Buradasınız
İşçilerin Velinimeti Kimdir?
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi otomotiv işçilerinin Bursa’daki iş bırakma eylemlerini basına değerlendirirken, “ihracatta 500 milyon dolar kaybımızın olduğunu hesap ediyoruz” diye açıklamada bulunmuştu. Zeybekçi, “işçi için işveren, işveren için işçi velinimettir” diyerek işçileri eylemlerine son vermeye çağırmıştı. Birinin velinimeti olmak onu korumak, iyilik ve bağışta bulunmak, ona kazandırmak anlamına geliyor. Bu tanımlamaya göre işçiler patronların velinimetidir. Çünkü patronlara kazandıran işçilerdir. Dizginsiz bir sömürüyle işçilerin sırtından servetler kazanan patronlar ise, işçileri velinimet olarak değil makine parçası gibi görüyorlar. Patronlar işçilerin velinimeti olsaydı iyi bir ücret vermeleri, çalışma saatleri başta olmak üzere çalışma koşullarını iyileştirmeleri ve işçilerin sosyal haklarını iyileştirmeleri gerekmez miydi? Velinimetlik, işçileri asgari ücrete mahkûm etmekle, işten atmakla, iş güvenliği önlemlerini almamakla, sendikalaşma hakkına saygı duymamakla, grev haklarını yasaklamakla olmaz. Demek ki burada birbirinin velinimeti olan insanlar değil, çıkarları taban tabana zıt iki insan grubu var. Patronlar sınıfı ve işçi sınıfı.
Ekonomi Bakanının açıklamasını destekleyen TÜSİAD, MESS, TİSK, MÜSİAD ve bilcümle sermaye örgütleri, koro halinde “biz işçilerimizle bir aileyiz” demeyi çok seviyorlar. Devlet ve hükümetten teşvik, destek, kredi, ihale alan patronlar birbirleriyle kıyasıya rekabet ediyorlar. Sıra işçi haklarına gelince aralarındaki rekabeti unutup “kardeş” ve “aile” oluyorlar. Fabrikalarda sömürdükleri işçilerse asla bu “ailenin” parçası olamazlar. İşçilere “aileyiz”, “aynı gemideyiz” diyen patronlar, onları ancak ailenin hizmetçisi, geminin tayfası olarak görürler. Kendileri ihtişamlı yaşamlar sürerken, işçileri ölesiye çalışmaya mahkûm ederler. Dincisi, milliyetçisi, ulusalcısı, çağdaşı, gericisiyle bütün patronlar, daha çok çalışmamızı, daha az ücret talep etmemizi, sendika, grev ve örgütlü mücadeleden uzak durmamızı tembihlerler.
Patronlardan hak alma mücadelesine giren işçiler şu soruyu sorarlar: “Patronumuz bu kadar çok kazanıp büyürken, zenginliğine zenginlik katarken neden bizim istediğimiz üç kuruş zammı çok görüp karşılamıyor?” Patronların kârları katlanarak artarken, işçilerin ücret ve sosyal haklarına zam beklemesinden daha doğal ne olabilir? Oysa patronlar ne kadar çok kazansalar da bu kazançlarından işçiye bir şey vermek istemezler.
Metal işçilerinin eylemleri, patronların işçilere hiçbir hakkı kendiliğinden vermeyeceğini ortaya koydu. Renault, Arçelik LG, Tofaş, Ford ve diğer fabrikalarda işçiler özgürce sendika hakkını kullanmak istedikleri için patronların sinsi saldırılarıyla karşı karşıya kaldılar. İşçilerin taleplerini kabul etmeyen patronlar, 500 milyon doları işçileri bastırmak ve Türk Metal’in fabrikalarda kalması için gözden çıkardılar. Bunu Türk Metal’e olan sevdalarından yapmadılar. Mücadele eden işçilerin taleplerini karşılarlarsa bunun gerisinin geleceğini düşündüler. Bu yüzden işçilerin zafer kazanmasını engellemek istediler.
Kapitalist sistemde mülk sahibi olan patronlar işçileri çalıştırır, fakat emeklerinin çok az bir kısmını ücret olarak verirler. Böylece patron işçinin sırtından artı-değer elde eder. Yani daha çok sermaye biriktirir. Daha çok hizmet, daha çok üretim gerçekleştirir. Patronların kârlarının yükselmesi için işçinin daha çok çalışıp, daha az talepte bulunması gerekir. Yani patronlar işçiye hamilik, velinimetlik yapmaz. Tam aksine işçileri vahşice sömürür, ezer, zenginleşmek için ücretli köle olarak çalıştırır. Böyle yapmazsa rekabet edemez, patron olamaz. Patronların velinimeti sömürüdür ve patronlar velinimetlerinden vazgeçemezler.
Ekonomi Bakanı, işçileri zarara neden olmakla suçluyor, “velinimetimiz” olduklarını söyleyerek patronlara teslim olmamızı istiyor. Patronlar ve onların temsilcileri, işçileri baskı altında tutmaya ve köleliğe mahkûm etmeye çalışıyorlar. İşte bu nedenle işçilerin tek ve gerçek velinimeti birlik, örgütlülük ve dayanışmadır. Boyun eğmemizi, kanaatkâr olmamızı, itaat etmemizi isteyen yalancı “velinimetlere” kanmayacağız. Patronların heveslerini kendi velinimetimize, örgütlü gücümüze sahip çıkarak kursaklarında bırakacağız.
Yılın Sadece Bir Pazarı
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...