Buradasınız
Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
Esenyurt’tan bir metal işçisi
İşverenlerimiz ne kadar da misafirperverlermiş de biz işçilerin haberi yokmuş meğer! Hatırlanacak olursa Hendek’teki Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasında meydana gelen patlama sonucu 7 işçi yaşamını yitirmiş, 126 işçi de yaralanmıştı. Patlamayla ilgili olarak açıklama yapan yetkililer, “patlama sırasında içeride misafir işçiler de vardı” deyiverdiler. Öğrendik ki kayıt dışı işçi çalıştırmanın adı “misafir işçi” oluvermiş. Bu iş kazası ile öğrendik ki sigortasız, güvencesiz, düşük ücretlere çalışmak, en ağır ve en pis işleri yapmak zorunda kalan göçmen işçiler, çocuk işçiler aslında “misafir işçi” kardeşlerimizmiş.
Daha iyi bir yaşam sürdürebilmek, çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlayabilmek için yaşadıkları topraklardan koparak Türkiye’ye gelen göçmenlerin yaşamlarına birçoğumuz tanık olmuşuzdur, olmadıysak bile yazılı ya da görsel medyaya haber olan acı hikâyelerinden haberdar olmuşuzdur. Zamanında, Suriye’de savaşın acılarından kaçarak göç yollarına düşen milyonlarca insan Türkiye’ye gelmek zorunda kaldığında “onlar sığınmacı, mülteci değil misafirimiz” demişti siyasi iktidar ve temsilcileri. Kısa zamanda 4,5-5 milyon “misafirimiz” olmuştu. Ama aslında büyük bir ikiyüzlülük söz konusuydu. “Onlar misafirlerimiz” diyenlerin hiçbiri, bir gün olsun bu göçmen emekçilerin kapısını çalıp “aç mısınız, bir şeye ihtiyacınız var mı?” diye sormadı! Ev sahipleri üç kuruşluk evlerinin kapısını beş liraya açtılar. Kiralar bir anda yükseldi. Özellikle işçi semtlerinde daha ucuz olur diye düşündükleri bodrum katlarında Suriyeli, Afgan, Siyah ya da Türkî cumhuriyetlerden gelenler oturmaktalar. Çoğu havasız, rutubetli, güneş görmeyen, yağmur yağdığında suların bastığı bodrum katlarını göçmenlere fahiş fiyatlara kiraladılar.
Göçmen emekçiler ucuz işgücü olarak işyerlerinde çalıştırılmaya devam ediyorlar. Sigorta yok, para yok, şiddet var, taciz var, ölüm var… Çoğu zaman ırkçılık ve milliyetçiliğin kurbanı olmak var. Zaman zaman basına yansır ya da kendimiz tanık oluruz. Göçmenlerin sokak ortasında bir grup tarafından linç edildiğini, işyerlerinin talan edildiğini mutlaka duymuşuzdur. Nedense göçmenlerin kadınlarını, kızlarını taciz etme hakkını kendinde hak görür bazısı. O kadar misafirperverdirler ki öldüresiye sever kimileri! Mesela AKP milletvekilinin evinde çalışan Nadira Kadirova’nın intihar ettiği söylendi. Gencecik bir insan durup dururken niye intihar eder ki? Yine yakın zamanda pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde bir “misafirperverlik” örneği de Adana’da yaşandı. Gencecik bir göçmen işçi, polis tarafından vurularak öldürüldü.
Yine hatırlarsak, AB ile göçmenler için yapılan görüşmeler sonunda siyasi iktidardakiler, “çok iyi Kayseri pazarlığı yaptık” demişlerdi. Ama ne olduysa pandemi günlerinde kapıları açtıklarını söyleyip binlerce göçmeni Edirne sınır kapısına yönlendirdiler. Avrupa’ya gitmek isteyen binlerce göçmen iktidarın politikalarına kurban edilip perperişan halde sınır kapısına sürüklendi.
Egemenlerin süslü laflarına, yalanlarına kanmadan haksızlıklara karşı mücadele etmek zorundayız.
Bir Değişim ve Direnç Öyküsü
Sendika Biziz!
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Okul Tatili, İşçi Çocuklarına da Tatil mi?
- Bu Çarklar Çocuklarımızı Öğütüyor
- Kapitalizm ve İşçi Çocuklarımız
- Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü: Sömürü Çarkı Çocukları Öğütüyor!
- Çocuk da Olsa “Harca Harca Bitmez!”
- Milyonlarca Çocuk Eğitim Hakkına Erişemiyor
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Kapitalizmde Çocuklarımız İçin Bir Gelecek Yok!
- Kapitalizmin Çocuklarımızı Heba Etmesine İzin Vermeyelim!
- Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeleyle Mümkün
- İşçi Çocuğu Olmak...
- “Bizi Soyanlar Göçmen ve Yoksul Değil, Buralı ve Zengin”
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Emekçilerin Mülteci Düşmanlığından Çıkarı Yoktur!
- “İstanbul’da Herkes Yabancı”
- İnsanlık Aya’nın Gözlerinde Saklı
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Dümen Yelpazesinde Yaşam Savaşı
- Bu Düzen Çocuklarımıza Bir Oyuncak Bile Veremez
- Bursa’da Göçmen Faciasının Hatırlattığı Acı Gerçekler
- Ortak Duygular Yapay Duvarları Yıkar
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Göç Sorunu: Hangi Yola Girmeli, Kime Karşı Durmalı?
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Kimin Yanındayız, Kime Karşı Duracağız?
- Adu: Bir Çocuk ve Mültecilik
- Mülteci İşçilerle Biz Bir Sınıfız
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Sınıf Kardeşliğini Yükseltelim
- Suriyeli Bir Emekçinin Düşünceleri
- Umut Yolculuğu
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...