Buradasınız
Kapitalist Vicdansızlığın Kıskacındaki SMA Hastası Çocuklar
Mersin’den bir işçi

Gün geçmiyor ki, özellikle sosyal medyada, SMA hastası bir bebeğin ailesinin umut bağladığı bir ilaç için yaptığı bağış kampanyasına rastlamayalım, 2019’dan bu yana ABD ve Avrupa’da kullanılan Zolgensma, adlı ilacın, kendi bebeklerinin tedavisinde de kullanılması için çırpınan bu insanların tarifsiz acılarına tanık olmayalım.
Bu acılı insanlar ilaca doğrudan ulaşamıyorlar çünkü bu ilacın fiyatı 2 milyon dolardan fazla. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bu ilacın deneme aşamasında olduğunu, tüm etkilerinin bilinmediğini öne sürerek, karşılamaya yanaşmıyor. Türkiye’de bulunmayan ve uygulanabilmesi için çocuğun 2 yaşından küçük ve 21 kilodan hafif olması gereken Zolgensma’ya ulaşmak için aileler kendi imkânlarıyla kampanya düzenliyorlar.
Bu ilaç, genetik bir hastalık olan SMA’nın en ağır seyreden biçimi olan Tip 1’de çok umut verici sonuçlar sağlıyor. Tek doz uygulanan ilaç, bebeğin yaşam süresi beklentisini yükseltirken hastanın solunum cihazına bağımlılığını azaltıyor, hareket kabiliyetini arttırıyor. Sağlık Bakanlığının “ilaç halen deneme sürecinde”, “çocuklarımızı kobay olarak kullandırtmayız” söylemine karşın ilacın hastaların %95’inde etkili olduğunu gösteren çalışmalar bulunuyor. Yani ailelerin isteği boş bir beklentinin ürünü değil. Ne var ki aileler çift taraflı bir vicdansızlığa maruz kalıyorlar.
İlacın patentini elinde bulunduran ilaç şirketi, ilacın maliyetinin yüksekliği ve kullanıcı sayısının az olması nedeniyle bu akıl almaz fiyatı biçtiğini söylüyor. Oysa bu ilacın üretim sürecini biraz araştırınca gerçek durumun hiç de böyle olmadığı ortaya çıkıyor. Bu ilaç, aslında ilk olarak ABD ve Fransa’da bulunan, kâr amacı gütmeyen gönüllülerin çalışmalarıyla ve bağışla finanse edilen laboratuarlarda üretildi. Ancak patent haklarının ilaç tekeli Novartis firmasının eline geçmesiyle dünyanın en pahalı ilacı haline geldi. SMA hastası bebekler ailelerinin gözleri önünde günden güne erirken, kapitalizmin insanlık dışı yasaları gereği, şirket, yüksek kârlar elde etmenin peşine düşüyor. “Bebeğinizin sağlığının fiyatı bu” diyerek, ilaca muhtaç aileleri bu parayı bulmaya zorluyor.
2 milyon doları ödemesi mümkün olmayan aileler de haklı olarak bu ilacın SGK tarafından temin edilmesini istiyorlar. Ancak Sağlık Bakanlığı bu “masraflı” işe yanaşmıyor. İlacın etkinliğinin kanıtlanması için beklenmesi gerektiğini söyleyerek ailelerin taleplerini reddediyor. Kamu gelirleri patronlara peşkeş çekilirken, kullanılmayan havaalanlarına, geçilmeyen köprülere milyarlarca dolar akıtılırken, SMA hastası bebeklere derman olma ihtimali olan bu ilaca para vermeye kıyılamıyor. Hatta Milli Piyangonun yılbaşı çekilişinde satılmayan biletlere çıkan büyük ikramiyenin 75 milyon liralık bedelinin bu ilacın alınması için kullanılması teklifi bile şiddetle reddediliyor. SMA hastası bebeklere çok görülen bu para Varlık Fonuna devrediliyor. Sağlık Bakanlığının bu tutumu yüzünden de aileler, çaresizce, bireysel çabalarla bağış kampanyaları düzenlemeye yöneliyorlar.
İlaç tekellerinin ve iktidarların vicdansız yaklaşımları kapitalist açgözlülüğün sonuçlarını bizlere çarpıcı biçimde gösteriyor. Bebekler, tedavilerine yardımcı olacak ilaçlar varken bu açgözlülük nedeniyle acılar çekiyor, ilaçlardan yoksun kalıyorlar. SMA Benimle Yürü Derneği’nin “tüm tedavilerin SGK tarafından ödenmesi ve her hastanın eşit şekilde tedaviye ulaşması” talebi son derece meşrudur ve haklıdır. Bu nedenle sahiplenilmeli ve desteklenmelidir.
- Sivas Katliamı 32. Yılında Lanetlendi, Katledilenler Anıldı
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
Son Eklenenler
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...