Buradasınız
İşsizlik Salgını Virüsten Onlarca Kat Hızlı Yayılıyor!

Hayli ilginç bir zamanın içinden geçiyoruz. Sermaye sınıfı koronavirüs salgını üzerinden işçi sınıfına karşı sistematik ve tarihi bir saldırı başlatmış durumda, üstelik dünya çapında! Nice zamandır “geliyorum” diyen ekonomik krize koronavirüsün sebep olduğunu söylüyorlar. Yarattıkları korku atmosferinin sayesinde krizin faturasını işçi sınıfına kesiyorlar. Toplumun korkuya boğulmasında önemli rolü bulunan koronavirüs sayaçları artık neredeyse saat başı güncelleniyor. Bir an düşünelim; giderek şiddetlenen işsizlik dalgasını yansıtmak için de sayaçlar yapılmış olsa ne olurdu? Dünya işçi sınıfı koronavirüs salgınından çok daha yıkıcı, çok daha ölümcül bir salgınla karşı karşıya olduğunu fark ederdi.
Virüs sayaçlarına değil işsizlik sayaçlarına bak!
Çok değil bir ay önce ABD’de işsizlik maaşına başvuran işçilerin sayısı 280 bin civarındaydı. Son birkaç haftaya kadar da rekor başvuru, 1982 yılına (695 bin başvuru) ait görünüyordu. Ancak sadece geçtiğimiz hafta 6,6 milyon işçi, işsizlik maaşına başvurdu. Böylece son üç haftalık bilanço 17 milyona yaklaştı. Nereden nereye! Üstelik ABD Merkez Bankası (FED) “kabaca bir hesaplama” yaptığını belirterek 2 ay içinde yaklaşık 50 milyon işçinin işten atılabileceğini, resmi işsizliğin yüzde 30’u geçeceğini belirtiyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan rapor ise, Latin Amerika’da da aynı sebeple 14 milyon işçinin işten atıldığını belirtiyor. Bu durumda Amerika kıtasında daha şimdiden 30 milyonu aşkın işçi koronavirüs bahanesiyle işten atılmıştır.
Avrupa’da da durum farklı değil! Almanya, İtalya, İspanya, Fransa işsizliğin rekor kırdığı ülkelerin başında geliyor. Geçtiğimiz hafta Koronavirüs bahanesiyle 3,6 milyon işçinin işten atıldığının ortaya çıktığı Fransa’da bu hafta sayı 6,3 milyon olarak güncellenmiştir. İşsizlik salgını, şiddetini arttırarak tüm Avrupa’ya yayılmıştır. İspanya’da her hafta işçiler yüz binler halinde işten atılırken, İtalya’da ilan edilen sokağa çıkma yasağı gerçek işsiz sayısını perdelemektedir. Üstelik milyonlar işsizliğe sürüklenmekle kalmıyor, çalışma sistemlerinde köklü değişiklikler yapılıyor ve işçiler başka hak gasplarıyla da karşılaşıyor. Mesela sadece Almanya’da 2,5 milyon işçinin bu süreçle birlikte kısa çalışma modeline geçiş yapacağı söyleniyor.
Peki ya Asya’da? Orada da dünyanın geri kalanından farksız değil! Hindistan ve Çin… Dünya işçi sınıfının iki dev bölüğünün yaşadığı bu ülkelerde de ekonomik kriz tüm gerçekliğiyle kendini dayatmıştır. Bir araştırma Çin’de 205 milyondan fazla işçinin bu süreçten kaynaklı ya işten atıldığını ya da henüz işine dönemediğini ortaya koyuyor. Hindistan’da da devasa olduğu tahmin edilen işsizlik tablosu sokağa çıkma yasağından kaynaklı belirsizliğini koruyor.
Öfke birikiyor
Dünyanın hangi kıtasına bakarsak bakalım işsizlik sayaçlarının muazzam bir hızla devir yaptığını görebiliyoruz. Elbette sermaye sınıfı da bu durumun kaçınılmaz sonuçlarını görüyor vekitlelerde oluşacak öfke dalgasını dizginlemek, olası protestoları frenlemek için çeşitli adımlar atıyor. Mesela Türkiye’de“İşten Atmalar Yasaklanıyor” şeklinde büyük bir aldatmacayla sunulan son torba yasa düzenlemesi buna örnektir. Tasarının yasalaşması durumunda yüz binlerce işçi; kolayca ücretsiz izne çıkarılabilecektir. Bunun sonuç itibariyle işsizlikten hiçbir farkı yoktur, fakat gelin görün ki bu yolla işçiler resmi olarak işsiz bile sayılmayacaktır!
Türkiye işçi sınıfının daha şimdiden hayli acı bir işsizlik tablosuyla karşı karşıya bulunduğunu da söylemek gerekir. Koronavirüse karşı alındığı söylenen sözde önlemler nedeniyle 210 bin işyerinin “geçici” olarak faaliyetlerinin durduğu belirtiliyor. Çeşitli araştırmalar üzerinden yapılan tahminler bu işyerlerinde 5 milyondan fazla işçinin çalıştığını söylüyor. Vurgulamak gerekiyor ki bu devasa rakama henüz kapanmayan işyerlerinden çıkarılan işçiler dâhil değil! Aynı şekilde fiiliyatta işten çıkarılmadan farkı bulunmayan ücretsiz izine çıkarılan işçiler de!
Kapitalizm 500 milyon kişiyi daha açlığa itecek!
İşsizlik sayaçlarındaki rakamlar virüs sayacına nazaran kat be kat daha hızlı artmaktadır. ILO Mayıs ayı sonuna kadar 195 milyon işçinin işten atılabileceğini söylemektedir. Üstelik yükselen işsizlik dalgası, işçi sınıfı için ekonomik krizin sadece bir boyutudur. Kimi uluslararası sermaye kurumları “salgın nedeniyle yarım milyar insanın daha yoksullaşacağını” söylemek zorunda kalıyor. Öncelikle şunu hatırlatalım sermaye sınıfının uluslararası kriterlerine göre yoksulluk sınırı günlük 3,2 dolardır. Yani onlara göre 3,3 dolar kazanan bir işçi yoksul sayılmamaktadır. Bunun ikiyüzlü ve bir o kadar alçakça bir aldatmaca olduğu ortadadır. Bu nedenle ILO’nun açıklamasını 500 milyon insanın yoksulluktan öte, açlığa itileceği şeklinde okumak gerekmektedir.
Düşünelim ki koronavirüs olmasaydı, bu kriz manzarası görece daha olağan bir zamana denk gelseydi ne olurdu? Meydanları haksızlıklara, baskılara, sömürüye ve yoksulluğa karşı zaten doldurmuş olan dünya işçi sınıfı, ekonomik krizin kendisine fatura edilmesine nasıl tepki verirdi? Kuşkusuz o zaman durum çok başka olurdu! Israrla vurguladığımız gibi koronavirüs ekonomik krizin sebebi değil, krizin sonuçlarını gizleyebilmek için egemenlerin kullandığı bir perdedir! İşçi sınıfının örgütlülüğünü yükseltmek bu dönem oldukça hayati önemdedir. Çünkü yalnızca dünya işçi sınıfı gerçeklerin üstünü örten bu perdeyi yırtıp atabilir; insanlığa bu karanlığı yaşatan kapitalist sisteme ancak ayağa kalkan işçi sınıfı son verebilir.
Yardım mı Zorunlu Bağış mı?
Gücümüz Birliğimizden Gelir
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...