Buradasınız
İstanbul’un En Kalabalık Newroz Mitingi
Gebze’den bir depo işçisi
21 Mart 2010 Pazar günü, hayatım boyunca katıldığım en kalabalık ve en coşkulu Newroz mitingi olarak hafızamda yerini aldı. Daha önce üç kere katıldığım Newroz kutlamaları bu sene hem katılımcılarının kalabalık olması hem de coşkusu ile, bitmesini istemediğim bir gün oldu. Burjuva medyada, bu günün anlamını ve katılımın çokluğunu gizleyen pek çok habere rastladım. Oysa İstanbul en kalabalık mitingine şahit oldu. Yaklaşık 500 bin kişi katıldı mitinge. Çoğunluğu Kürt halkı olmak üzere Türk emekçi ve işçilerin de katıldığı, Kürt halkını yalnız bırakmadığı ve destek olduğu müthiş bir gündü.
Kawa’nın zalim Dehak’a karşı yüzyıllar önce yaktığı isyan ateşini 500 bine yakın Kürt ve Türk emekçi beraber halaylar ve şarkılarla kutladı. Kürsüye gelen bütün konuşmacılar bu mücadelenin yıllardır sürdüğünü, bundan sonra da çözüm sağlanana kadar süreceğinden bahsetti. Bu sorun karşısında muhatabın kendileri ve önderlikleri olduğuna önemle vurgu yapıldı.
Ben de derneğim UİD-DER ile katıldığım bu Newroz’da bir kere daha şunu gördüm. Kürt halkı mücadelesine sahip çıkarak bu günlere kadar geldi. Yıllardır süregelen baskı ve zulme karşı kimliğine ve diline sahip çıktı. Devletin baskı ve asimilasyon politikalarına karşı durdu. Şimdi ben buradayım diyor. Hâlâ Kürdüm, Kürtçe konuşuyorum ve bu topraklarda hakkım olan saygıyı istiyorum diyor.
Bu topraklarda yaşayan Türk emekçi ve işçiler sömürü düzeninden dolayı bir kez eziliyorsa, Kürt kardeşlerimiz iki kere eziliyorlar. Hem sömürülüyorlar hem de devletin asimilasyon ve baskı politikalarına maruz kalıyorlar. Yıllardır egemenler yüzünden birbirimize düşman kesildik. Ama bunun bize bir faydası hiç olmadı. Biz birbirimize ne kadar uzaklaştıysak o kadar zararını gördük. Bir Türk işçisi veya emekçisi olarak, Kürt halkını ezen devlete ve milliyetçilik pompalayan burjuva medyaya inanacağımıza, etrafımızda bulunan herhangi bir Kürt kardeşimize sorarak sorunun neden kaynaklandığını daha doğru ve net bir şekilde öğrenebiliriz. En doğrusunu onu yaşayan kişiler bilir. Türk işçi ve emekçiler hep beraber “Yaşasın Halkların Kardeşliği!” şiarını yükseltmeli ve Kürt kardeşlerinin yanında olmalıdırlar.
Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi!
İşsizlik İl İl Büyüyor
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- İşçi ve Emekçiler Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Kartal Mitinginde Haykırdı: Artık Yeter, Birlikte Değiştireceğiz!
- Metal İşçisi Kadınlar Olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’leyiz
- Çocuklarımızın Geleceği İçin Haydi 1 Mayıs’a
- Bakırköy’de Binler Haykırdı: Krizin Faturası Patronlara!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...