Buradasınız
Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!

İşyerinde haksızlığa mı uğradınız, patron göz göre göre haklarınızı mı çiğniyor, sigorta primleriniz, ücretiniz zamanında ve tam olarak yatmıyor mu, hamilelik sürecinde işten mi atıldınız, mobinge mi maruz kaldınız, alacaklarınız doğru hesaplanmıyor mu? Bu ve benzeri soruların muhatabı kimdir? Yaşadığımız haksızlıkları kime sormalı ve kimden fikir almalıyız? Aslında bu sorunlarımızı kendi birliğimiz ve sendikalarımız sayesinde aşmamız mümkün. Ama ne yazık ki bunlar tam da eksik olan şeyler. Bu nedenle istatistiklere göre işçilerin büyük çoğunluğu ALO 170 hattını arıyor ve yukarıdaki sorulara benzer sorular soruyor.
2010 yılında “çalışma hayatıyla ilgili soru, görüş, öneri, ihbar ve şikâyetlerin tek noktadan değerlendirilip cevaplanması amacıyla ve “Çalışma Hayatı İletişim Merkezi” adıyla Alo 170 hattı kuruldu. İŞKUR yayımladığı verilere göre “kurulduğu günden Haziran 2023 tarihine kadar yaklaşık 181,1 milyon çağrı” gelmiş bu hatta. Aylık ortalama 1 milyon 800 binin üzerinde çağrı cevaplıyor Alo 170. Bu yılın ilk altı ayında 10 milyon 208 bin çağrı karşılanırken, bu çağrılardan sadece 2 milyon 160 kadarı İŞKUR mevzuatı kapsamında yer almış.
Her ay 1 milyon 800 bin işçinin soru, görüş, öneri, ihbar ve şikâyetlerde bulunması işçi sınıfı için ne anlama geliyor? Neden sendikalar, işçi dernekleri, işçi partileri veya işçi avukatları değil de Alo 170 aranıyor? Çünkü örgütsüz işçiler en yüksek otorite olarak devleti muhatap alıyorlar. Devletin işçilerle patronlar arasında hakem olduğunu; işçi olarak haklı oldukları için kendilerinden yana olacağını düşünüyorlar. Fakat Alo 170 işçilerin hiçbir sorununu çözemez. Her ay artan başvurulardan anlıyoruz ki sorunlarımız tüm ağırlığıyla yerinde duruyor. İşyerlerinde yaşanan sorunları çözmek için işçinin en temel adresi sendikalardır, kendi birlikleri ve dayanışmalarıdır. Bu dayanışmanın açığa çıktığı örgütlenmelerdir. Alo 170 işçilerin örgütlenmesini, birlik olmasını önermez. Alo 170 işçileri sendikaya yönlendirmez. Alo 170 sorunlarımızın kestirme yollardan çözülemeyeceğinin göstergesidir. Her ay 1 milyon 800 bin işçinin sorunları için bu hattı araması sendikalarımızın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesinin önemini ortaya koyuyor. İşçilerin güven duyacağı, çatısı altında birlikte mücadele edeceği mücadeleci sendikalara duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...