Buradasınız
İstanbul’dan Emekçi Kadınlar: 1 Mayıs’ta Taleplerimizi Hep Birlikte Haykıracağız!
İstanbul’dan emekçi kadınlar

Emekli: Çok fazla haksızlık ve hukuksuzluk var. Ben 1 Mayıs’a hak, hukuk ve adalet talepleriyle çıkıyorum. Herkesi de bu talepler için alanlarda olmaya çağırıyorum.
Kamu emekçisi: 1 Mayıs’lar, gün geçtikçe daha fazla taleple meydanlara çıktığımız bir gün haline geldi. Dünyamızda maalesef bir savaş gerçeği var. Savaşların olmadığı bir dünya istiyoruz. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakacağımız bir dünya istiyoruz. İnsanca çalışma koşulları istiyoruz. Kadın cinayetlerinin bitmesini istiyoruz. Taleplerimizi sıralamaya sayfalar yetmez, çok fazla sorunumuz var. Tam da bu yüzden 1 Mayıs bu sorunlara olan öfkemizi ve taleplerimizi haykırabileceğimiz çok önemli bir gün. Herkesi 1 Mayıs’ta alanlara bekliyorum.
Sağlık emekçisi: Her gün değişen bir sağlık sistemi istemiyoruz. Sağlığın herkesin ulaşabileceği bir hizmet haline gelmesini istiyoruz. Sağlık çalışanlarının haklarının tanınmasını istiyoruz. 1 Mayıs’ta birbirimizden güç alarak bu haklarımız için mücadeleyi büyütelim.
Sağlık emekçisi: Sağlıkta şiddet istemiyoruz, sağlıkta özelleştirme istemiyoruz. Herkese eşit, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti istiyoruz. Tüm sağlık emekçileri olarak 1 Mayıs’ta omuz omuza olalım istiyoruz.
Belediye işçisi: Belediyelerde taşeron işçi olarak kötü koşullarda ve yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Taşeronluk sisteminin son bulmasını, herkesin güvenceli ve kadrolu şekilde çalışmasını istiyoruz. Bu talepleri ancak alanlarda bir arada olursak kazanabiliriz, kimse bize biz mücadele etmeden haklarımızı vermeyecek.
Kamu emekçisi: Çocuğum ilkokul öğrencisi, devlet okuluna gidiyor. Okullarda çok sorun var ama en önemlisi beslenme sorunu. Okullarda bir öğün ücretsiz yemek talep ediyoruz. Temizlik ve hijyen koşulları sağlanmalı, bunlar için velilerden para toplanmamalı.
Ofis çalışanı: Kadınların işi olarak görülen ev işlerinin toplumsallaşmasını istiyoruz. Mahallelerimizde ortak yemekhaneler, kreşler istiyoruz. Hem tüm gün işte çalışıp hem de ev işlerinin bizim üzerimize yıkılmasını istemiyoruz.
Sağlık emekçisi: Çocuklar dört yaşına gelene kadar annelere ücretli izin verilmesini talep ediyorum. Her mahalleye anaokulu ve kreş açılsın istiyorum.
Banka çalışanı: Çalıştığımız sektörde çok uzun saatler çalışıyoruz, mesaiye kalıyoruz ama ücretini alamıyoruz. Esnek ve uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla mesai saatleri dışında bile iş talep ediliyor. Çalışma saatlerinin kısaltılmasını, mesailerin kaldırılmasını talep ediyorum.
Belediye işçisi: Yoksulluğun arttığı zor bir süreçten geçiyoruz. Bu da toplum içerisinde birçok soruna yol açıyor. İnsan gibi yaşamak istiyoruz, ücretlerimizin yükseltilmesini, iş saatlerinin kısaltılmasını istiyoruz. Emekçi kadınlar olarak değer görmek istiyoruz, kadına yönelik şiddet son bulsun istiyoruz. Çocuklarımızın okula aç gitmediği bir dünya istiyoruz.
İşsiz: Kadınlara daha çok iş imkânı sağlanmasını istiyorum. Kriz olduğunda işten çıkarmalarda ilk kadınlar işten atılıyor. Ben de bu şekilde işten çıkarıldım ve buna karşı mücadele ediyorum. İş güvencesi istiyorum.
Metal işçisi: Ev işlerinin toplumsallaştırılması ve gece vardiyalarının yasaklanmasını istiyorum.
Avukat: Avukatım, çocuğuma bakmak zorunda olduğum için işimi yapamıyorum. Her mahalleye kreş istiyoruz. Eve kapanmak istemiyoruz. Çalışmak, üretmek istiyoruz.
