Buradasınız
Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Bir petrokimya fabrikasında çalışan işçiler olarak toplu iş sözleşmemizi geride bıraktık. Sözleşmemizi imzaladık, üzerinden 2 ay geçti, şimdiden maaşımız yüzde 18,5 oranında eridi. Yakın zamanda metal işçilerinin sendikaları ve metal işverenlerinin sendikası MESS arasında sözleşme yapılacak. Metal işçileri bu sözleşmeye hazırlanıyor. Metal işçileri de hepimiz gibi ücretlerinin enflasyon karşısında erimesine tepkililer. Yansıtılan enflasyonla gerçek enflasyon arasındaki uçurum biz emekçilerin cebindeki hırsız gibi. Zaten üç kuruşla geçinmeye çalışan işçiler olarak böyle saldırılar yüzünden artık daha da kötü şartlarda yaşıyoruz. Her gün tüketim maddelerine yapılan zamlar belimizi büküyor. Maaşımız her geçen gün eriyor. Bu durumda olmamızın sorumlusu, hiç uzatmadan söyleyelim, yaşadığımız sistemin kendisidir, bu sistemin başındakilerdir, yani patronlar sınıfıdır, ülkeyi yönetenlerdir.
Halimiz böyleyken sendikaların, işçinin yalnızca ücret mücadelesi verdiği örgütler haline geldiğini görüyoruz. Evet, ekonomik mücadele verilecek ama toplumsal sorunlar, siyasal baskılar çerçevesinde de sendikaların söyleyecek ciddi sözleri olmalı. Sendikalar toplumsal sorunlarla işçilerin sorunları arasındaki bağı ortaya koymaktan ve işçilere bunları anlatmaktan geri durmamalı. Bildiğiniz gibi sözleşme dönemleri işçilerin hareketlendiği dönemlerdir. Sendikalar bu dönemleri işçileri bilinçlendirme, örgütleme, sıkı sıkı yan yana durmasını, birbirine kenetlenmesini sağlama dönemleri olarak değerlendirmelidir. İşçilerin mücadeleye hazır olmasını “sorun” olarak görmek yerine onları güçlendirme ve örgütleme fırsatı olarak gören, böylesi bir sendikal anlayışı benimseyen sendikacılar lazım. Maalesef bugün böyle bir sendikal anlayış var dersek kendimizi kandırmış oluruz. Ama “böyle gelmiş böyle gider” diyerek kenara çekilmek de biz işçi sınıfına yakışmaz.
Peki, ne yapmalı? Biz işçiler ekonomik haklarımız için mücadelenin yanında siyasal haklarımız için de mücadelenin de son derece önemli olduğunu unutmamalıyız. Çünkü biz işçilere, bu kötü koşullarda yaşamayı layık görenler bir siyasal karar almış oluyorlar. Ekonomik haklarımıza saldıran siyasi iktidar bunu yapabilmek için grev, örgütlenme, protesto hakkımıza engel koyuyor. Bize gelince de en çok duyduğumuz şeyi söylüyorlar, “bu işe siyaset karıştırmayın”. Bu köhne anlayış ile işçi sınıfı bir adım ileri gidemez. Biz kendi sınıfımızın siyasetini yapmak, bizleri hiçe sayan sendikal bürokrasiye, sermaye sınıfına ve onların siyasi temsilcilerine karşı sınıf mücadelesi vermek zorundayız.
Değerli işçi kardeşlerim, önümüzde MESS sözleşmesi var; burada en başta metal işçilerinin birlikteliği önemli. Boş verin şu sendika bu sendika diye ayrışmayı, sendikaların hepsi biz işçilerindir, hiç kimsenin babasının tapulu malı değildir. Hiçbir zaman mücadeleden yılmamak lazım. İşçi sınıfı bazı dönemler dipleri görür, bazı zamanlarda da ayağa kalkar, dimdik durur. Yeter ki işçiler birbirlerine sahip çıksınlar, örgütlü bir biçimde hesap sormasını bilsinler. Karşılarında ne uzlaşmacı sendikacılar ne de patronlar durabilir o zaman.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...