Buradasınız
“Git, Git Senin de Bir Yevmiyeni Alsınlar!”
Tuzla’dan br işçi

Bu sözleri, 2008 yılında, Tuzla tersaneler bölgesinde genç bir tersane işçisi söylemişti. Bugün gibi hatırlıyorum: O gün tersanede bir işçi daha iş cinayetine kurban gitmişti. Akşam iş cinayetinin meydana geldiği tersanenin önünde protesto ve basın açıklaması olacaktı. Akşam karanlığı çökmeye başlamıştı. Tersanenin yerini bilmediğim için, “biri çıksa da sorsam” diye düşünerek yürüyordum. Karşıdan uzun boylu genç bir işçi göründü. Daha ben sorumu bitirmeden; “Nereye gidiyorsun propagandaya mı? Git, git senin de bir yevmiyeni alsınlar” dedi. Ben de “iyi akşamlar genç adam. Sen benim neyi sorduğumu biliyor musun? Hem ne yevmiyesi, kim alıyor, niçin alıyor?” diye sordum. “Kim alacak? Sendika alıyor sendika” diye hiddetle el kol hareketleri yapmıştı. Ben de “peki, sen hiç sendikaya gittin mi, sendikanın ne olduğunu biliyor musun? Sendikalar ellerin birleştiği yerlerdir. Yani işçilerin ikinci evidir” diye anlatmıştım. “Yok, ne işim olur sendikada mendikada? Bizim patron bütün kötü şeylerden uzak durmamız için yemek yerken bile gelip anlatıyor. Bu kötülüklerin en önünde o sendika geliyor. Sen bunları biliyor musun? Sağ olsun bizim patron çok baba adamdır. Yaa, bu işçi milleti böyle nankör, o düşüp ölenlerin hepsi kendi cahilliği yüzünden ölüyor. Düşüp sakat kalanlar kendi yüzünden. Patron ne yapsın? Bak ben niye ölmüyorum, sakatlanmıyorum? Ben Urfa’dan geleli bir seneyi geçti. Aha senin gibi propaganda için toplananlar oradalar. Git, git hadi” demişti.
Aradan yıllar geçti. Her iş kazası haberi duyduğumda, o genç işçinin kendi haklarına düşman sözleri aklıma geliyor. Geçen akşam Tuzla İçmeler’de durakta otobüs bekliyordum. Durağın arka tarafındaki börekçide oturan biri, tanıyormuş gibi baktı, elini kaldırarak selam verdi. Selamlaştık. Fakat ben onu nereden tanıdığımı hatırlayamadım. Çay ısmarlamak için masaya davet etti. Nereden tanıştığımızı düşünerek davetini kabul ettim. Yanına gittiğimde bir kolunun dirsekten kesik olduğunu fark ettim. Merakıma bir de üzüntü eklenmişti. Sesinden tanıdım kim olduğunu. Evet, 2008 yılının Ocak ayında bana “git, git senin de bir yevmiyeni alsınlar” diyen genç işçiydi. Ama sanki dört sene önce 17-18 yaşında, bıyıkları yeni terlemiş işçi değil de, otuz beşini çoktan geçmiş gibi görünüyordu. Ben sormaya kalmadan o anlatmaya başladı: “Abi, köpekler gibi pişmanım. Ama pişmanlık kopan kolumu geri getirmiyor. 2009 yılında kaynak yaparken elektrik çarptı. Kangren olmuş. Kolumu kestiler. Hangi hastanede kesildiğini bile bilmiyorum. Ayağım da kırılmıştı. Uzun süre memlekette kaldım. Patron, kolum kesildiğinde ‘sen imza ver. Kolunu kessinler kurtul. Yoksa ölürsün. Ben sana bakarım’ demişti. İki ay önce geldiğimde, ilk önce tersaneye gittim. Patronla görüşeceğimi söyledim. Beni kapıdan içeri bile almadılar. Sen o zaman bana bir sürü şey anlatmıştın. Başka anlatanlar da olmuştu. Ama patron benim gözümü öyle kör etmişti ki, kim ne derse desin, tek güvendiğim patronumdu. Sen demiştin ki ‘patrona güvenirsen ya ölürsün ya da sakat kalırsın.’ Bu söz hiç aklımdan çıkmıyor, hiç.” Bunları anlatırken kesik kolunu gösterdi. Bir akrabasının yanında kaldığını, iki aydır bir iş bulamadığını ve memleketine geri döneceğini söyledi.
Ben de kendisine her ay yüzden fazla işçinin iş cinayetlerinde öldüğünü, daha fazlasının da elini, kolunu, bacağını iş kazalarında kaybederek sakat kaldığını söyledim: “Sen de patronun iş güvenliği önlemlerini almaması sonucu kolunu kaybettin. Bak, çok güvendiğin patronun yüzüne bile bakmadı, gördün mü? Kendine, işçi kardeşlerine ve işçilerin örgütlerine güveneceksin. Patronlara canımızı, elimizi kolumuzu vermemek için örgütlenmemiz gerekiyor. Anlatmaya dilim varmıyor, kabahatin çoğu bizde be kardeşim.” Bir süre daha konuştuk, insanın içi parçalanıyor. Sonra vedalaşıp ayrıldık.
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...