Buradasınız
İşçiler Yıllık İzinlerinde Ne Yapar?
Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi

Yaz geldi, havalar iyice ısındı. Ne zaman televizyonu açıp bir haber izlemeye kalksak hemen plajlara akın eden ya da lüks içinde tatil yapan insan manzaraları ile karşılaşıyoruz. Çoook yıldızlı oteller, yatlar, jipler, havuzlar, sahil, kumsal ve muhteşem bir doğa. Peki, tıpkı o görüntülerdeki gibi yaz ayı işçiler için de tatili, eğlenceyi, dinlemeyi mi ifade ediyor? Her birimiz düşünelim, fakat bir işçi olarak ben kendi yanıtımı vereyim. Ne yazık ki hayır! O gördüklerimiz birer görüntüden ibaret, hayal. Onlar eğlenirken biz onların eğlenme görüntüleriyle kendimizi avunuyoruz. Onlar oynuyor biz seviniyoruz, onlar geziyor biz seyrediyoruz.
Gelelim kendimize. Yıllık izini hak ettiği halde maddi imkânsızlıklardan dolayı bu hakkını kullanmayan pek çok işçi tanıyorum. Hemen hepsinin de gerekçesi aynı. “Dinlenip tatil yapmayı öyle çok isterim ki... ama imkânsız. İzne çıkmak demek masraf demek, oysa ben çalışmak zorundayım. İzin hakkımı kullanmayıp parasını alacağım” diyenlerin sayısı oldukça fazla. Kimisi de yıllık iznini memleketine gidip çalışarak, kışlık erzakını hazırlayarak geçiriyor. Yıllık izne çıksa bile bütün iznini evde oturarak geçirmek zorunda olan işçilerin sayısı da hiç az değil.
Biz işçilerin iş bulmuş ve çalışabilenlerinin her günü, her yılı çalışmakla geçiyor. Sürekli üretiyoruz. Durmadan, yeniden ve yeniden. Elimizle ürettiklerimiz gözümüzün önünde, zenginliği ise bizden çok uzaklarda. Bunca emek harcayıp hayatı var ederken ürettiğimiz bütün güzelliklerin uzağında kalıyoruz. Bizden önceki işçi kuşakları bugün bize sanki ta ezelden beri varmış gibi gelen birçok hak için dişe diş mücadele etmiş. İşçilerin yıllık izin hakları da bunlardan sadece bir tanesi. O kadar gerilemişiz ki sahip olduğumuz bu hakkımızı kullanmak bile biz işçilere lüks olmuş. Hayatımız sürekli küçücük hesaplar yaparak geçiyor. Meselâ üretim adedini tamamlayabilmek için sürekli hesap yapıyoruz, ay sonunu getirebilmek için hesap yapıyoruz, marketlerde hangi tüketim ürünleri daha ucuz onun hesabını yapıyoruz, tüm pazarı dolaşıp en ucuz sebzeyi almanın hesabını yapıyoruz. Yıllık izne çıkacağız, yine hesap yapıyoruz. Ama insanı çıldırtan bu düzenin neden böyle olduğunun hesabını gereği kadar yapamıyoruz.
Patronlar zevki sefa içinde hayatlarını sürdürürken, özel yatlarında dünya turları yaparken bize üç kuruşun hesabını yapmak kalıyor. Bunun adına yaşamak denir mi? Bize üç kuruşun hesabını yaptıranlardan hesap sormak için daha büyük hesaplar yapmak zorundayız.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...