Buradasınız
“Ekmek Yediğin Kaba Pisleme!”
Gebze’den metal işçisi bir kadın
Patronlar sınıfının ve işyerlerindeki çeşitli yöneticilerin sıkça ifade ettiği bir cümledir; “ekmek yediğin kaba pisleme!” Nankörlük etmek, iyiliğin değerini bilmemek, karnını doyurduğun yere karşı kötülük etmek manasında kullanılır. Özellikle işçiler işyerlerinde bir haksızlığa karşı çıktıklarında, örgütlenmeye, bir araya gelmeye, sendikalaşmaya başladıklarında duyarlar bu sözü. Çünkü ekmek işçiler için o kadar önemlidir ki, hayat demektir, çocuklarının geleceği demektir, hasta anasının ilacı, evinin kirası, faturalarının ödenmesidir. Hani insanın can evi vardır ya işte, patronlar bizleri can evimizden vurmak için kullanırlar bu cümleleri.
Her şey yolunda giderken yine can evimizden yakalamak için “biz bir aileyiz”, “aynı gemideyiz” sözlerini duyarız patronlardan. Çünkü bizler ürettikçe onlar biraz daha büyümeye, kârlarına kâr katmaya devam ederler. Fakat işçiler olarak birlikte hareket etmeye başlayıp, hakkımız olanı istemeye başlayınca işler değişir. Aile olduğumuz da, aynı gemide olduğumuz da unutulur bir anda. Ekmek yediğimiz kaba pisleyen hain damgası yeriz. Oysa hiç sesini çıkarmadan gece gündüz çalışırken, iş kazalarında canımızdan can giderken, onlara tatlı kârlar sunarken ortada hiçbir sorun görmezler. Akıllarının ucuna bile gelmez, bir annenin, bir babanın çocuğuna harçlık verecek parası var mı diye. Evine ekmek götürebiliyor mu, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu diye hiç düşünmezler.
Çalıştığım fabrikada da “biz bir aileyiz”, “bu gemiyi birlikte yürüteceğiz” laflarını sık sık duyuyoruz. Pandemi sürecinde de yine “biz sizin sağlığınızı düşünüyoruz” sözlerini çok sık duyduk. Yılbaşında yapılması gereken zamlar yapılmadığı için bir araya gelip zamlarımızın neden yapılmadığını sorduk. Sonuçta biz bir aileydik, “hakkımızdır” dedik. Bir arkadaşımız neden hâlâ zamların yapılmadığını sorunca, yöneticimizin ilk sözleri “sen hainsin! Provokatörsün! Yediğin kaba pisliyorsun! Bizde paranız mı kaldı bugüne kadar? Hemen bunu ücretsiz izne çıkarın, hemen!” diye vaveyla koparmaya başladı. Amacı haklı olan arkadaşımızı utandırmak, bizlere de ona karşı cephe aldırmaktı elbette. Başka bir arkadaşımız da “evet paramız kaldı, hâlâ vermediniz zamlarımızı. Lafa gelince aileyiz. Haberiniz var mı, karımın telefonunu satıp eve ekmek aldım. Sen bunun nasıl bir şey olduğunu anlıyor musun?” dedi. Yönetici hiç ara vermeden “madem öyle, ne bunun adı, hemen çıkışını veriyorum senin” diyerek yüksekten konuşmaya devam etti. Sesi çıkan herkesi nankörlükle suçlayıp, işten atma, ücretsiz izne gönderme tehdidiyle korkutmaya çalıştı. Fakat meydanı ona bırakmayıp hep birlikte karşı durunca topuklarını arkasına vura vura geldiği yere geri döndü.
Yani kardeşler, patronlar bize iş verirken iyilik etmek için değil, emeğimizin üzerinden kâr etmek için verirler. Bize ekmek veren onlar değil, emeğiyle ekmeğini kazanan da, patronlar sınıfına lüks yaşamlarını sunan da bizleriz. Emeğimizin karşılığı yalnızca karın tokluğuna çalışmak olamaz, olmamalı! Bu yüzden ekmeğimizi büyütmek için verdiğimiz kavgadan kaçmayalım. Birleşmek kötü bir şey olsaydı, patronlar sınıfı bir olup bu palavraları işçi sınıfına hep bir ağızdan söylemezdi. Binlerce patron istisnasız her fabrikada aynı cümleleri kuruyorsa neden biz işçiler de bir olup “alın terimizin karşılığını isteriz” demeyelim?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...