Buradasınız
2024 Yılı İçin Asgari Ücret Açıklandı: Biz Bu Tiyatroyu Çok İzledik!
2024 yılı için geçerli olacak asgari ücret yüzde 49 zamla 17 bin 2 lira olarak açıklandı. Asgari ücret zammı, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun bileşenlerinin AKP Genel Merkezinde Erdoğan’la yaptığı görüşme sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından açıklandı. Işıkhan “Önceki yıla göre kümülatif olarak yüzde 100 artış yapılmış oldu. Yeni miktar ile çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözünü memnuniyetle yerine getirdik” diyerek açıkladı yeni asgari ücreti. Sözde işçi tarafını temsil eden Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise asgari ücretin 18 bin lira olmasını talep ettiklerini, karara şerh düştüklerini söyledi. Asgari ücret görüşmeleri devam ederken televizyon kanallarında 16 bin lira olacağına dair bir beklenti oluşturulmuştu. Her zaman olduğu gibi işçilerin beklentisi düşük tutulup Erdoğan’ın devreye girmesiyle konuşulan rakam biraz artınca görünürde iyi bir zam yapılmış algısı yaratıldı. Gerçekte ise sürekli kendini tekrar eden bir tiyatro oyunu oynanmıştır. Emekçilerin bir kısmında oluşturulan “iyi zam” algısı birkaç ay içinde gerçeklerin duvarına toslayıp tuzla buz olacaktır.
Asgari ücret görüşmeleri özellikle son 2 yıldır tiyatroya dönüşmüş durumdadır. Güya işçi, işveren ve hükümet olarak üç tarafın yer aldığı bir komisyon asgari ücreti belirlemek üzere bir araya geliyor, iki görüşme yaptıktan sonra taraflar rakam dahi telaffuz etmiyorlar, gözler Erdoğan’a çevriliyor. Nihayetinde de Erdoğan’ın devreye girmesiyle sözde “işçiyi enflasyona ezdirmeyecek” bir rakama işverenler de razı ediliyor! Kimi zaman Erdoğan çıkıp açıklıyor “büyük/tarihi zammı”, kimi zaman da bu sefer olduğu gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı… Tiyatronun kapanışını ise Türk-İş Başkanı Ergün Atalay yapıyor. Son güne kadar zinhar rakam belirtmeyen Atalay, zam oranı karara bağlanıp açıklandıktan sonra söz alarak “biz daha fazla istemiştik, bu rakamı kabul etmiyoruz” diyor. Mesela geçen yıl asgari ücret 8500 olarak belirlendiğinde Atalay 9 bin lira talep ettiklerini söylemişti, şimdi ise 18 bin lira istemiştik diyor. Sanki bin liralık fark işçilerin geçim derdine çare olabilirmiş gibi!
Sermaye, iktidar ve sendika bürokrasisi sürekli aynı replikleri tekrar ettiği için işçilerin bir kısmında “ben bu oyunu daha önce izlemiştim” duygusu oluşuyor. Ancak bir kısmı da resmi ağızlardan yapılan açıklamalara, televizyon kanallarında iktidar yardakçısı sunucuların, gazetecilerin, ekonomistlerin söylediklerine inanabiliyor. Bu nedenle bazı şeyleri tekrar etmekte, hatırlatmakta yarar var. Öncelikle belirtelim ki Aralık ayında açıklanan asgari ücret işçilerin eline ancak Şubat başında geçiyor. Diğer faktörleri bir kenara bırakıp yalnızca artık gelenekselleşmiş “yeni yıl zamlarını” dikkate aldığımızda bile Şubat başına kadar alım gücünün düşeceğini tahmin etmek zor değildir. İkincisi siyasi iktidarın şu andaki önceliği Mart ayında yapılacak yerel seçimleri atlatmaktır. Mart ayına kadar pek çok işçide tepki yaratmayacağını öngördüğü bir rakam belirlemiş, belirlenen ücretin güneş görmüş kar gibi eriyeceğini bildiği halde umursamayarak asgari ücrete yılda bir kez zam yapılacağını açıklamıştır. Üçüncüsü resmi enflasyon hâlâ gerçek enflasyonun çok altında açıklanmaktadır. Örneğin TÜİK’in verilerine göre Kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 61 iken ENAG’a göre yüzde 129 olmuştur. Aralık sonunda açıklanacak yıllık enflasyon oranı da çok farklı olmayacaktır. Buna karşılık asgari ücrete geçen yıla göre “kümülatif olarak yüzde 100” zam yapılması çok açık ki asgari ücretlinin enflasyona ezdirilmemesi anlamına gelmez.
Bakılması gereken bir başka veri ise açlık ve yoksulluk sınırıdır. Türk-İş’e göre Kasım ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 14 bin lira, yoksulluk sınırı 45 bin 686 lira oldu. Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 18 bin lirayı geçti. Bekâr bir işçi zamlı asgari ücreti Şubatı beklemeden bugün bile alsa yaşam maliyetini karşılayamıyor. Yoksulluk sınırının üzerine çıkabilmek için ise dört kişilik bir ailede en az üç kişinin çalışması gerekiyor. Bugün bile işçinin derdine derman olmayan zamlı asgari ücretin yıl ortasına gelmeden yine açlık sınırının altına düşeceğini tahmin etmek zor değildir.
