Buradasınız
İşçi Çocuğu Olmak...
Beylikdüzü’nden bir kadın işçi

Çocuklar... İşçi sınıfının çocukları... Artan işsizlik, yoksulluk ve açlık karşısında aileleriyle birlikte geçim sıkıntısıyla cebelleşen çocuklar… Sınıfımızın çocukları hayatın zorluklarını derinden hissediyor. Nitellikli ve parasız sağlık, eğitim, iyi ve dengeli beslenme gibi temel haklardan yoksun büyüyorlar. Bu yoksunluk gün geçtikçe daha da derinleşiyor. Artan işsizlikle birlikte geçinemeyen ailelerin çocukları çalışmak zorunda kalıyor, küçük yaşlarda işçilikle tanışıyor. Yani daha çocuk yaşta, küçücük omuzlarına yüklüyorlar sınıfımızın sorunlarını…
Çocuk işçilikle ilgili araştırmalar durumu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Türkiye’de çocuk işçi sayısı 2 milyona dayanmış durumda. Her 100 çocuktan 16’sı çalışmak zorunda. Çalışmak zorunda olan çocukların %80’i 15-17 yaş grubuna mensup. Yani daha 15 yaşına bile varamamış neredeyse 400 bin çocuk işçi bulunuyor memlekette…
Resmi rakamlara göre Türkiye’de her dört çocuktan biri yoksullukla boğuşuyor. Çalışmak zorunda olan çocuklar ya okullarını bırakıyor ya da açıktan okumaya çalışıyor. 430 bin çocuk zaten okula dahi gidemiyor. Açlık sınırının 2 bin 219 lira olduğu bir Türkiye’de çocuklar çok düşük ücretlere çalıştırılıyor, ucuz işgücü kaynağı olarak görülüyorlar. Çoğu sigortasız çalıştırılan çocuklar güvencesiz ve ağır koşullar altında çalışıyor. Aşırı sıcak ya da soğuk, aşırı nemli ya da nemsiz ortamlarda, kimyasal maddeye, toza, dumana maruz kalarak çalışıyorlar. Hareketsiz çalışma, zor duruş şekilleri, ağır yük taşıma ve hayatı riske atan koşullar… Yani acı tabloya bir de iş kazaları, iş cinayetleri ekleniyor. 2019 yılında 67 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. Ocak ayında 3, Şubat ayında ise 2 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
23 Nisan Çocuk Bayramı’nın geride kaldığı bu günlerde işçi çocukları böylesi acılar yaşamakta... Peki ya patronların çocukları? Onlar el bebek gül bebek büyürken, işçilerin çocukları neden bu acıları yaşıyor? Elbette ki bunun tek bir sebebi var: Kapitalizm! Bu sistemde patron çocukları prens ya da prenses olurken, zenginlik içinde yüzerken; işçi çocukları sömürüye, yoksulluğa maruz kalıyor. Bu sömürü düzeni devam ettikçe de yaşadığımız acılar bitmeyecek. Bu düzeni yıkıp yerine çocukların özgürlük şarkıları söyleyeceği, gönlünce oynayabileceği bir dünya kuracağız. Çocuklar bizlerin geleceğidir. Onlar için mücadeleye dört elle sarılmalıyız.
- Savaş ve Sömürü Kıskacında “Dünya Çocuk Hakları Günü”
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Okul Tatili, İşçi Çocuklarına da Tatil mi?
- Bu Çarklar Çocuklarımızı Öğütüyor
- Kapitalizm ve İşçi Çocuklarımız
- Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü: Sömürü Çarkı Çocukları Öğütüyor!
- Çocuk da Olsa “Harca Harca Bitmez!”
- Milyonlarca Çocuk Eğitim Hakkına Erişemiyor
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Kapitalizmde Çocuklarımız İçin Bir Gelecek Yok!
- Kapitalizmin Çocuklarımızı Heba Etmesine İzin Vermeyelim!
- Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeleyle Mümkün
- İşçi Çocuğu Olmak...
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...