Buradasınız
“Huzur Payı”
İzmir’den emekli bir işçi

Son zamanlarda AKP’li sayısız bürokratın birçok yerden ayrı ayrı maaşlar aldığını duymaya başladık. Yolsuzluk gırtlağı çoktan geçmiş tepeye varmış. Ama diğer taraftan adeta bol para çıldırtmışçasına, uyuşturucu çekenler bunu “pudra şeker” diye yutturmaya çalışıyor. Yersen. Havuz medyasının gaz verme ve uyutma dizilerini Sedat Peker’in dizi halindeki ifşaatları geride bıraktı. Milyar dolarların havada uçuştuğunu duyuyoruz. Saraylar zinciri oluşmuş. Sarayları da en gözde yerlere yapıyorlar. Denize ve göle sıfır yerlerde “durmak yok, saray yapmaya devam” dercesine saraylar inşa etmeye devam ediyorlar. Gemiler zinciri denizlerde sıraya dizilmiş. Erdoğan “uçuyoruz” derken meğer gerçekten uçuyorlarmış. Uçaklarının sayısı gemileriyle yarış halinde. Tepedekiler bu kadar uçarsa, hizmetindeki bürokratlara da bir pay verecekler ki işlerini yürütebilsinler. Rejimin tepesindekilerden en sıradan bürokratlara kadar hepsi de işini biliyor. Düne kadar sıradan bir memur olanları bile bir anda lüks arabalara biniyor, şatafat içinde sonradan görmelerin görgüsüzlüğüyle gösteriş yapıyorlar. Birçok bürokrat hem kamu hem de özel şirketlerden ballı kaymaklı maaşlar ya da huzur payları alıyorlar. Bunların aldıkları maaşların her biri asgari ücretin 10-15 katı hatta daha fazla. Ve bu birden fazla ballı kaymaklı maaşların “hakları” olduğunu söyleyebiliyorlar utanmadan.
Aslında AKP de kendisinden önceki burjuva partiler gibi ahaliye bol vaatler verip yıllarca oy aldı. Ama AKP’nin diğerlerinden bir farkı vardı. Toplumun dini duygularını dibine kadar istismar etti. Din istismarının yanında bir de “vatan, millet” diyerek ahaliyi toz duman içinde bırakarak körleştirmeye giriştiler. Aynı mahallelerde yaşayan, aynı işyerlerinde çalışan ve aynı sorunlarla boğuşan işçi ve emekçileri “biz ve onlar” diye birbirinden koparıp uzak tutmaya çalışıyorlar.
Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Fakat ahali örgütsüz olduğu için uzun yıllar tepedekilerin bu denli lağım çukuruna gömüldüğünü göremedi. Çünkü yıllar içerisinde toplumu tam anlamıyla kutuplaştırdılar. Dolayısıyla kendilerine oy verenlerde ve hatta oy vermeyenlerde bile “çalıyorlar ama çalışıyorlar” algısı uzun yıllar kaldı. Fakat yıllar içerisinde tepedekiler hesabını bilmedikleri denli servet sahibi oldular. Krizin sonuçları açığa çıktıkça, işsizlik, düşük ücretler yoksulluk git gide derinleştikçe işçi ve emekçilerde homurdanmalar tepkilere dönüşmeye başladı. Oğlunun gemi aldığı açığa çıkınca Erdoğan meseleyi küçük göstermek için “gemi değil, gemicik” deyivermişti. O “gemicik” dediği gemiyi de oğlunun sünnetinde takılan takılarla aldıklarını söyleyerek “oğluma borçluyum” demişti. Sıradan insanların yaşamında bir sünnet düğününde takılanlarla bir gemi alınmasının mümkün olmadığı bellidir.
AKP iktidar olduğu günden beri bir bütün olarak sermaye sınıfının çıkarları için işçi sınıfına karşı saldırılarını sürdürüyor. Ama özel olarak kendine “yandaş” bir de burjuvazi oluşturdu. AKP’nin yandaşı sermaye grupları, özellikle de beşli çete denen beş şirket birer holding oldular. Nerede bir inşaat varsa bu beşli çete çıkıyor altından. Ülkenin dört bir köşesinde doğayı yok edip dağı, dereyi yok eden yine bu beşli çete oluyor. Valisinden kaymakamına, büyüğünden küçüğüne bütün bürokratlar, hatta bakanlar bile bu yandaş sermayeye çalışıyorlar. Haliyle bu bürokratlara da görünür görünmez ballı kaymaklı maaşlar, huzur hakkı adı altında rüşvetler veriliyor.
Ne devletler ne de patronlar müdürlerine, amirlerine ayrıcalıklı ve elit bir yaşam sağlamadan düzenlerini sürdüremezler. Yani sömürü düzeni dünya üzerinden silinip atılana kadar bu kirli akçeli işler yok olmayacak. Para ve ayrıcalık kapitalist düzenle birlikte var olmadı. Kapitalizmden önceki sınıflı toplumlarda da vardı. Ancak işçi sınıfı dünya üzerinde kapitalist düzene son verdiğinde eşitsizlikler, ayrıcalıklar yok olacak. Sınıfsız ve sınırsız bir dünyada yaşayan özgür insanlar paranın adını bile bilmeyecek.
Birliğin ve Dayanışmanın Güzelliği
Bu Yangın Neyin Yangını?
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
Son Eklenenler
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...