Buradasınız
“İş Kazası mı?”
İstanbul/Tuzla’dan bir işçi
Ben yaklaşık 5 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Bugüne kadar birçok işyerinde iş güvenliği eğitimleri gerçekleştirdim. İş güvenliği eğitimlerinde, eğitim öncesinde ve sonrasında testler yapıyoruz. Soruların içerisinde “hangi durumlar iş kazası sayılmaz” diye bir soru var.
Birçok işçi soruları cevaplarken “servisle işe gelirken veya eve giderken geçirilen kazalar” ve “işyerinde sigara molasında geçirilen kazalar” şıklarını işaretliyor. Yani işçi arkadaşlarımızın birçoğu hangi durumların iş kazası olduğunu bilmiyor. Eğitim esnasındaki sohbetlerde “bugüne kadar iş kazası geçiren oldu mu?” diye soruyorum. “Kendi dikkatsizliğimden elimi makineye kaptırdım, bu iş kazası sayılmaz” gibi cevaplar veren birçok işçi arkadaşıma denk geldim. Elini makineye kaptırdığı halde bu durumun iş kazası olmadığını düşünüyor işçi arkadaşlarımız. Bu durum patronların da işine geliyor. Hakkını bilmeyen, iş kazası sonrası neler yapacağını bilmeyen işçiler patronlar karşısında sessiz kalıyorlar ve haklarını koruyamıyorlar.
Uzun zamandır iş güvenliği uzmanlığı yaptığım için dönem dönem iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi arkadaşlar arayıp, “fabrikada şöyle bir şey olmuş iş kazası sayılır mı?” diye soruyorlar. Bazı sorular karşısında hayretler içerisinde kalıyorum. Bir gün iş güvenliği uzmanlığı yapan arkadaşlardan biri beni aradı. “İşyerinde mola saatinde işçi makineye elini kaptırmış, bu durum iş kazası sayılır mı?” diye soruyor. Telefonda uzman arkadaşa “şaka mı yapıyorsun?” dedim, “işyerinde ve makinede gerçekleşmiş bir kazadan bahsediyorsun; bir de bu iş kazası sayılır mı diye soruyorsun. Bir iş güvenliği uzmanı nasıl olur da fabrikada yaşanan böyle bir kazanın iş kazası olup olmadığını bilmez?”
İşverenler de kaza olunca arayıp bu durum iş kazası sayılıyor mu diye soruyorlar. Bir gün fabrikalardan birinde işçi sıcak olarak çalışan bir makineye elini kaptırıyor ve eli kötü bir şekilde yanıyor. Patron aradı, “İşçi kendisi elini makineye sıkıştırdı, bu iş kazası sayılmaz” diyor. “Bu kazada bizim ne suçumuz var? Makinede çalışırken elini niye makineye sokmuş?” diye soruyor. Fabrikaya gidip makineye inceledim sonra patronun yanına çıktım. “Bu iş kazasında %100 sorumlu olarak siz görünüyorsunuz” dedim. Patron kızgın bir şekilde “neden ben sorumlu olayım? Adam elini oraya sokmayacağını bilmiyor mu?” dedi. 2 işçinin çalıştığı bir makinede kaza gerçekleşmişti, fakat makine kontrolünü tek kişi yapıyordu. Ayrıca el veya parmakların sıkışmasına neden olabilecek kısımlar kapatılmamış veya fotosel (ışıklı) bir sensörle önlem alınmamıştı. Bu durumları patrona anlattım. İşçi istese de elini makineye sıkıştıramayacak şekilde makine dizaynının olması gerektiğini söyledim. “Siz hiçbir önlem almamışsınız” dedim. Patron “olur mu, ‘elini sıkıştırma’ diye uyarı levhası astım” dedi. Patronlar hiçbir önlem almadan tüm sorumlulukları üzerlerinden atmak istiyorlar. Çoğu kez yaşanan kazalarda işçilerin gözlerini korkutuyorlar, “sakın işyerinde olduğunu söyleme evde olduğunu söyle” diyorlar. Birçok işçi arkadaşımız da hastaneye gittiklerinde kazanın evde veya dışarıda başına geldiğini söyleyerek iş kazası tutanağı tutturmuyorlar.
İSİG Meclisinin açıkladığı verilere göre 2019 yılının ilk 6 ayında en az 840 işçi iş kazalarında yaşamını yitirmiş. Bizler örgütlenmezsek bu ölümler artarak devam edecektir. Bizi kurtaracak tek şey örgütlü mücadeledir.
Örgütsüz olan işçiler haklarını bilmiyorlar, bilseler bile seslerini çıkaramıyorlar. Kendini işçi olarak görmeyen iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimleri de patronlar gibi düşünerek tüm kazalarda işçileri suçluyorlar. Bazen o kadar ileri gidiyorlar ki “oh olsun, ben ona kaç kere öyle yapma dedim, beni dinlemedi, başına bu geldi” diyebiliyorlar. Hangi işkolunda çalışırsak çalışalım bizler işçi sınıfının birer parçasıyız ve örgütlenmekten, birlikte hareket etmekten başka bir çıkar yolumuz yok.
Milyarlar Aç ve Yoksul!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...