Buradasınız
İşçi İntiharları Artarken
Küçükçekmece’den bir sağlık işçisi

Kriz içindeki kapitalizm insanlığa büyük acılar yaşatmaya devam ediyor. İşçilerin çalışma ve yaşam koşulları gün geçtikçe ağırlaşıyor. Bir tarafta uzayan iş saatleri diğer tarafta işsizlik, düşen ücretler ve diğer tarafta hayat pahalılığı! Bir tarafta yoksullaşan milyonlar diğer tarafta zenginliğin çok daha az sayıda kişinin elinde birikmesi! Ekonomik sıkıntılar artıyor, borçlar katlanarak büyüyor ve işçilerin yaşamları alt üst oluyor. Bütün bu sorunlar karşısında ruhsal problemler yaşayan örgütsüz insanlar geleceksizliğin pençesine düşerek çareyi intiharda buluyor. Son yıllarda artan intihar vakaları bunun acı bir göstergesi. Yalnızca Türkiye’den ibaret değil bu tablo. Genel olarak birçok ülkede intihar vakalarının arttığı gözlemleniyor.
Türkiye’ye şöyle bir baktığımızda yoksulluk ve geçim derdi nedeniyle intiharların arttığını görüyoruz. Yine son birkaç ayda iş bulamadığı için çıkışsızlık içine düşen işçi Sıtkı Aydın Meclis önünde kendini yaktı. Bir diğer işçi Battal Sağır, İzmir’de İŞKUR binası önünde soyunarak “ben işçiyim, çalıştım, hakkımı alamadım, açım ben aç” diyerek tepkisini dile getirdi. İş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü olan Türkiye’de, işçi intiharlarında da hızlı bir şekilde artış yaşanıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin son raporuna göre 2013 yılında en az 15 işçi, 2014 yılında en az 25 işçi, 2015 yılında en az 59 işçi, 2016 yılında en az 90 işçi, 2017 yılında ise en az 89 işçi intihar ederek yaşamına son verdi! İSİG Meclisi verilerine göre işçi intiharlarının ilk üç nedeni; borç, mobbing ve işsizlik. Yine TÜİK verilerine göre geçim zorluğu intihar nedenleri arasında üçüncü sırada. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise, işsizlik, ekonomik zorluklar, göç, hızlı ekonomik ve politik değişiklikler gibi işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını etkileyen birçok unsuru intihar sebebi veya risk faktörü olarak tanımlıyor.
Dünyanın en büyük on ikinci ekonomisi olan Güney Kore’de günde 40’tan fazla kişi intihar ediyor. Bu sayının bir kuşak önce karşılaşılan intihar oranlarının beş katı olduğu ifade ediliyor. OECD ülkeleri arasında intihar oranları en yüksek olan ülke Güney Kore. Başkent Seul’de Han Nehri üzerindeki köprülerden her 40 dakikada 1 kişi intihara kalkışıyor. İntihara kalkışanların büyük çoğunluğu gençlerden oluşuyor. İntiharların sebebinin çoğunlukla işsizlik ve yaşam sıkıntıları olduğu söyleniyor. İntiharları önlemek için özel tim kurulmuş. Ekip düzenli olarak Han nehri üzerinde devriye geziyor. 2017’de 1500 civarında çağrı aldığını söyleyen ekip 649 kişiyi kurtardığını açıklıyor.
Küresel ekonomik krizin etkileri derinleştikçe girdabına kattığı işçi sayısı da artıyor. Patronlar sınıfı krizden kaynaklanan bütün yükü işçilerin sırtına yükleyerek kendilerini kurtarma derdindeler. Örgütsüz işçi sınıfı ise içine düştüğü çıkışsızlığın ve psikolojik travmaların sonucunda bireysel tepkiler ve davranışlar sergiliyor. Oysa işçiler görmeli ki bu dünyada bolluğu biz işçiler birlikte üretiyoruz, birlikte var ediyoruz. Sorunlarımızın kaynağında bu sömürülü ve sınıflı sistem var. İntiharlar değil bizi birleştiren hünerli ellerimiz kurtuluşumuzu sağlayacak!
Hastaneye Yolumuz Düşerse!
Dünya’da 8 Mart Kutlamaları
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...