Buradasınız
İşçi Sohbetlerinden Yansıyanlar
Esenyurt’tan bir grup işçi

Merhaba kardeşler, bizler Esenyurt ve civarındaki havzalarda çalışan işçileriz. Hepinizin bildiği gibi ekonomik kriz belimizi çoktan bükmeye başladı. Geleceğe kaygıyla bakar olduk. Bizler çeşitli sektörlerden ve farklı işyerlerinden işçiler olarak bu gidişata dur diyebilmek için işçilerin birlik olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle bir araya geldik ve ekonomik krizin yaşamlarımızı nasıl etkilediğini konuştuk. Sohbetimizin çarpıcı bölümlerini sizlerle paylaşalım istedik.
Daha sohbetin başında şu anda bir üniversitede çalışan bir arkadaşımız söz aldı. Üniversite mezunu pek çok arkadaşının iş bulamadığını söyleyen eğitim işçisi; “çalışan arkadaşlarım ise maaşlarını ya gecikmeyle alıyor ya da hiç alamıyor” diyor. Örnek olarak da havalimanında taşeron bir firmada çalışan mühendis arkadaşını gösteriyor. “Aylardır maaş alamıyorlarmış!” diyor. Yani ekonomik kriz okullu-okulsuz ayrımı gözetmeksizin tüm işçileri vuruyor. Verdiği bir başka örnek ise daha da çarpıcı! Yeni mezun bir arkadaşı, özel bir üniversiteye iş başvurusu yapmaya gittiğinde, “Bir sene boyunca maaş alamayabilirsin! Kabul ediyorsan form doldur, etmiyorsan boşuna yorulma!” sözlerini işitmiş. Yüzsüzlüğün bu kadarı! Kapitalizm için “ücretli kölelik düzeni” denir. Anlaşılan, patronlar içinden geçtiğimiz ekonomik kriz koşullarında “ücretsiz köleler” aramakla meşguller!
Gelelim fabrikalardaki duruma; etiket firmasında çalışan bir arkadaşımız, “çalıştığımız işyerinde krizi hissetmememiz söz konusu bile değil!” diyerek sözlerine başlıyor. İşlerin yavaşladığından, kimi haklarının ellerinden alındığından ve yaşadıkları işsizlik korkusundan bahsediyor. Bu korkudan ötürü işçiler birbirleriyle daha fazla rekabet eder, adeta yarışır hale gelmiş! Bir başka işçi araya girerek işyerindeki arkadaşıyla sohbetini aktarıyor: “Her gün işyerine öfkeyle geliyordum, sebebi de zamlardı. ‘Şekere zam geldi’ dediğimde arkadaşım bana başka şeker markası söyleyip ‘ondan al, o daha ucuz’ diyordu. Aradan birkaç gün geçti ve ‘kahvaltılık, yumurta, salça… Her şey ateş pahası!’ dediğimde, ‘şu markete git, orada daha ucuz’ diye akıl veriyordu. Zamlar sürekli devam edince, o da krizi kabullendi, artık hak veriyor. Geçenlerde bu arkadaşı muhasebeden çağırdılar, bir anda beti benzi attı. Tabii hemen aklına işten çıkartılacağı geldi. Allahtan başka bir şey için çağrılmış. Şu anda bizim işyerinde de hepimizin en büyük korkusu bu; işten çıkartılacağımızın haberini almak!”
