Buradasınız
İnsanca Yaşam İçin Örgütlenelim!
Şirinevler’den genç bir işçi

Bu sistemde bizi yıllarca hayallerle büyüttüler. Büyümeye başladığımız anda hayaller küçüldü, kapitalist sistemin yarattığı, önümüze koyduğu sorunlar büyümeye başladı. Gerçekler işçi çocuklarının yüzüne gün geçtikçe acı bir şekilde vurmaya başlıyor. Dünyanın güllük gülistanlık olmadığını zor yoldan öğreniyoruz. İlkokul günlerimizi hatırlayalım. Öğretmenin “büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna hep hayalperest cevaplar verdik. Kimimiz zengin, kimimiz patron, kimimiz mühendis, doktor, öğretmen olacaktık. Ama hiçbirimiz “işçi”, “işsiz”, “yoksul” olmayacaktık. Öyle değil mi?
Bu sistemde değil çalışıp zengin olmak çoğumuz iş bile bulamıyoruz. Ailelerimiz bizi okutmak için yıllarca para harcar. Kime sorarsan sor emeklerinin karşılığını alacak, rahat bir yaşam süreceksin derler. Üniversitede profesörler bölümlerini methedip, para kazanıp güzel bir hayat yaşayacağımızı öne sürerler. Mezun olduğumuzda değil para kazanmak iş bile bulamıyoruz. Patronlar bizi karın tokluğuna çalıştırıyor. Bazen o bile olmuyor. Sırf bir ekmek boğazımızdan geçsin diye kimimiz gündelik işlerde çalışıyoruz.
Üniversiteden mezun olduktan sonra bu sistem bizi biraz daha içine çekmeye başlıyor. Artık işsiziz. İş bulmak için devlet kurumu İŞKUR’a gideriz hepimiz. Başvurduğumuz işlerde aldığımız cevap hep aynıdır: “Biz sizi arayacağız.” Yıllarca verdiğimiz emeğin karşılığı sadece 3 kelimedir: “Biz sizi arayacağız.” Bu kelimelere aldanmayın sakın, hiçbir zaman aramazlar. Çoğu zaman kendi mesleğimizi yapamayız. Bundan dolayı garsonluk, simitçilik, kuryelik gibi günlük işler yapıyoruz. Çünkü çalışmak zorundayız.
Peki, şimdi soruyorum size sınıf kardeşlerim; hani yüksek maaş, hani yüksek refah ve huzur düzeyi? Hangi birimiz eve gittiği zaman huzurlu olabiliyoruz? Kimimiz evine ekmek götüremediği için eşinin, ailesinin yüzüne bakamıyor. Kimimiz de bu sisteme yenik düşüp siyanürle kendi canına kıyıyor.
Peki, bu sistem daha ne kadar sürecek? Ne zaman evimize girmeye korkmayacağız? Tabii ki biz bilinçli ve örgütlü birer işçi olduğumuz zaman. Unutmayın, patronların en çok korktuğu şey bilinçli ve örgütlü olmamızdır…
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...