Buradasınız
Gençler de Özgür Değilmiş!
Tuzla’dan bir grup öğrenci
UİD-DER’in sitesinde ve İşçi Dayanışması bülteninde yayınlanan “Özgür müyüz?” yazısından sonra biz de UİD-DER’li gençler olarak “Özgür müyüz?” diye düşündük ve etrafımızdaki gençlere özgürlük hakkında neler düşündüklerini sorduk. Genç arkadaşlarımızdan, “aile ve okul baskısı, ekonomik sorunlar sebebiyle özgür değiliz” cevabını aldık.
Biz gençlerin ömrünün 18 senesi okulda, geriye kalan kısmı ise çalışarak geçiyor. Öğrenciyken erken saatlerde okula gitmek için uyanıyoruz, tüm günümüzü okulda geçiriyor ve geç saatlerde evlerimize dönüyoruz. Eve geldiğimiz zaman saatlerce okulda durmamışçasına, okul sınavları, lise ve üniversite sınavlarında “başarılı” olabilmek için ders çalışmamız gerekiyor. Gençlik enerjimiz ve öğrenme isteğimiz fazlasıyla mevcut. Ama ne yazık ki bu gençlik enerjimiz ve dinamizmimiz ailelerimiz ve eğitim sistemi tarafından kontrol altına alınmaya, baskılanmaya çalışılıyor. Düzenin dayattığı sınırlar dışına çıkmamız istenmiyor. Daha iyi bir dünya düşlememize bile izin verilmiyor. Enerjimizi, istediğimiz alanlara aktarabilecek kadar özgür değiliz. Bir spor dalıyla ilgilenmek, piyano, keman gibi enstrümanlar çalmak, tiyatro ve şiirle ilgilenmek gibi hobileri eğitim sistemimiz kazandırmıyor. Okul dışında bu tür aktiviteleri yapmak istediğimizde yine yapamıyoruz. Çünkü her şey çok pahalı ve ailelerimizin ekonomik durumu bu faaliyetleri karşılamaya el vermiyor. Biz gençler olarak kendimizi geliştirmek, yeni şeyler keşfetmek istiyoruz. Sinema ve tiyatro gibi aktivitelere gidebilmek istiyoruz. Daha fazla kitap, şiir okumak istiyoruz. Dünyayı gezmek istiyoruz. Ailemiz ve arkadaşlarımızla daha çok vakit geçirmek istiyoruz. Bir şeyler yapmak isterken “acaba fiyatı ne kadardır?” diye düşünmek istemiyoruz.
Eğitim sisteminin sürekli değiştirilmesi, eğitimde niteliğin giderek düşmesi, gençlerin iktidar tarafından itaatkâr hale getirilmeye çalışılması, baskı altında tutulmak istenmesi, gençlerdeki işsizlik oranının sürekli artması gibi durumlar birçok genç için “bu ülkede yaşanmaz” düşüncesini beraberinde getiriyor. Ama biz UİD-DER’li öğrenciler olarak farkındayız ki, hayatımızın en güzel yıllarının mahvolup boşa gitmesinin temel sebebi bu kokuşmuş sistemdir. Gençler, başka ülkelerde özgürlük varmış ve her istediklerini yapabileceklermiş gibi düşünüyorlar. Oysa nereye gidersek gidelim bu sınıflı, adaletsiz düzen devam ettiği sürece biz işçi sınıfının gençleri açısından durum çok fazla değişmeyecektir. Dünyanın her yerinde patronlar sınıfının çocukları en iyi imkânlara sahipken; işçi sınıfının çocuklarının hayatı böyledir, bizimkine benzerdir! Burjuvazi, “gençler özgürdür” nidaları atsa da özgür olmadığımızı biliyoruz. Bunun sebebi patronlar sınıfı ve onların çürümüş sistemidir! Gerçekten özgür olabilmemiz için bu düzeni değiştirmek tek çıkar yoldur. Bu yüzden gençler olarak mücadele ediyor, mücadeleyi büyütüyoruz!
SİBAŞ Direnişçilerine Selam!
TÜMTİS 30. Olağan Genel Kurulu
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...