Buradasınız
Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
Esenyurt’tan bir işçi

Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme sorunu var. Hal hatır sorduğum zaman “nasıl iyi olabilirim ki… 21 yıldır bu işyerinde çalışıyorum, bir arpa boyu yol alamadım. Bunca yıla rağmen hayatı bize ömür törpüsü haline getirdiler” dedi ve devam etti: “Ne çocukluğumu yaşadım, ne ergenliğimi, ne gençliğimi... 21 yılın sonunda bir sürü sağlık sorunuyla cebelleşiyorum.” Bunları söyledikten sonra da benim ona bir şey dememe fırsat vermeden çekip gitti.
Anlattıklarımdan yola çıkarak Tuncay’ı yaşlı biri olarak hayal etmiş olabilirsiniz. Fakat Tuncay henüz 35-36 yaşlarında ve buna rağmen yüzünde derin kırışıklıklar oluşmuş, sistemin her türlü adaletsizliğinden nasibini almış bir işçi arkadaşımız. Tuncay’ın boğazımı düğümleyen sözleri, patronlar düzeninin acımasızlığının bir özetiydi. Tuncay açık yüreklilikle hislerini, sorunlarını dile getirmişti. Çevremizde Tuncay gibi sayısız arkadaşımız var. Biz işçiler için ömür törpüsü olan bu sistem yaşamı günden güne daha çekilmez hale getiriyor. Kendimize ve çevremize baktığımız zaman, bu her dalı yemiş dolu dünyada, doyasıya gülmeye, sabahları mutlulukla uyanmaya, “yaşamak ne güzel şey” demeye hasret kaldığımızı görüyoruz.
Biz işçiler bir avuç asalağın servetine servet katmak için hayatımızın önemli bir bölümünü, yük hayvanları gibi yarış halinde çalışarak kalan bölümünü ise iki metrekarelik yorganın altında geçiriyoruz. Oysa yaşamımızı güzelleştirmek, mutlu olmak için yapabileceğimiz şeyler var. Kendimizi yalnızlık ve çaresizlik duygusundan kurtarıp işçi kardeşlerimizle birlik ve dayanışmayı örmek için adım atabilirsek, bize böylesi bir hayatı reva gören patronlar sınıfına karşı “mücadelede ben de varım” diyebilirsek yaşamımızda ne çok şeyin değiştiğini göreceğiz. Biz Tuncaylar, Ahmetler, Gökhanlar, Ayşeler ve Fatmalar, kol kola omuz omuza vererek yaşanılabilir bir hayatı inşa edebilir, kara kışı bahara çevirebiliriz.
Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...