Sağlık emekçisi: Büyük çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu bir sektörde çalışıyoruz ve birçok sorun yaşıyoruz. Parasız, güvenceli, nitelikli sağlık hizmeti talep ediyoruz. Kamuda tasarrufa “hayır” diyoruz. Tasarruf denerek hastanelere gerekli teçhizat ve malzeme sağlanmıyor. Bunun bedelini insanların canıyla ödemesini istemiyoruz.
İnşaat sektöründe İSG uzmanı: Çalıştığım sektörün en büyük sorunlarından biri iş kazaları. İş kazalarının önlenmesini, iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerinin alınmasını, bunu yapmayanların cezasını çekmesini talep ediyorum bu 1 Mayıs’ta.
Tekstil işçisi: Güvenceli bir iş ve insanca bir yaşam için 1 Mayıs’ta meydanlarda olacağım.
Öğrenci: Ben bir öğrenci olarak ücretsiz ve nitelikli eğitim istiyorum. Bugün üniversite öğrencilerinin en büyük sorunlarından biri barınma. Ücretsiz barınma istiyorum. Geleceğin işçisi ve bir emekçi olarak eşit işe eşit ücret talep ediyorum.
Lojistik işçisi: Sürekli ayakta çalışıyorum. Eve iki büklüm gidiyorum. Bu sadece benim işime özgü bir durum değil. Türkiye’de genel çalışma şekli bu olmuş. Daha kısa çalışma saatleri istiyoruz, çalışırken sağlığımızı kaybetmek istemiyoruz. Patrona sorsan “ben sizi 17.30’da bırakıyorum ister gezin ister dinlenin ister eşinizle dostunuzla görüşün” der. Ama yolda geçirdiğimiz süreyle birlikte 19.00’dan önce eve gidemiyoruz. Hem işte yoruluyoruz hem de ev işleri yapıyoruz. Kendimize de zaman ayırabilmek istiyoruz. Adil bir yaşam istiyoruz.
İşsiz: Biz kadınlar 1 Mayıs’a her biri canımızı yakan sorunlarla gidiyoruz. Kendi güvenliğimiz için tetikte olmak istemiyoruz. Çalıştığımız işyerinde terfi almak, aynı pozisyonda olsak bile erkek meslektaşlarımızdan daha az maaş almak, her adımda maruz kaldığımız bazen küçük ama bir o kadar yıpratıcı ayrımcılık, biz kadınları yıldırıyor. Evde, işyerinde, sokakta, her yerde hak ettiğimiz saygıyı görmek istiyoruz. Kendimizi değerli ve güvenli hissedeceğimiz bir dünyada yaşamak istiyoruz. Bizlerin talebi, sadece eşit haklar değil, baskıların, cinsiyetçi tavırların ve korkuların olmadığı bir hayattır.
Kimya işçisi: Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla Türkiye işçi sınıfı olarak şu an en büyük sorunumuzun başımızdaki faşist rejim olduğunu düşünüyorum. Faşizm sadece baskı ve zorbalık demek değil, bugün yaşadığımız her türlü sorunu daha da derinleştiren bir rol oynuyor. En küçük hak kırıntılarına bile gözünü dikiyor. Farklı sektörlerden, farklı kültürlerden, farklı sendikalardan işçi ve emekçilerin bir araya geldiği ve bir ağızdan taleplerini dile getirdiği bu günde “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırarak bu zalimlerden, zorbalardan ancak emekçiler olarak ortak mücadelemizle kurtulabileceğimizi ifade edeceğiz.
- Kalkedon’da Mayıs Yağmuru
- Yağmur Olduk Haykırdık: Yaşasın İşçilerin Birliği!
- İnançta Umutta Sınıfımızın Saflarında!
- UİD-DER ile Yürümek
- Umut Örgütlü Mücadelede: 1 Mayıs 2025 Kadıköy
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- Gençlik Mücadeleyle Büyüyor
- 1 Mayıs’ta Coşkuyla Dolduk
- “Umut Örgütlü Mücadelede”
- 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Safında UİD-DER’deydik!
- UİD-DER Saflarında Doğru Hedefe
- 1 Mayıs’a Ailece Katılmak
- Kadıköy 1 Mayıs’ında Yükselen Ses: “ARTIK YETER!”
- Her Şeye Rağmen Bu 1 Mayıs’ta da Alanları Doldurduk
- 1889’dan 2025’e, Bugünlerden Geleceğe 1 Mayıs
- Dünya İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Tek Yumruk: Kemer Sıkma Politikalarına, Baskılara, Emperyalist Savaşa Hayır!