Asgari ücret Türkiye’de ortalama ücret haline gelmiş durumdadır. İşçilerin yüzde 70’i asgari ücret ile yüzde 20 fazlası aralığında bir ücretle çalışmaktadır. Bu orana sendikalı işçilerin büyük bir kısmı da dâhildir. Örneğin bugün MESS’e bağlı fabrikalarda çalışan işçilerin önemli bir kısmının ücreti yeni asgari ücretin altında kalmıştır. Bu koşullarda bile MESS işçilere yüzde 36 oranında zam dayatmaktadır. Eğer MESS’in dayattığı zam hayata geçerse metal işçilerinin ücreti daha da eriyecektir. Gerçek şu ki Türkiye genelinde yıllar içinde hem asgari ücret civarında ücret alan işçilerin sayısı artmış hem de asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı düşmüştür. DİSK-AR’ın verilerine göre 1974’te kişi başına milli gelirin yüzde 80,6’sı düzeyinde olan asgari ücret 2023’te yüzde 47,4’üne kadar gerilemiştir. DİSK-AR raporu, eğer asgari ücret kişi başına düşen milli gelirdeki artışa paralel olarak artsaydı brüt asgari ücretin 2023 yılında ortalama 19 bin 921 lira olması gerektiğini belirtiyor. Oysa 2023’te ortalama brüt asgari ücret bunun ancak %60’ına, 11 bin 711 liraya denk geliyordu.
Hatırlayacak olursak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek asgari ücretin hedeflenen enflasyona göre belirleneceğini söylemişti. Merkez Bankasının 2024 enflasyon tahmini yüzde 36 iken OVP’de yüzde 33 olarak açıklanmıştı. Asgari ücret zammıyla enflasyon tahminlerinin uyuşmamasından anlıyoruz ki beklenen enflasyon açıklanandan çok daha fazladır. Nitekim son birkaç yıldır tahminlerle gerçekleşen enflasyon arasındaki makas giderek büyüyor. Erdoğan, geçtiğimiz yıl 2023 yılı için geçerli olacak asgari ücreti açıklarken enflasyonu yılsonunda yüzde 20’lere düşürmeyi hedeflediklerini söylemişti. Bugün ise 2023 sonunda yıllık enflasyonun yüzde 65 civarında yani hedeflenenin üç katından fazla olması bekleniyor.
Diğer taraftan vergi dilimlerinin belirlenmesinde herhangi bir değişiklik yapılmadı. Oysa sendikaların gelir vergisinde ilk vergi tarife oranının yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülmesi ve tarife dilimleri yeniden değerleme oranının arttırılması talebi vardı. Bu talepler karşılanmadığı için işçiler yine birkaç ay içinde yüksek vergi kesintileriyle karşılaşacaklar ve net ücretleri aşağı çekilecek. Son olarak merkezi bütçede 2024 yılında işçi ve emekçilerden toplanacak dolaylı vergilerin yüzde 70’ten fazla arttırılmasının hedeflendiğini hatırlatalım. Yani ya iğneden ipliğe her şeye zam gelmeye devam edecek ya da yeni vergiler getirilecek. Her durumda işçi ve emekçilerin giderleri artacak, zaten zor olan geçim daha da zorlaşacak. Siyasi iktidar, sermaye sınıfı ve iktidarla kol kola girmiş sendika bürokrasisi bize her yıl aynı tiyatro oyununu sahneliyorlar. İşçi sınıfı örgütsüz olduğu sürece memnun olmadığı bu oyunu izlemeye devam edecek. Hiç kuşku yok ki işçi sınıfı ancak örgütlenerek, sermayenin ve iktidarın saldırılarına birlikte karşı durarak bu oyunu bozabilir.
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- “Beklenen Enflasyon Oranı” Oyunu
- Asgari Ücret Hep Siyah Duman!
- 2024 Yılı İçin Asgari Ücret Açıklandı: Biz Bu Tiyatroyu Çok İzledik!
- Başkasından Çözüm Bekleme, Derman Ellerimizde!
- Hem İşçilerin Onayını Alacak Hem de…
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- Yeni Asgari Ücret Eski Tiyatro
- Asgari Ücret: Refahtan Pay Değil Derinleşen Yoksulluk!
- DİSK’ten Açıklama: Asgari Ücret Değil Toplu Sözleşme!
- Asgari Ücret, Sefalet Ücreti
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Dolan Kimin, Boşalan Kimin Küfesidir?
- Asgari Ücret Açıklandı: Sefalet Baki, Algı Oyunları Sürüyor!
- Asgari Ücret, Zamlar ve İşçilerin Söz Hakkı
- Asgari Ücret Gerçeği: Reel Ücretler Düşüyor, İşçi Sınıfının Yoksulluğu Büyüyor!
- Metal, Petrokimya, Gıda ve Kargo İşçileri: Türk-İş Başkanı İşçilerin Değil Sermayenin Sözcüsüdür!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- Asgari Ücrete Zam Tartışmaları
Son Eklenenler
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...