Buradasınız
İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud, 30 Kasımda motokurye Yunus Emre Göçer’e çarparak ölümüne neden olmuştu. Olay yerinden kaçan Şeyh Mahmud polis ekiplerince gözaltına alınmış fakat akşam saatlerinde serbest bırakılmış, 2 Aralıkta da elini kolunu sallayarak Türkiye’den Somali’ye uçmuştu. 8 Aralıkta “taksirle ölüme sebebiyet vermek”ten Şeyh Mahmud hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Somali Cumhurbaşkanının oğlunun ve Türk yetkililerin pervasızlığı karşısında insan sormadan edemiyor: Bir insanın canı bu kadar değersiz olabilir mi?
İSİG Meclisi’nin verilerine göre Kasım ayında en az 137 işçi çalışırken hayatını kaybetti. Örneğin bu işçilerden biri Afganistan’dan ailesiyle göç ederek Türkiye’ye gelen ve Zonguldak’ta bir madende çalışan, 50 yaşındaki Vezir Muhammed Nurtani’ydi. Kaçak maden çalıştırdığı ortaya çıkmasın diye çalışırken fenalaşan Nurtani’den kurtulmak isteyen maden sahibi, ormanlık alanda Nurtani’yi yakarak katletmişti. Aynı ay içinde kahredici bir iş cinayeti haberi de Hatay İskenderun’dan geldi. Tosyalı Demir Çelik Fabrikasında eritme kazanının patlaması sonucu iki işçi yanarak hayatını kaybetti. Yaralanan işçilerin üzerine damacanayla su dökülerek sözde ilk yardım yapılmıştı. Patronlar bu iş cinayetlerini gizlemek ve sorumluluklarının üzerini örtmek için bu habere erişim yasağı getirtmişti. Katliamın üzeri bu şekilde ört bas edilmek istenirken Patlamada yaralanan işçilerden biri daha dün yaşamını yitirdi.
omer_girgin.webp
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Patronlar iş cinayetlerine haber yasağı getirtirken işçiler ölmeye devam etti. İçlerinde henüz hayatının baharında, gencecik işçiler de vardı. Ömer Girgin yalnızca 15 yaşındaydı. Kocaeli Körfez’deki bir sanayi sitesinde kaporta boya atölyesinde beş gün önce işbaşı yapmıştı. Sobayı tiner ile yakmaya çalıştığı esnada tinerin parlaması sonucu ağır yaralanan Ömer, 11 gün hastanede yoğun bakımda kaldı ve hayatını kaybetti. İş cinayeti sonucu yaşamdan koparılan bir başka genç işçi 17 yaşındaki Ulaş Dumlu’ydu. Konya Ereğli’de stajyer olarak çalıştığı elektrik firması ile gittiği Bahri Dağdaş Şeker Fabrikasında arızayı gidermek için çıktığı elektrik direğinde dengesini kaybederek arıtma havuzuna düşen Ulaş, hayatını kaybetti.
13 Aralıkta Niğde Gazozu fabrikasında iş cinayeti gerçekleşti ve basında küçük bir haber olarak yer aldı. Niğde Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Niğde Gazozu fabrikasında su kazanını temizleyen işçilerden 2’si kimyasal gazdan zehirlenerek hayatını kaybetti, 1’i ağır olmak üzere 3 işçi yaralandı. Niğde Gazozunun web sayfasında şu satırlar yazıyor: “13.12.2023 tarihinde fabrikamız imalat saha dışında bulunan üretim bandında kullanılmayan boş kazanın temizliği sırasında 3 işçimiz olumsuz etkilenmiş, olaya hemen müdahale edilerek işçilerimizin hastaneye sevki sağlanmıştır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.” Yerli ve milli olmakla övünen bu patron, fabrikada 2 işçinin ölümünü neden gizliyor? Önlem almayarak neden olduğu iş cinayetindeki sorumluluğunu neden itiraf etmiyor? Niğde Valisi işyerini ziyaret ediyor ve basına “üzüntü verici bir olay, inşallah bu tür olaylar yaşanmaz” diyerek adli tahkikatın devam ettiğini beyan ediyor. Siyasi iktidarın atadığı valiler ve sermaye sahipleri kol kola girmiş yaşananların üstünü örtmeye, ölümleri geçiştirmeye çalışıyor. 14 Aralıkta bu kez Denizli’deki bir krom madeninde meydana gelen göçükte üç işçi göçük altında kaldı. Biri 28 yaşında genç bir mühendis diğeri 35 yaşında bir işçi olmak üzere iki işçi hayatını kaybetti, bir işçi yaralandı.
Somali Cumhurbaşkanının oğlunun çarptığı motokuryeye yardım etmeyerek kaçması ve sonrasında da elini kolunu sallayarak ülkeyi terk etmesiyle atölyelerde, madenlerde, fabrikalarda gerçekleşen iş cinayetlerinde “yerli ve milli” patronların hiçbir şey olmamış gibi üretimi devam ettirmeleri, umursamazlıkları, pervasızlıkları aynı zihniyetin sonucu değil mi? Denetimlerin eksik ve yetersiz olduğu, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmadığı ve sendikalaşmanın engellendiği koşullar iş kazalarına davetiye çıkartır. Farklı yer ve zamanlarda yaşanan bu olaylar üst üste eklendiğinde ortaya şu manzara çıkıyor: Siyasi iktidarın ve sermayenin zihniyeti aynı. İş kazaları topluma kader veya işçilerin ihmali olarak benimsetilmeye çalışılıyor. Sömürü çarkları işçilerin canı ve kanı üzerinden dönüyor. İşçilerin örgütsüzlüğe mahkûm edildiği bu dönemde, patronların zulmü yanlarına kâr kalıyor. Bu vicdansızlık onca iş cinayetine rağmen cezalandırılmaktan, hesap vermekten kurtuluyor. Daha dün son duruşması görülen ve 20 işçinin yanarak hayatını kaybettiği Davutpaşa patlamasında, yargıya göre hapsedilecek suçlu yok. Bir değil iki kez yapılan yargılamada sorumluların hesap vermesi mahkeme kararlarıyla engellendi. Göstermelik cezalar ile davanın üstü örtüldü. Hukukun, kolluk kuvvetlerinin, bürokrasinin, sermayenin iç içe geçtiği bu düzende işçiler için adalet olmayacağını bir kez daha gördük. İşçi düşmanlarından gerçekten hesap sormak için işçilerin birliğinin ve mücadelesinin güçlendirilmesi gerekiyor. Fabrikada, atölyede, madende her nerede çalışıyor olursak olalım işçiler olarak örgütlenmekten başka çaremiz yok.
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Soma’nın 10. Yılı: Unutmadık, Unutmayacağız!
- Soma Katliamının 10. Yılında Eylemler
- Soma’dan Bugüne Acımız ve Öfkemiz Büyüyor!
- Amasra Maden Katliamı Davasında 3 Tutukluya Tahliye
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
- Beşiktaş’ta İşçi Katliamı: 29 İşçi Hayatını Kaybetti
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
Son Eklenenler
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...