- 1 Mayıs 2025: Türkiye’nin Dört Bir Yanında Değişim İsteği Yankılandı!
- UİD-DER’le 1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede!
- İstanbul’da On Binler 1 Mayıs’ta Alanlarda Buluştu
- Haydi, 1 Mayıs’a!
Son Eklenenler
- 24 Haziranda Demir Yol-İş, Yol-İş, Türkiye Sağlık-İş, TES-İş, Koop-İş, Tez Koop-İş, Türkiye Sağlık-İş, Genel Maden-İş, Türk Harb-İş, Şeker-İş sendikalarına üye işçiler İstanbul’dan Adana’ya, İzmir’den Hakkâri’ye il ve bölge temsilciliklerinin olduğu...
- Aile hekimliği sisteminde Kasım 2024 tarihi itibariyle yürürlüğe giren “Eziyet Yönetmeliği”nin insan ve toplum sağlığını riske atacak bir diğer uygulaması da geçici koruma statüsündeki mültecilerin ve göçmenlerin aile hekimliklerindeki kayıtlarının...
- İsrail devletinin 13 Haziranda İran’a saldırmasıyla birlikte emperyalist savaşın alevleri, hızla yayılmaya devam ediyor. Bu savaşın arkasındaki güç olan ABD, 22 Haziranda İran’daki üç nükleer tesisi bombalayarak yangını daha da büyüttü. Emperyalist...
- İtalya’da SI Cobas, USB, FISI ve FLAI gibi sendikaların silahlanmaya ve savaşa karşı seferberlik çağrısına kulak veren on binlerce işçi greve gitti. 20 Haziranda “Silahları bırak, maaşları arttır!” sloganıyla taşımacılık ve ulaşım başta olmak üzere...
- Binaların, konutların, otomobillerin, mobilyaların rengârenk boyalarının üretildiği DYO Boya’da işçiler, 22 Mayıstan bu yana grevde. İzmir ve Kocaeli’deki DYO Boya işçileri, enflasyon ve vergiler karşısında eriyen ücretlerinin arttırılmasını istiyor...
- İzmir Belediyesinde çalışan yaklaşık 23 bin işçinin 29 Mayısta başlayan ve 7 gün süren grevi yoğun bir kara propagandaya maruz kaldı. Belediye işçileri aşağılandı, tembel olmakla, çok yüksek ücret istemekle, hatta “vatan haini” olmakla suçlandı....
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55’inci yılında; TPI Kompozit grevinin 36’ıncı, DYO grevinin 26’ıncı gününde anlamlı bir yürüyüş gerçekleşti. Çiğli Sanayi Sitesi içinden başlayıp İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesine kadar süren yürüyüşte iki...
- 12 Haziran, 2002’den bu yana “Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” olarak kabul ediliyor. Ancak bugün çocuk işçi sayısı, 1800’lü yıllardaki gibi vahşi kapitalizmin pençesinde büyüyor. İşçi çocukları kölece koşullarda çalıştırılıyor, iş...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Beltur’da çalışan DİSK Dev Turizm-İş üyesi 3 işçi hukuksuzca işten çıkarılmaları üzerine 20 Haziranda direnişe geçti. Direnişin ikinci gününde Beltur Mecidiyeköy Meydan Tesisinde eylem yapan işçiler,...
- Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın aktardığı verilere göre, son dört yılda Alo 144 Sosyal Yardım Hattına başvuranların sayısı 34 milyonu aştı. Yine Bakanlığın paylaştığı bilgilere göre yaklaşık 14 milyon...
- UİD-DER 19 yaşında. İşçi mahallelerinde, fabrikalarda, okullarda, meydanlarda, grev ve direnişlerde birleşen işçilerin özverisiyle UİD-DER büyüdü, 19 yaşına ulaştı. “19 Yaşım” şiirinde Nazım Hikmet’in dediği gibi: “Benim ilk çocuğum, ilk hocam,...
- 15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul ve Kocaeli sanki sıradan bir pazartesiye uyanmış gibiydi. Ama sokaklar başka türlü fısıldıyordu. Fabrika bacaları susmuş, presler durmuştu. Ne kayışlar dönüyor, ne makine gürültüsü yükseliyordu. Henüz üç yıl önce...
- İsrail bir tarafta İran ile savaşırken diğer taraftan da Gazze’ye yönelik saldırılarına devam ediyor. Bölgeden gelen haberler ve görüntüler bize Siyonist rejimin insanlık dışı katliamlarının yeryüzünde hiçbir vicdana, hiçbir insanlığa sığmadığının...