Buradasınız
İş Kazaları Can Almaya Devam Ediyor!
Esenyurt’tan bir işçi

Türkiye ekonomisinin büyüdüğü ve bununla herkesin övünmesi gerektiği sermaye sözcüleri tarafından döne döne vurgulanıyor. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olmuş. Evet, Türkiye ekonomisi büyüyor, zenginler listesindeki kişilerin sayısı artıyor. Peki nasıl büyüyor bu ekonomi? Uzayan iş saatleri, düşük ücretler, işsizlik tehdidiyle yapılan yoğun sömürü, örgütsüzlük ve sık yaşanan iş cinayetleri üzerinde yükseliyor sermayenin büyümesi. Ekonomi büyümüş fakat buna paralel olarak iş cinayetlerinin sayısı ve işçi ölümleri de artmış durumda.
İş cinayetlerinde dünyada üçüncü olan Türkiye, Avrupa’da ise birinci sırada. Özellikle maden sektörü ve inşaat sektöründe yaşanan iş kazaları ve iş cinayetleri son dönemde bu sektörlerde gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını ya da çok yetersiz olduğunu göstermekte. Diğer sektörlerde de durumun farklı olmadığı açık.
Artık öyle bir duruma geldik ki; iş kazalarında ölümler tek tek değil onlarla yüzlerle ifade edilir hale geldi. Soma’da 301, Torunlar İnşaatta 10, Karaman’da 18, Yalvaç’ta 14... Ve basına yansıyan iki maden kazası haberinde yine ölümler var. Bartın ve Zonguldak’tan geldi ölüm haberleri. Yine iş cinayeti, yine alınmayan iş güvenliği önlemleri...
Hükümet ve sermaye için önemli olan daha fazla kâr, daha fazla ekonomik büyüme. İşçiler ölmüş umurlarında mı? Öyle ya, iş için kapıda bekleyen binlerce işçi var. Madencilik mesleğinin fıtratında varmış ölüm! Yetkililer öyle söylüyorlar utanmadan. Ücretleri de çok yüksekmiş! Yapılabilecek çok fazla bir şey de yokmuş! Bir de iş cinayetlerine kurban giden işçi ailelerine yüksek miktarda “kan parası” ödeniyormuş!
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Sabah işe gönderilen fakat bir daha eve geri dönemeyen işçinin ailesinin yaşadığı zorlukları hiç düşünüyor mu bu yetkililer? Yaşadıkları travmayı, yaşamdan kopmaları, dağılan aile fertlerinin durumunu... Sormak gerekiyor o yetkililere, hükümete; kendi çocuğunuzu bile bile ölüme gönderir misiniz? Hükümet ve patronlar, yaşanan iş kazalarını ve iş cinayetlerini toplumun algısında “normalleştirmeye” çalışıyorlar.
Gerekli iş güvenliği önlemleri alınmadığı sürece, gerekli denetimler yapılmadıkça ve bunun için işçi-emekçiler örgütlü mücadele edip AKP hükümeti ve patronlara bunu dayatmadıkça bu sömürü sistemi içinde daha çok iş cinayetleri yaşanmaya devam edecek, daha çok işçi ailesinin ocağına ateş düşecek. İş kazalarını ve iş cinayetlerini durdurmak için biz işçiler bir araya gelmeli ve örgütlü mücadele etmeliyiz.
Elazığ’da Krom Madeninde İş Cinayeti
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...