Buradasınız
Adres Doğru mu?
İstanbul/Avcılar’dan bir işçi

Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz mi? Çalışma koşullarımız, geçim derdi, gerçekleşmeyen hayallerimiz, yaşadığımız kentlerdeki kaos derken gündelik yaşam stresi ve tahammülsüzlüğü arttırmıyor mu?
İşe veya okula gitmek için toplu taşımayı kullananlar her gün benzer olaylara şahit oluyorlardır. Çoğumuz 8-10 saat çalıştığımız günün sonunda yorgun argın halde tıklım tıkış otobüslere, metrobüslere binmeye çalışıyor, tek ayak üstünde giderken trafikte saatler geçiriyoruz. Bindiğimiz otobüste aslında hepimiz aynı durumdayız ama tahammül sınırlarımızı zorlayan o kadar çok şey yaşıyoruz ki artık birbirimize dayanamaz hale geliyoruz. Yolcular ya geç gelen şoföre çatıyor ya da birbiriyle tartışıyor, şoförler yolcuları azarlıyor. Ne var ki bu tartışmalar ulaşım sorununa çözüm olmadığı gibi sorunun asıl kaynağının görülmesini de engelliyor.
Ya da sağlık sistemindeki sorunları düşünelim. Doktor randevusu alabilmek için günlerce uğraştıktan sonra gittiğimiz hastanede sıranın bir türlü bize gelmemesine, iki dakikada bir hasta bakmaya zorlanan doktorun bizimle yeterince ilgilenmemesine, malzeme eksikliği yüzünden tedavimizin yarım kalmasına haklı olarak öfkeleniyoruz. Ama ne yazık ki burada da sorunun kaynağını ıskalıyor, öfkemizi ya sağlık çalışanlarına ya da bir başka hastaya yöneltebiliyoruz.
Gündelik yaşamımızda karşılaştığımız sorunlar karşısında duyduğumuz öfke elbette haklı bir öfke ve bizler de bu öfkemizi gösterebilmeli, yansıtabilmeliyiz. Ama bunu sorunun çözümüne katkı koyacak şekilde yapmazsak, öfkemizi yanlış adrese yöneltirsek öfkemize neden olan sorunlar daha da derinleşir. Mesela örnek olarak verdiğimiz ulaşım ve sağlık hizmetlerindeki sorunlar karşısında tepkimizi şoföre, yolcuya, doktora, hastaya yöneltirsek, tek sorumlu olarak onları görürsek ne olur? Elbette onlar da bize tepki gösterirler ve birlik olup sorunlarımızı çözmek yerine birbirimize düşmüş oluruz. Sorunlarımızın kaynağı aynı tezgâhta çalışan arkadaşımız, aynı metrobüste yolculuk yaptığımız ya da aynı hastane kuyruklarında beklediğimiz işçi kardeşimiz değildir. Bindiğimiz otobüsün şoförü ya da gittiğimiz hastanedeki sağlık çalışanı da değildir. Öfkemizi yönelteceğimiz adres bizi bu hayata mahkûm etmeye çalışan patronlar sınıfı ve onların düzenidir, kapitalizmdir. Yaşadığımız sorunlar karşısında öfkemizi diri tutalım ama bu öfkeyi birbirimize değil sorunların kaynağına yani kapitalizme yöneltelim.
Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
Hepsi Seninle İlgili!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...