Buradasınız
Hendek Katliamı Davasında Aileler: “Lanet Olsun Bu Düzene!”

Sakarya Hendek’te 7 işçinin hayatını kaybettiği, 128 işçinin ise yaralandığı Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin davanın üçüncü duruşması 10 Haziranda görüldü. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan fabrika sahibi ile fabrika müdürü ve sorumlu ustabaşının tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Fabrika sorumlu müdürü ile genel ustabaşı ise yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Fabrika sahiplerinden biri ile sorumlu personel ve iş güvenliği uzmanının tutuksuz yargılanmasının devamına hükmedildi. Duruşma 13 Eylüle ertelendi.
Acılı aileler avukatlarıyla birlikte duruşmadan önce bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Gerçek adaleti aramaya devam edeceklerini belirten işçi aileleri, sorumluların en ağır cezayı almasını talep ettiler. Patlamada dayısını kaybeden avukat Gülşen Uzuner şunları söyledi: “Biz bu dosyaya ilişkin ilk iki celsede hep şunu söylemiştik: Çalışırken ölümümüz kader değil, fıtrat değil bunu engelleyebiliriz. Biz çok açık söylüyoruz; acılarımız bizi buluştursun istemiyoruz. Kaybettiklerimizin arkasından ağlamak istemiyoruz, biz burada daha fazla işçi öldürülmesin diye kendi hesabımızı sormaya geldik. Biz adalet, işçiler canını kaybetmeden, işçilerin ölüm sayısının hesabı yapılmadan gerçekleşsin istiyoruz. Biz canlarımızı korumak istiyoruz. Bütün ailelerimiz ile buradayız ve sonuna kadar bu işin hesabının sorulması için de sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.”
Duruşmada tanık olarak söz alan işçiler, iş arkadaşlarının göz göre göre ölüme gönderildiklerine dikkat çektiler. Fabrikada yıllar boyu hiçbir önlem alınmadan çalıştıklarını belirten işçiler, kendilerine sürekli üretim baskısı yapıldığını söylediler. Fabrikanın 23 yıllık çalışanı Kıymet Narat, patlamadan önce fabrika yetkililerini sürekli uyardıklarını ama sonuç alamadıklarını yeniden hatırlattı. İşçilerin patronların kâr hırsı yüzünden katledildiğini şu sözlerle dile getirdi: “Fabrikada çalıştığımız ilk günden beri üzerimizde baskı vardı. Fakat bu baskı patlamadan 1 ay öncesinde daha da arttı. Bize üretim konusunda çok baskı yapıyorlardı. 20 işçi toplamda maksimum 80 koli çıkarabiliyordu. Fabrikanın sahibi Ali Rıza Coşkun ise bizden 100 koli çıkarmamızı istiyordu. Sorumlulardan şikâyetçiyim.”
Tanık işçi Ayfer Cerrah ise ifadesinde paketleme bölümünde çalıştığını belirterek şöyle konuştu: “Ben 5-6 sene çalıştım. Denetimcileri 2 kere gördüm ama denetim görmedim. Denetimden 3 gün önce yetkililerin geleceği söyleniyordu.” Diğer tanıkların da doğruladığı bu sözler, ülkedeki yetkililerin vurdumduymazlığını, patronlarla birlikte iş cinayetlerinin sorumlusu olduklarını, denetim mekanizmalarının asla işletilmediğini gösteriyor. Daha önceki duruşmalarda ifade edilenler, işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının hazırladığı raporlar, davaya ilişkin bütün belge ve bulgular Hendek patlamasının açıkça cinayet olduğunu ortaya seriyor. Ancak Soma’da olduğu gibi Hendek faciasında da sorumlular cezalandırılmıyor. Sermayelerine ve arkalarına aldıkları iktidara güvenen patronlar ellerini kollarını sallaya sallaya mahkeme salonlarından çıkıyorlar. Bu haksızlığa ve adaletsizliğe dayanamayan acılı ailelerin feryatları ise yürekleri dağlamaya devam ediyor.
Patlamada 26 yaşındaki oğlunu kaybeden Muammer Yılmaz’ın isyanı, bu düzenin kimin düzeni olduğunu ve bu düzene karşı neden mücadele etmemiz gerektiğini acı bir şekilde gösteriyor: “Resmen organize suç örgütü bu! Emniyetinden tut iç şeyine kadar resmen organize suç örgütü. Bu olası kastı mastı geçti. Organize, bilinçli suç bu! Bilerek, isteyerek, planlayarak yapılmış. Devlet eliyle beraber yapılmış. 26 yaşındaki çocuk ya, 26 yaşındaki çocuk! 50 küsur yaşında burayı denetlemeden emekli olmuş bir polis memurunun ifadesiyle benim çocuğum gidiyor ya. Nasıl dayanacağım ben buna! Üç beş tane kodaman üç beş kuruş fazla para kazansın diye. Ben 18 parça kemik aldım çocuğumu. Ben çoluğuma çocuğuma bir şey anlatamıyorum daha ya. Allahsız kitapsızsınız hepiniz. Lanet olsun. Sahte Müslümanlar hepsi de. MÜSİAD’ın başkanı gelmiş bana müdahale ediyor. Sen buraya hangi sıfatla geldin! MÜSİAD’ın başkanları, Sakarya Baro Başkanı buraya hangi sıfatla geldiniz? Ben de bunu soruyorum. Var mı cevap verecek? Var mı? Benim çocuğumu 26 yaşındaki oğlumu Ahmet Çağırcı gibi nefes alır halde getirecek bir babayiğit var mı? Var mı? Allahsızsınız hepiniz. Lanet olsun bu düzene. Lanet olsun!”
Yaşamak için su, hava nasıl bir ihtiyaçsa işçilerin yaşaması için de iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerinin alınması şarttır. Bu önlemlerin alınmasını ancak patronlar sınıfının karşısına birleşerek ve güçlenerek çıkan işçiler sağlayabilir.
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...