Buradasınız
Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
İzmir’den bir emekli

Emekliler 19 Mart günü pek çok kentte olduğu gibi İzmir’de de Konak’ta Saat Kulesi ve Kemeraltı girişinden az ötede toplandılar. Önceden sendikaları Tüm Emeklilerin Sendikası aracılığıyla randevulaşmış çoğu beyaz saçlı, saçsız, kimisi çarpık yürüyen emekliler sözleştikleri saatten evvel toplanmaya başlamışlardı.
Toplanma noktasına gelenlerin yolu Etçiler isimli bir kasap dükkânının önünden geçiyordu. Yani basın açıklamasına gelenlerin neredeyse tamamı bu kasap dükkânının önünden geçtiler. Dana, kuzu eti ve kıyma fiyatlarını hepsi yutkunarak okuyup, yumruklarını ve dişlerini sıkarak yürüdüler. Oracığa yüzlerini yakından çeken bir kamera konmuş olsaydı emeklilerin aylardır kursaklarına et namına bir şey girmediği belli olurdu.
Basın açıklamasında emeklilerin çok büyük bir bölümünün 10 bin lira maaşla resmen açlığa mahkûm edildiği ifade edildi. Ve emekli aylığının açıklanan açlık sınırının yanına bile yaklaşamadığı, asgari ücretin de altında olduğu vurgulandı. Açıklamayı okuyan emeklinin arkasında duran “AÇIZ AÇ” dövizine dikkat çekildi. Erdoğan’ın emeklilerin ek zam taleplerine “aynı gemideyiz, idare edin” şeklindeki cevabına tepki gösterildi. Ayrıca “savaşa değil, emekliye bütçe” sloganı atılarak, savaşa ve halkların çocuklarının birbirine öldürtülmesine karşı çıkıldı.
Basın açıklaması sırasında tesadüfen oradan geçerken görüp gelen epey yaş almış ve eşini kaybetmiş ablamız, “yetimin, dulun gözyaşını akıtmayın, bayram paralarımızı kesmesinler. Ben eşimin cenazesini borçla kaldırdım. Mezarını 11 bin liraya yaptırdım. Dulun, yetimin parasını kesmeyin. Kuru ekmek yiyoruz, bundan haberiniz var mı? Sosyal güvenlik, dört dairen var mı, araban var mı, marketin var mı? Varsa içeri alıyorlar. Yok mu? Kapıdan bile geçirmiyorlar. Hakkımız haram olsun” dedikten sonra hızla uzaklaşıp gitti.
Ardından ak saçlı, gözlüklü epeyce yaş almış Yıldız ablamız Erdoğan’a seslendi, “Kimden korkuyorsun sayın cumhurbaşkanı? Peşinde o kadar korumalar, kimden korkuyorsun? Polis de senin, asker de senin, sarayının bahçesindeki zabıta da senin. Hiç olmazsa o peşindeki koruma ordusunun arabalarının paralarını emeklilere var” diye seslendi. Alanlarda epey antrenmanlı olan emekliler gür bir şekilde “saraya değil, emekçiye bütçe” sloganı attı.
Dirimize iki çift sözü olduğu gibi, ölümüze de iki çift söz eder Nâzım usta Ölüme Dair adlı şiirinde. Kapitalist düzen altında ölümün adil olmadığını anlatır. “Bir Acem şairi ölüm âdildir diyor. Ölümün âdil olması için hayatın âdil olması lâzım…” Yani yaşamın olduğu gibi, ölümün de âdil olabilmesi için dirilerimizin hepsini kapitalizme karşı mücadeleye çağırır. “Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” dizelerinde çağırdığı gibi.
Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.