Onun konuşmasına metal işçisi bir arkadaşımız katkı yapıyor. Yüzlerce işçinin çalıştığı fabrikalarında krizle birlikte mesailerin kaldırıldığını, senede bir kere verilen ikramiye ve yakacak parasından ise şimdilik kimsenin bahsetmediğini söylüyor. Bir başka metal işçisi, yaşadıklarını bizimle paylaşarak sermayenin vicdanının olmadığını gözler önüne seriyor: “Fabrikada bir işçi iş kazası geçirdiğinde işçinin tedavisini artık üstlenmeyeceklerini söylediler. Kendi imkânlarımızla hastaneye gidip tedavi olacakmışız, hatta bir de günlük ücretimizden kesilecekmiş!” Aynı işyerinde çalışan diğer bir işçi ise “artık tuvalete gitmek, sigara içmek ve namaz kılmak bile ücretli hale geldi!” diyor. Fabrikalarında üretim alanından çıkarken kart bastıklarını, işçilerin tuvalet, sigara veya namaz gibi ihtiyaçları için çalışmadan geçirdiği sürelerin hesaplanıp maaşlarından kesildiğini anlatıyor. Sözü ilk alan metal işçisi devam ediyor; “Malum kış geldi, fabrika çok soğuk oluyor. Hâlbuki ısıtma sistemi var ama patron ‘tasarrufa gitmemiz gerekiyor’ diyerek öğlen 12.00’de ısıtmanın kapatılması talimatını vermiş.” Mesailer de kaldırılmış o işyerinde. Ücretleri zaten çok düşük olan ve ancak mesailerle geçinebilen işçiler de çareyi ek işler yapmakta görmüşler. Metal işçisi; “hepimiz ek iş arar olduk, akşamları mesai çıkışı veya hafta sonları çalışmak için. Bazılarımız seyyar satıcılık, bazılarımız gece bekçiliği yapıyor. Ehliyeti olan arkadaşlar ise korsan taksilere çıkıyor. Nereye kadar bu böyle gidecek, inanın bilmiyorum!” diyor.
Etiket fabrikasından işçi arkadaşımız bunun üzerine soruyor: “Eğer seçimde hepimiz AKP’ye oy verirsek ülkeyi ekonomik krizden kurtarıp, bizlerin daha rahat yaşamamızı sağlayacaklar mı? Yoksa daha kötüsünü mü göreceğiz?” “Bence asıl zor günler seçimden sonra yaşanacak” diyor bir işçi, bir diğeri de sorunun cevabını bir örnek üzerinden anlatıyor. Asgari ücretin belirlenmesi sürecinde AKP’ye oy vermiş işçilerin kimi sorularının ilçe örgütlerindeki AKP temsilcileri tarafından ciddiye alınmamış olması da ciddi öfkeye yol açmış. Bu bile seçim sonrasında işçileri nasıl bir atmosfer beklediğini gösteriyor, sorunlarımız ciddiye alınmayacak ve büyüyecek!” diyor. Fabrikalarında ise sendika, örgütlenmek gibi lafların şimdilik bir fısıltı şeklinde konuşulmaya başladığını söylüyor.
Sohbetimize sonradan dâhil olan, klima fabrikasında çalışan bir işçiye ardı ardına sorular soruyor diğer işçiler. Kendi fabrikalarındaki uygulamaların orada da olup olmadığını merak ediyorlar. “Sosyal yardımlar kesildi mi? İşten çıkarmalar, ücretsiz izinler başladı mı? Mesaiye kalınıyor mu?” Soru yağmurunun ardından anlaşılıyor ki her yerde aşağı yukarı aynı sorunlar baş göstermiş.
Sohbetimiz bir metal işçisinin örgütlülüğün ve mücadelenin önemine dikkat çekmesiyle sona eriyor. Öncellikle UİD-DER’e ve İşçi Dayanışması bültenine teşekkür ederek sözlerine başlıyor işçi arkadaşımız: Sonra şöyle devam ediyor: “Böyle bir zamanda işçilerin yanında olmanız, işçilerin sesi olmanız çok anlamlı… Bu çaba bizleri çok mutlu etti, emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Keşke daha güzel şeyler konuşsaydık ancak bizlerin gerçeği de bu! Ekonomik krizle birlikte tüm işyerlerinde sorunlarımız ortaklaştı ve büyüdü ama bir yerlerde işçiler de mücadeleyi yükseltiyor. Bu haberleri bültenden ve UİD-DER’den alıyoruz. Hepimiz için birlik ve mücadele giderek zorunlu hale gelecek! Çünkü bir arada olmaktan başka çaremiz yok!”
Kriz ve İşçi Kadınlar
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....