi

İlk bakışta herkes yalnız kendisinden sorumluymuş ve yaşanan sıkıntılar ise başkalarının kabahatiymiş gibi görünür. Ancak daha dikkatli bakmaya başlarsak, işçilerin görünmez iplerle birbirine bağlı olduğunu; aynı anda yükselip aynı anda battığımızı görebiliriz. Yaşadığımız problemlerde, olumsuzluklarda yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızın da payı olduğunu anlayabiliriz.
Fabrikalarda bu aralar en çok tartışılan konu, 2022 yılı asgari ücreti idi. Büyük kafa karışıklığı yaratarak yapılan açıklamalara göre, asgari ücret net 4250 lira olarak ilan edildi. Kafa karışıklığına neden olan şey, “asgari ücretten vergi alınmayacak, diğer ücretlerin de asgari ücret kadarından vergi alınmayacak. Bu sebeple AGİ kaldırıldı” diye söylenmesi oldu. Çünkü bu işin pratikte nasıl olacağını kimse bilmiyor.
Ocak 2021’de 2825 lira olan asgari ücretin aldığı ekmeği, zeytini, peyniri bugün alamayan 4250 liralık “yükselmiş” asgari ücret, hiçbir derdimize derman olmayacak. Ayrıca 4500-5500 lira bandında çalışan Türkiye işçi sınıfının “kalifiye ve kıdemli” işçileri başka sorun kalmamış gibi asgari ücretin nominal olarak yükselmesiyle (çünkü reel olarak düştü) birlikte kıdem farkı meselesine takılmış durumdalar. Sermaye bize fena bir oyun oynuyor ve işçi sınıfımız maalesef bu tuzağa düşüyor. İkisi de son derece düşük bu iki rakam arasında çalışan işçiler, sorunlar karşısında çözümü genelde kendi dışlarında, başkalarından bekliyor; “sendika halletsin, farkımızı alsın”, “temsilci çözsün”, “birileri el atsın”, “büyüklerimiz gelsin çözsün” diyorlar. Bu yaklaşım işçi sınıfımızın önemli bir eksiğine işaret ediyor; bilinç ve örgütlülük düzeyinin geriliğine.
Asgari ücretin bu acınası düzeyinin, Türkiye’de haklarımızın geri olmasının arkasında işini yeterince yapmayan sendikacı, temsilci ya da konfederasyonların kabahati elbette büyüktür. Bu kırk yıldır bildiğimiz bir sorundur. Ancak onlara bu rahat alanı açanın da sendikaları, sendikacıları, konfederasyonları yeterince denetlemeyen, harekete geçirmeyen işçi sınıfımız olduğunu kabul etmeliyiz. Sorgulanmadığında, hesap sorulmadığında, TİS süreçlerine, grevlere, direnişlere, örgütlenmelere gereken katkı ve ilgi gösterilmediğinde herkes rehavete kapılıp topu rahatlıkla taca atabiliyor. Ama golü hep beraber yiyoruz.
Şüphesiz her insanın kapasitesi ve olaylara yaklaşım biçimi farklıdır. Herkesten her şeyi aynı oranda başarmasını beklemek aşırı iyimserlik olur. Ancak bazı durumlar var ki, bunlar tüm işçilerin elinden gelen katkıyı ortaya koymasıyla başarılabilir. “Birileri yapsın” demekle şimdiye kadar hiçbir sorunumuz çözülmedi.
İşçiler için mesele her ne olursa olsun, başkalarından beklemek, pasif kalmak, işin dışında hissetmek büyük hatadır. İşçi sınıfımızın mühim meseleleri konusunda kendimizi dışarıda tutup, işi başkasına havale ettiğimizde haklarımızı kaybediyoruz. Bunu kırk yıldır yaşıyoruz. Bu böyle devam edemez. Hatta sendikalı olmanın örgütlü olmak anlamına gelmediği bir zamanda her şeyin, her işin bir parçası olmak zorundayız. İster asgari ücretli ister “yüksek” ücretli olalım hepimiz işçi sınıfının bir parçasıyız. Beraber yükselir, beraber düşeriz. Ne zamanki işçi sınıfı olduğumuzu ve ancak birlikte kazanabileceğimizi kavrarız işte o zaman beraber yürür, beraber kazanırız.
Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Cambaza Bak Cambaza, İşçiler Yemiyor, Yutmuyor Artık
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Asgari Ücret Bir Kez Daha Sefalet Ücreti Oldu
- DİSK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Asgari Ücret Eylemi
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- “Beklenen Enflasyon Oranı” Oyunu
- Asgari Ücret Hep Siyah Duman!
- 2024 Yılı İçin Asgari Ücret Açıklandı: Biz Bu Tiyatroyu Çok İzledik!
- Başkasından Çözüm Bekleme, Derman Ellerimizde!
- Hem İşçilerin Onayını Alacak Hem de…
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- Yeni Asgari Ücret Eski Tiyatro
- Asgari Ücret: Refahtan Pay Değil Derinleşen Yoksulluk!
- DİSK’ten Açıklama: Asgari Ücret Değil Toplu Sözleşme!
- Asgari Ücret, Sefalet Ücreti
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Dolan Kimin, Boşalan Kimin Küfesidir?
Son Eklenenler
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....